-on dokuz-

2.1K 225 457
                                    

•Biz şimdi neyiz?

____

Yanıyordum.

Belimdeki elleri, ağzımın içine dolan nefesi ve dudaklarıma hükmeden dudakları ateşten bir çemberin içindeymişim gibi hissettiriyordu. Dayandığım duvarın soğukluğu deri ceketime rağmen vücuduma nüfuz etse de tek hissettiğim boğucu bir yangından başkası değildi. Min Yoongi yine ezber dışı hissetmeme neden oluyordu. Min Yoongi beni yine yakıyordu. Ve benim düşündüğüm tek şey, bu yangının en fazla ne kadar iyi hissettirebileceğiydi.

Belimde sıkılaştırdığı ellerinin yerini kolları aldığında bulunduğu yeri sımsıkı sarmış ve beni mümkün olabilecek en hızlı şekilde kendine çekerek aramızdaki mesafeyi sıfıra indirmişti. Güçsüz bacaklarım artık duvara temas etmeyen sırtım yüzünden kendilerinde ayakta kalabilecek güç aramış ancak fazla dayanamayarak tüm ağırlığımı Yoongi'nin kollarına vermeme neden olmuşlardı. Fakat çok geçmeden ikimizi de yürütmeye başladığında onları kullanmak zorunda kalmış adımlarına uyarak bizi götürdüğü yere zoraki de olsa adımlamaya başlamıştım.

Adımlarımız birbirine karışırken yalpalamayı ikimiz de umursamıyor, sadece öpüşüyor, öpüşüyor ve öpüşüyorduk.

Minik dairemizin içine girmemizi sağladığında görmesem de ayağıyla kapıyı kapattığını hissettim. Nihayet adımlarımız son bulduğunda ise sırtım tekrar duvarda, ensesinde birleştirdiğim ellerim saçlarına doğru çıkmıştı.

Saniyelik dudaklarımızı ayırıp gözlerime baktı. Gözlerinde çözemediğim bir duyguyu barındırıyordu ama bunun kötü olmadığını biliyordum. Saçları, koridorumuzdaki sansürlü lambanın ışığının yüzünü aydınlatmasına engel olmasına rağmen bakışlarındaki duyguyu ve açlığı net bir şekilde görebiliyordum. Beni özlemişti. Beni, en az benim onu özlediğim kadar özlemişti.

"Tekrar söyle." dedi nefes nefese.

Göğsüm nefes alma ihtiyacıyla kabarırken neden bahsettiğini biliyordum ancak cümle kuracak yetiyi kendimde bulamayıp bir süre öylece gözlerine bakmayı sürdürdüm. Aramızda santimler vardı ve onun da benim gibi hızla inip kalkan göğsü temasımızın artmasına neden oluyordu.

"Senden hoşlanıyorum."

Hızla dudaklarıma kapanarak sertçe alt dudağımı emip geri çekildi. "Tekrar söyle."

Alınlarımız biririne yaslıyken tekrar ettim. "Senden deli gibi hoşlanıyorum."

Ve bu kez uzanıp dudaklarını kavrayan ben oldum. Deli gibi attığını hissettiğim kalbim ve vücudumdaki elektirik dalgasına tamamen tezat yavaş bir öpücük başlattım ama Yoongi hemen kontrolü eline almış ve öpücüğün tekrar sertleşmesine neden olmuştu.

Dillerimiz alacaklı gibi savaşırken istekeden dudaklarımdan kaçırdığım inlemeler yanan ateşi daha da harlıyor, aklımı kaybetmeme neden oluyordu. Dudaklarımdan kaydırdığı dudaklarıyla çene hattım boyunca ıslak bir yol izleyip kulağımın altına ulaştığındaysa sertçe emmeye başladığında saçlarındaki ellerimi sıkılaştırıp başını o bölgeye bastırmama engel olamazken boynumu ona açmayı da ihmal etmedim.

Zihnim bulanıktı, başımdaki ağrıyı artık hissetmesem de sarhoşluğun verdiği yorgunluğu bedenimde taşıdığımın farkındaydım. Ve hiç olmadığım kadar arzulu hissedişim yorgunluğumla birlikte kendimi tamamen ona teslim etmeme, tenime dişlerini geçirip emdikçe kısık kısık inlememe neden oluyordu.

collusion • yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin