-yedi-

1.5K 232 200
                                    

•Daha ilerisi de olur umarım.

____

"Günaydın."

Yarım yamalak açtığım gözlerimle karnımı kaşıyarak mutfağa girdiğimde Yoongi hyung domates doğradığı bıçağı yıkarken bana dönüp konuştu ama oralı olmadım ve dolaptan bir bardak çıkarıp yeni uyanmanın etkisiyle oluşan susuzluğumu gidermek adına sürahiden doldurduğum suyu kafama diktim.

"Kahvaltı hazırladım. İstersen okuluna gitmeden önce yiyebilirsin." dedi cevapsız kalmamı umursamadan.

Kafa sallayıp donattığı masaya ilerledim ve her zamanki yerime yerleştim. Hala tek kelime etmemiştim. Normalde gülümseyerek ona teşekkür ederdim ama dün gece gördüğüm görüntüden ve sonrasında duyduğum seslerden sonra içimden onunla konuşmak gelmiyordu.

Dün kaydı bitirdikten sonra hazırlanmış ve Yeeun'la buluşmak için evden ayrılmıştı. Normalde geç saatte buluşmayı kabul etmez ve bir kedi gibi koltukta büzülüp telefonuyla oynardı ama bu kez aramasını bile hızla cevaplamış buluşma için aceleci davranmıştı. Üstelik gece onunla eve gelmiş, öpüştükleri için zar zor yürüyerek onu kendi odasına yönlendirmişti. Ben ise sadece oturma odasında izlediğim filme ara verip onları izlemiş sonrsında duyduğum değişik seslerle televizyonun sesini çoğaltıp sarındığım battaniyenin kenarını ısırarak filme odaklanmaya çalışmıştım.

Pekala, elbette aralarındaki ilişki ya da Yoongi hyung'un Yeeun'a nasıl davrandığı beni ilgilendirmezdi. Belki de gerçekten biriyle düzüşmeye ihtiyacı vardı ama yine de kendimi o kıza karşı değişen hareketlerini sorgularken buluyordum. Bu, normalde kimseyi umursamayan ben için boktan bir durumdu.

"Yeeun gitti sanrım?" diye sordum nihayet yemek faslını bitirdiğimde. Normalde beni ilgilendirmediği için sormazdım ama az önce ona kabalık ettiğimi düşündüğümden ortaya laf atıverdim işte. Ona bu yüzden kaba davranmaya hakkım yoktu. Sonuçta sadece ev arkadaşıydım ve birileriyle yattığı için rahatsız olup böyle davranışlar sergilemem çok saçma olurdu. İstediğiyle eve gelebilir, istediğini yatağa atabilirdi. Bana dokunmadıkları müddetçe sorun yoktu. Olmamalıydı da zaten.

Başını telefonundan kaldırmadan "Evet, erken çıktı." diye mırıldandı.

"Kahvaltıyı birlikte edersiniz diye düşünmüştüm." uzanıp elimdeki kahve bardağını masaya bırakırken ses tonuma kinaye katmaan edemedim.

"Dersi varmış."

"Anladım." dedim yerimden doğrulurken. Dersime yaklaşık kırk beş dakika kalmıştı ve benim bir an önce hazırlanıp çıkmam gerekiyordu.

"Ben hazırlanayım o halde, dersten sonra görşürüz-"

"Jimin." Kapıdan çıkıp odama doğru ilerlerken konuştuğumda cümlemi bitirir bitirmez adımı seslendi.

"Efendim" diyerek yönmü mutfağa çevirdim.

"Dün bir anda videonun kesilmesi ve akşam gitmem umarım sorun olmamıştır. Yani eğer senin için sorunsa üzgünüm ben-" hızlı konuştuğu için nefes verdi. "Ben söz vermiştim."

"Önemli değil hyung." derken belki de sabahtan beri ilk kez dudaklarım yukarı kıvrılmıştı. sorun olmadığını ona tüm benliğimde göstermek ister gibi gülümsememi daha da içten bir hale getirdim. "Keyfine bak."

Pekala, bipolar gibi davranıyor olabilirdim. Benim için gerçekten sorun teşkil etmeyen bir durumdu ama başta sanki bu durum beni ilgilendiriyor gibi kendi kendime tribe girmiştim. Ama bunun yanlış olduğu kanaatine vardığım anda tavırlarımı değiştirip gülümseyerek sorun olmadığını söylüyordum. Karma karışık bu tavırlarım ve içimden gelen saçma hisse daha fazla kulak vermemeliydim. Bu yüzden düşünmeyi kesip aklıma gelen şeyle aniden yüzümdeki gülümsemeyi silerek tekrar konuşmaya başladım.

collusion • yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin