-beş-

1.5K 231 243
                                    

•Yeni bir seansa ne dersin?

____

"Gözlerini kapat ve sıradan bir kız olduğumu düşün Jiminie, yapabilirsin."

Yoongi hyung bıkmış bir ifadeyle konuştuğunda oflayarak başımı salladım. Kendime defalarca bunu tembihlemiştim ama yakınına girdiğimde burnuma dolan kokusu yüzünden odaklanamıyordum. Ve bu yüzden her girişimimiz hüsranla sonuçlanıyordu.

Pekâlâ, Yoongi hyung öpüşmemizi söylediğinde tuvalete gitmem gerektiğini söyleyip kaçmış ve yarım saat sonra da Yoongi hyung'un yakınmaları yüzünden tıpış tıpış çıkmıştım. Ve son bir saatte de onun ısrarları sonucu sayamadığım kez öpüşmeyi denemiş her seferinde benim yüzümden başarısız olmuştuk.

Yoongi hyung'un sabrının son demleri olduğu yüzünden anlaşılıyordu. Sadece küçücük bir öpücüktü ama bir erkekle öptüştüğüm ilk sefer olacaktı üstelik bu kişi ev arkadaşım dehşet yakışıklı Min Yoongi'ydi. Beni anlayışla karşılaması gerekiyordu ama yapmıyor sadece oflayarak bilmem kaçıncı deneyimimiz için başını bana yaklaştırıyordu.

Gözlerimi sımsıkı kapattım ve hiçbir şey düşünmemeye zorladım kendimi. Bu kez yapabilirdim. Evet başarabilirdik, her şey daha iyi bir gelecek içindi. Basit bir öpücüktü ve sadece ufak temastan ibaret olacaktı. Fazlası değildi, kesinlikle yapabilird-

Aniden burnuma dolan kokusu yüzümü hızla yana çevirmeme ve dudaklarının yanağıma temas etmesine sebep olmuştu. Yanağıma doğru derin bir nefes verip dudaklarını çektiğinde içimden "Tanrım," diyordum "yine batırdım."

Benden iyice uzaklaşıp ofladı. Çatılan kaşlarından ve kızaran yüzünden gerçekten çok sinirlendiğini anlayabiliyordum. Zaten çok geçmeden bağırmaya başladı.

"Jimin ne bu kadar zor anlamıyorum. Benimle öpüşecek olman bu kadar mı kötü? Tamam ben de daha önce hiçbir erkekle öpüşmedim ama bunun o lanet videolar için gerekli olduğunu sen de biliyorsun. Neden saçmalamak yerine sadece ayak uydurmuyorsun ki?" Sonra duraksadı. Yükselen sesinden olsa gerek nefes almadan konuşmuştu bu yüzden derin bir nefes aldı. Çökmüş omuzlarıyla yüzümü inceledi ve ben daha hiçbir karşılık vermeden az nöcekine nazaran kısık sesle konuşmaya başladı.

"Ne var biliyor musun, siktir edelim bu YouTube işini. Baksana daha öpüşe-

Hızla yüzünün iki yanından tutup kendime çektiğimde amacım onu öperek susturmaktı ama öyle olmadı. Burunlarımız birbirine çarpmış ve burnumun ucunda keskin bir sızı oluşmuştu. Refleksle tüm yüzümü avuçlarımın içine aldığımda utancımdan yerin dibine girmek istiyordum.

Yoongi hyung burnunu tutmuş geri çekildiğinde buruşmuş yüzüyle "Park Jimin" dedi "dizi mi çekiyoruz?"

Yanaklarım yanıyordu öyle ki kıpkırmızı olduklarına emindim. Sakarlığım hiçbir yerde peşimi bırakmıyordu. Öyle çok utanmıştım ki çoktan yok olmayı dilemeye başlamıtşım. Ne olacağını sanmıştım ki? Onu öpüp susturmak ve level atlamak mı? Sakarlığımı düşünmeden hem de? Koca bir aptaldım.

"Üzgünüm hyung." diye mırıldandım. "Sen öyle diyince ben de.." ellerim yüzünden boğuk çıkan sesim sona doğru daha da kısılmıştı. Şu an tek istediğim şey zamanı geriye sarmaktı.

Naylon eşofmanın sesinden hareket ettiğini anladığımda ellerinin bileklerimi bulması çok sürmedi. İki bileğimi de hafifçe kavramış ellerimi kıpkırmızı yüzümden çekmişti. Biri bana Yoongi hyung'la böyle bir şey yaşayacağımı söylese altıma sıçana kadar kahkaha atardım. Ama durumun içindeyken olay pek de düşündüğümüz gibi gitmiyordu.

collusion • yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin