-altı-

1.5K 243 274
                                    

•Beni öptüğü için özür dilesin istemiyordum.

____

İlk videoyu yayınlamamızın ardından neredeyse üç gün geçmişti. İzlenmeler gayet iyi gidiyordu hatta şimdiden iki bin küsür izlenmişti ve yaklaşık üç yüz yorum vardı. Yeni başlayan biz için bunlar gayet iyi rakamlardı. Yorumlarda sevgili olmadığımızı düşünen kesimi umursamamayı tercih edip olabildiğince role odaklanmaya çalışıyorduk.

Sabah ve akşam öpüşmelerimiz vardı ve çok ileri gitmeden hafif hafif birbirimizi öpüyor utanmalarımı ve tüm bu garip davranışlarımı en aza indirmeye çalışıyorduk. Henüz üç gün olmasına rağmen iyi de gidiyordu. Onu öpmeye hemen alışamamıştım tabi ki ama yanaklarım daha az kızarıyordu ve o öptüğünde çekinmeden karşılık veriyordum. Yani şimdilik her şey iyi gidiyordu.

"Sepeti tutar mısın Jimine?"

Yoongi hyung dibimde bittiğinde elimdeki kamerayı ona çevirip elindeki market sepetini aldım. Haftalık alışveriş yapıyorduk ve Taehyung bir sonraki video için vlog çekmemizin iyi olacağını söylediğinden yanımızda kamera de getirmiş önemi olduğunu düşündüğümüz her şeyi kayda alıyorduk.

"Ne arıyorsun hyung?" diye sorduğumda raflarda gezinen gözlerini bana çevirdi.

"Biftekler için sos alacağım. Sen çok seversin."
diyip göz kırptı ve işine aynen devam etti bu sırada ben de kayıtta olduğumuz için ona olabildiğince yaklaşarak kamerayı omzunun üzerinden elindeli sosa odakladım. Göğsüm sırtına değiyordu ve başım eğdiği başının tam yanında aynı açıyla eğilmişken burnum neredeyse ensesine değiyordu.

Kamerayı ters çevirip dip dibe duran bizi odakladığımda hareketsiz kalıp sosla ilgilenmeye devam edeceğini düşünmüştüm ama öyle olmadı. Başını yan çavirip dudaklarını yanağıma gömdüğünde anın getirisiyle gerilmiştim ama bunu belli etmemek adına gözlerim kısılana kadar gülümseyip "Soslara odaklanmalısın hyung." dedim.

"Çoktan seçtim bile." derken elimdeki sepeti alıp sosları içine koydu.

"Sepeti ben taşırım sen alışverişe deva et" dedim eline uzanarak ama itiraz etmiş ve ilerleyerek bir market arabası çekip sepetin içindekileri ona transfer etmişti.

Arabayı iterek bana doğru ilerlerken kadrajda tamamen o vardı. Alnına dağılan siyah düz saçları ve çenesine indirdiği siyah maskesiyle yüzünde hiçbir makyaj olmamasına rağmen bembeyaz teni ve kırmızı dudaklarıyla harika görünüyordu. Üstelik kendine özenmeden oldukça salaş giyinmişti ama öylesine dikkat çekici duruyordu ki onu kıskanmadan edemedim. Gerçekten çok fazla yakışıklıydı.

Etrafa kısa bir göz gezdirip alacaklarını içine attığında başka bir reyona geçeceğimizi anlamıştım. Bu yüzden hareketlenip onu takip etmeye başladım. Bu sırada kameraya şapşal şapşal gülümsüyordum.

"Market arabasını almakla iyi ettin ben akıl edememiştim." dedim tamamen ona yanaştığımda.

"Sepet gittikçe ağırlaşıyordu taşımak zor olur diye aldım. Hem," dedi dudaklarının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrılırken "taşımakta ısrar ediyorsun zaten miniciksin. Böylesi ikimiz için de iyi olur diye düşündüm. Taşırken zorlanmayız."

"Sen kendine bakmıyorsun herhalde." Raftan iki kutu süt alıp arabaya koydum. " Aynı boydayız hyung, bana minicik diyemezsin."

"Pekala" diye mırıldandı ve sonra ne olduğunu anlamadan kendimi market arabası ve onun arasında sıkışmış bir halde buldum. Ellerini belimin yanından geçirip arabayı tuttuğunda neredeyse burun burunaydık. Kocaman olmuş gözlerimle yüzüne bakıyorken kaşlarıyla yeri odaklayan kamerayı işaret etti. Mesajı anlar anlamaz kamerayı bize doğru tuttuğumda etraftaki bazı kınayıcı gözlerin üzerimizde olduğunu biliyordum.

collusion • yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin