-iki-

1.6K 265 182
                                    

•Bu şeyi daha dün gece düşündüm.

____

Perde açık kaldığından olsa gerek gözüme vuran güneş ışınları çok da derin olmayan uykumdan uyanmamı sağlamıştı. Yerimde doğrulup kollarımı iki yana açarak esnedim. kollarımdan ve sırtımın bazı yerlerinden gelen kütürtü sesleri düzgün dinlenemediğimin habercisiydi. günlerdir olduğu gibi dün de okul sonrası iş aramış ve bulamamıştım. Ama sırtımdaki seslerin nedeni tam olarak bu değildi. Yeni taşınan komşumuza para karşılığında yardım etmeyi teklif etmiş, o kabul edince de yardımım karşılığında bir yüzlük elde etmiştim. Kazandığım paraya öyle sevinmiştim ki hemen markete koşup ev için gerekli olan ne varsa almıştım. Yoongi hyung'un elimdeki poşetleri gördüğünde verdiği tepki aklıma geldiğinde gülümsemeden edemedim. Son zamanlarda en sıkışık dönemimizi yaşıyorduk.

İşten kovulduğumdan beri neredeyse üç hafta geçmişti. Başta Hoseok hyung'dan aldığımız bir miktar parayla idare etmiştik ama sonra o para da suyunu çekince babamdan istemiştim. O da göndermeyince biz de çareyi tek günlük işler yaparak para kazanmakta bulmuştuk ama o da yetmiyordu. Elimiz boş bir şekilde eve döndüğümüz günler çoğunluktaydı.

Yavaşça kalkıp yatağımın hemen yanında duran ters düz olmuş terliklerimi ayağıma geçirdim ve ağır adımlarla banyoya ilerledim. Lavabonun aynasında kendime kısaca bir göz atıp dağılmış saçlarımı düzelttim. Yüzümü yıkamak adına elimi musluğa atıp çevirdim ama beklediğim gibi olmadı. Kapatıp tekrar açtığımda yine aynı sorunu yaşadım. Harika. Artık suyumuz da yoktu.

Anın verdiği sinirle hızla mutfağa doğru ilerlerken bir yandan da kendi kendime söyleniyordum. "Bir bu eksikti. Sanki her şey yolundaymış gibi bir de suyumuzu kestiler."

Mutafaktan gelen tıkırtılar dururken henüz ulaşamadığım kapısından Yoongi hyung'un şaşkın bakan gözleriyle karşılaştım. Kafasını öylece çıkarmış yarı eğik pozisyonda bana bakıyordu.

"Ne oldu dedin?"

"Suyumuzu kesmişler hyung. Gerçekten bir bu eksikti." Mutfağa girereken konuştuğumda o da arkamdan beni takip edip bir sandalye çekti ve oturdu. Çok geçmeden ben de karşısındaki yerimi aldım.

"Pekala,sanırım bu sefer gerçekten ciddi bir sorunla baş başayız."

Evet gerçekten ciddi bir sorundu ve bu kez bunun sorumlusu tamamen bendim. Normalde her ay maaşlarımızı birleştirip ödenmesi gereken fatura borçlarının ve ev kirasının parasını ayırır birimiz bunları öderdi ve diğerimiz de arta kalan parayla evin eksiğini tamamlar, alınması gereken şeylerden sorumlu olurdu. Geçen ay borç-kira ödeme sırası bendeydi ve bütün faturaları ödemişken su fatırasınu unutmuştum. Üstelik işten çıkınca da uyarılara rağmen sürekli gözümden kaçmış, beş parasız kalınca da hiç ödeyememiştim. Ve şimdi de benim yüzümden suyumuz kesilmişti. Bu yüzden tüm suçluluk duygumu sesime yansıtarak mırıldandım. "Üzgünüm hyung tamamen benim hatam."

Sanki bunu bekliyor gibi aniden itiraz etti. "Kendini suçlama Jiminie. Ben de ilgisiz davrandım." Kısık sesle kurduğu cümleden sonra masanın üzerindeki telefonunu eline aldı ve kurcalarken tekrar söze başladı."İkimiz de günlerdir iş arıyoruz ve hala bir sonuca ulaşamadık bu yüzden bizi bekleyen sorunlarla bir bir karşılaşmaya başladık işte. Eğer böyle giderse Daegu'ya dönmem gerekecek ve ben bunu hiç istemiyorum. Bir an önce bir şeyler yapmalıyız."

Bir şeyler yapmamız gerektiğni ben de biliyordum hatta bu konuyla ilgili haftalar önce Taehyung'la fikir alışverişi yapmıştım ama sunduğu fikir aklıma yatmayınca ki aklıma yatmama sebebi tamamen Yoongi hyung'la iş birliği yapacağım, bu konuyu tekrar düşünmemiş ve şimdilik bir şekilde idare edebiliriz diye düşünüp Yoongi hyung'a da bir şey söylememştim. Ama sandığım gibi olmamış, 'bir şekilde idare' edememiştik. Durumumuz gerçekten vahimdi ve acilen bir çözüm bulmamız gerekiyordu ama hala bu konuyu ona sunma fikri aklımı karıştırıyordu.

collusion • yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin