Bölüm Şarkısı: Tokyo by RM
Not: Eğik yazılan cümleler şarkıdan alınan sözlerdir.
*****************Olaydan 2 yıl sonra Jimin'in gözünden****************************************
Gecenin karanlığında yankılanan araba ve insan sesleri.
Tokyo'da uyanıyorum, 2 yıl geçmiş olmasına rağmen buraya gelmemden, hala turist gibi hissediyorum.
2 yıl öncesi hala rüyalarımda tekrar ediyor.
Uyuyamıyorum, memleketimi özlüyorum.
Rüyalarımızı seçebilecek olsaydık, tek bir şey seçerdim.
Eğer rüyalarımı seçebilseydim, senin yanında kalabilmiş olmayı isterdim.
******************2 yıl önce Jimin*************************************************************
Sallanıyorduk, zemin sallanıyordu. Baygın olduğumun yeni farkına varıyordum, ne zamandır biliçsizce yatıyordum, neredeydim? Işık huzmeleri gözlerime dolarken olanların yeni farkına varıyordum. Park Jiwon ölmüştü, hem de en yakın arkadaşımın elinden.
Daha da fazla sallanan zeminle midemin bulantısı iyice arttı, o anda zihnime üşüşen isimle aniden doğrulmaya çalıştım. "Jungkook!" Jungkook iyi miydi, neredeydi, vurulmuştu. "Jungkook neredesin?!"
"Efendim, sakinleştiriciyi bir doz daha arttıralım mı?" Gelen buğulu sesle gözlerimi daha fazla açılmaları için zorladım, bir uçaktaydım. Görüş alanıma giren kişiyle daha da dikilmeye çalıştım, Bay Jeon karşımdaki koltukta oturmuş dışarıyı izliyordu. "Bay Jeon, diğerleri nerede, Jungkook nerede?"
Bay Jeon bana bakmadı bile, bakışlarını emir verdiği yardımcısına döndürdü. "Hayır, sen gidebilirsin, yanımızda kimse kalmasın, onunla ayıkken konuşacağım."
Neler olduğunu anlamıyordum, herkes neredeydi, Bay Jeon'un uçağında ne işim vardı?
"Kafanın karışık olduğunu biliyorum, fakat sakince beni dinlemeni istiyorum." Kafasının bana dönmesiyle yerime iyice sokuldum, her yerim ağrıyordu. Kafamı sakince aşağı yukarı sallayarak ona onay verdim.
"Bak Jimin, ne kadar senin ve Jungkook'un arkadaşlığına birinci elden şahit olamamışsam da birbirinize ne kadar değer verdiğinizi biliyorum, bu değerin boyutunu veya ismini koymak bana düşmez, ama sen ve arkadaşların hepiniz benim oğlum sayılırsınız."
Anlayışla kafamı salladım, devamını duymaya ihtiyacım vardı, Namjoon ve Seokjin'e nolmuştu, peki ya Hoseok, hepsi kurtulabilmiş miydi? Gerçi polisler gelmişti, hepsinin kurtulmuş olması gerekiyordu.
"Aileni, gerçek ailenin kim olduğunu öğrenmek ister misin Jimin-ah?" Dedikleriyle midem takla atmıştı, bu mümkün müydü? Hızla kafamı salladım, tabii ki de öğrenmek isterdim. "Biliyorsun ki Japon bir aileden evlatlık edinildin, senin için her şeyi araştırıp ayarladım, kalacak bir yer bile hazırlattım. Okuduğun bölüme devam etmek istersin diye birkaç bağlantımı kullanarak değişim talep ettim ve kardeş üniversiteden aynı bölümden yer sağladım. Evlatlık alındığın aile hala yaşıyor, ev bilgileri de dahil ihtiyacın olan her şey bu dosyanın içinde."
Elime bıraktığı mavi dosyaya bakakalmıştım, bu anlattıkları çok güzeldi fakat-
"Sana aynı zamanda öğrenci vizesi de çıkarttık, üniversiten bitince oturma iznini biz halledeceğiz. Her şey iyi olacak Jimin-ah, hatta-"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mokıta*jikook*yalan ve yasak
Fanfic*******Mokıta: Herkesin bildiği ama dillendirmeye cesaret edemediği şey******* "Söyle bana Jungkook" Cevaplara ihtiyacım vardı. "Söyle ki anlayayım, yalanlar da yasaklar da kalksın ortadan." "Ne duyduysan unutmak zorundasın Park Jimin. Bazı yalanla...