14. Bölüm*house of cards*

405 42 13
                                    

Bölüm Şarkısı: House of Cards by BTS

* ile işaretli cümleler şarkının içinde geçen sözlerdir.

 -Yazarken canım acıdı:( -

  Tekrar onun evindeydik, Tuvaletten çıkıp kimseye haber vermeden arka kapıdan sıvışmıştık. 

Şimdi yine aynı evdeydik, onu evinde. Tekrar onun odasına girmiştik birlikte.  Jungkook önüme bir kutu bırakıp, son kez gözlerime bakıp odadan çıkmıştı. Eve yürürken ki süre içinde bir kez bile olsun gözlerine bakamamıştım. Son söylediği cümle aklımdan çıkmıyordu. İma ettiği şeyin gerçek olma ihtimali bile midemde kelebekler uçuşturuyordu. Çok acınasıydım.

  Kutunun kapağını açtığımda buruş kırış bir mektup kağıdı gözüktü en üstte. Altında ise özenle katlanmış birkaç kağıt vardı. Okuyacağım şeyler için hazır olup olmadığıma emin değildim fakat içimdeki heyecan bir saniye bile beklemeden mektup kağıdını elime almamı sağladı. İçime derince bir nefes çekip gözlerimi Jungkook'un yazısında gezdirmeye başladım. Üzerinde yazılı olan tarih tam da üç yıl öncesini gösteriyordu.

  Jiminie Hyung,                                                                                                                        

  Merhaba hyung, nasılsın? Ben çok heyecanlıyım, biraz ise telaşlı. Birazdan okuyacaklarına nasıl tepki vereceğini kestiremiyorum ama daha fazla içimde tutamazdım hyung. Bence önce mektubun yanına bıraktığım kahve kavanozunu aç ve kokla. Seni rahatlatacaktır.

  Bizlere açılman üzerinden tam 2 gün geçti hyung. Eşcinsel olduğunu itiraf ettin.  2 gündür yanına gelemiyorum. Bana önceden anlatmadığın için sana sinirli olduğumu düşünüyor olabilirsin fakat alakası bile yok. Tam tersine, tam zamanında açıkladın hyung. 

  Biz senle çok özeliz, değil mi hyung? Sen, sen hep benim yanımda oldun. Ben de senin. Senin gözlerine bakınca güvenim yerime geldi hep. Hyungum olmana rağmen benden minik olan ellerine bakınca hep gülümsedim. Ellerini saçlarımda gezdirince hep huzur doldum. Birlikte dans ettiğimiz gecelerde stüdyonun zemininde benim kıyafetlerimle uyuya kalırdın, ben de yanına yatar seni izlerdim. Sabah kalktığımızda hep her yerimiz ağrıyor oluyor ama olsun, yine de değiyor. Kimle tanışırsam tanışayım sen hep farklıydın. Bir neden aramadım bunda, sorgulamadım ya da. Çünkü o Jimin hyung dedim içimden, o yüzden onu görünce ilk kez görmüş gibi heyecanlanıyorum, ona bakınca kalbim hızlanıyor.

  Senle 13 yaşındayken tanıştım, sen ise 15 yaşındaydın, liseye yeni başlamıştın. Şimdi ise 18'sin, ben de 16. 3 yıl geçti senle hyung. Kendimi bildim bileli senleydim hep sanki. 

  Senle aramızda hiç sır olmadı hyung, en azından bu senenin ortasına kadar. Artık 16 olmak üzereydim, bazı duyguların farkına varmaya başladım. Seni her gördüğümde daha şiddetli atan kalbimi sorgulamaya başladım. Seni dans ederken izleyince neden nefesimi tuttuğumu sorguladım mesela. Hissettiğim şeyleri bir kelimenin altında birleştirmek çok zordu. Sen bir erkeksin, ben de bir erkeğim. Bana öğretildiği gibi kızlardan hoşlandığımı düşündüm hep fakat... Fakat, Jimin deyince akan sular duruyordu işte. 

  Jimin deyince erkek ya da kız kelimeleri anlamını yitiriyordu. Karşı cinsten etkilenmek, aynı cinsten etkilenmek... Konu bunlar değildi. Jimin'den etkilenmekti konu. İşte o zaman duruma uyacak doğru kelimeyi anladım hyung. Bunu anlamamla bir daha sana aynı gözle bakamadım. 

  Aşk kelimesi o zamana kadar bir şey ifade etmemişti benim için ama sanki "Jimin" adıyla anlam buldu. Aşk Jimin oldu bemim için. Jimin hyungun saçlarımı okşaması, gözlerime bakması, önümde dans etmesi, bana yemek yedirmesi, birlikte kahve içmemiz oldu. 

Mokıta*jikook*yalan ve yasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin