Bölüm Şarkısı: Seesaw by Suga BTS
*Seesaw tahterevalli demektir /** "Pekala, tahterevalli oyununu tekrarlayalım" sözü, Seesaw şarkısında geçer. Bir tarafın bir anda diğer taraftan daha üstte, güçlü ya da baskın olduğunu anlatır.
Gözlerimi açtığımda bir hastane odasının içindeydim. Sağımdaki camdan gelen gün ışığı gözümü rahatsız ediyordu. Gözlerimi kırpıştırıp odağımı netleştirince yatağın önünde duran koltuğa oturmuş telefonuyla ilgilenen kişi birini görmüştüm, beni ürkütmüştü, kimdi bu? "Pardon, siz kimsiniz?" "Jimin hyu- ah pardon, Jimin-shi?" Kim olduğunu bilmediğim bu kişi gözümün içine öyle bir bakıyordu ki, gerçekten tanıyıp tanımadığımdan emin olmak için bir kere daha yokladım zihnimi, yok, tanımadığımdan emindim.
"Kim olduğunuzu tanımıyorum, yanımda en son Kim Taehyung vardı, onun nerede olduğunu ve ah bir de, kim olduğunuzu söyleyebilir misiniz?" "Ben seninle aynı bölümde okuyorum, ifşa sayfasında hastaneye kaldırıldığın yazıyordu, okuduğum gibi buraya geldim. Sen benim önemsediğim ve örnek aldığım bir dansçısın Jimin-shi. Sana bir şey oldu diye korktum." Hiç tanımadığım bir insanın beni önemsemesi hoşuma gitmişti. Ayrıca bu ifşa sayfası nasıl her şeyden haberdardı cidden? "Peki Taehyung'un nereye gittiğini biliyor musun?" "Çıkış işlemlerini halletmek üzere danışmaya gitmişti. Koridorda beni görünce yanında bekleyip bekleyemeyeceğimi sordu, beni az da olsa tanır." Taehyung'un tanımadığı biri var mıydı zaten?
İyi ve cana yakın bir insana benziyordu, ismini sorma ihtiyacı hissettim. "İsmin neydi, özür dilerim, ben arkadaşlarım dışında pek birisini tanımam." "Ben Lee Taemin, beni tanımaman normal, bir alt döneminde okuyorum, yıl sonu gösterisinde ben de varım bu arada, baş dansçımızın sen olman çok mutlu etmişti beni. Sana hayranım Jimin-shi." Cidden beni utandırıyordu, ne kadar açık sözlü bir insandı bu çocuk böyle. "Beni burada beklemek zorunda değildin, eminim ki bir sürü ders kaçırmışsındır." "Senin için her şeyi yaparım Jimin-shi."
Duyduğum şeylerle zaten pembeleşen yanaklarım iyice kızarmaya başlamıştı, beni gerçekten mahçup ediyordu. Aramızda oluşan garip sessizliği saygısızca açılan kapının gürültüsü sonlandırmıştı. "Jimin hyung!" Güzel zamanlama Jungkook, dedim içimden. Ben daha tepki bile veremeden o, bakışlarını Taemin'e çevirmişti. "Sen hala burada mı bekliyorsun?" Sesi alay edermiş gibi çıkıyordu. "Sana Jimin hyungun yabancılarla konuşmayı sevmediğini söylemiştim." Yabancı kelimesini o kadar iğneleyerek söylemişti ki, kendimi Taemin için üzülürken bulmuştum, ayrıca o kendini kim zannediyordu, 3 yıldır bir kere bile bana nasılsın diye sormamıştı, şimdi benim kiminle konuşmayı sevip sevmediğime mi karar verecekti? İçimde büyük bir özgüven oluşmuştu, bu sefer laflarımı sakınmayacaktım. "Taemin-shi ile tanıştık Jungkook, o artık pek yabancı sayılmaz hatta sen benim için daha bir yabancısın sanki. 3 yıldır ilk kez yanıma gelen birisi olarak pek de arkadaş sayılamayız değil mi?"
Jungkook'un duyduklarıyla yüz ifadesi değişmişti, sinirlenmiş gibi görünüyordu. Neden bilmiyordum ama, bu bana tahterevalli* oyununu anımsatmıştı, 'Pekala, tahterevalli oyununu tekrarlayalım'**, dedim içimden. "Taemin-ah, bana hyung diye seslenebilirsin bu arada, yabancı sayılmayız artık. Dans gösterisi hakkında takıldığın bir koreografi olursa bana sorabilirsin, sana yardımcı olurum." "Ah hyung, ben sana hayranım, bu benim için büyük bir onur olur." Jungkook'un kaşları her saniye daha da çatılıyordu, dilini yanağında döndürüyordu, bu sinirlendiğini mi gösterir?
"Beni arkadaşın olarak görmüyor musun Jimin-shi?" Bunu anlayamadığım bir sitemle söylemişti. "Arkadaşlığımızdan geriye ne kaldı ki Jungkook-shi? Dün de belirtmiştin sanki, bazı şeyler geçmişte kalmalı dememiş miydin, ben mi yanlış hatırlıyorum? Ah ayrıca, sen beni arkadaşın olarak görüyor muydun ki?" Öyle alay eder gibi konuşmuştum ki, sanki 3 yıldır içimde tuttuğum tüm kin dışarı dökülüyordu. Acaba dün yere düşünce kafama darbe mi almıştım? Jungkook'un karşısında bu kadar güçlü hissetmem hiç alışılmış bir şey değildi. Tıpkı tahterevalli oyunu gibi, dedim içimden. Şu an üstte ben vardım, keyfini çıkarmak hakkımdı, hele de bu 3 yıldan sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mokıta*jikook*yalan ve yasak
Fanfiction*******Mokıta: Herkesin bildiği ama dillendirmeye cesaret edemediği şey******* "Söyle bana Jungkook" Cevaplara ihtiyacım vardı. "Söyle ki anlayayım, yalanlar da yasaklar da kalksın ortadan." "Ne duyduysan unutmak zorundasın Park Jimin. Bazı yalanla...