15. Bölüm*boy meets evil*

412 35 13
                                    

Bölüm Şarkısı: Boy Meets Evil by J-Hope BTS

* boy meets evil = çocuk şeytanla tanışıyor

** ile işaretli yerler şarkının içinde geçen sözlerdir

   Oturuyorduk, bir gün önce oturduğumuz gibi, dördümüz oturuyorduk yan yana. 

   Jungkook ile olan hoş dakikaları bölen kapı zilini duyup ayrılmamızla kapıya koşup Taehyung ve Yoongi hyungun geldiğini görmüştük. Taehyungun sözleriyle olayı kavrayabilmiştik. "Annen aradı ve nerede olduğunu bilip bilmediğimizi sordu, bilmediğimizi söyledik ve buraya gelelim dedik. Sizi burada bulacağımızı biliyorduk." 

  Şimdi ise, yaklaşık bir saattir konuştukları konudan soyutlanmış bir şekilde halının desenlerini inceliyordum. Jungkook ne kadar fazla kişinin bilmemesi gerektiğini düşünse de Yoongi hyungun tüm ısrarıyla Taehyung da her şeyi öğrenmişti. Üzerine ise Hoseok'un beni kaçırdığını anlatıp asıl kimliğini açığa çıkarınca Yoongi hyungun küfürleriyle dolmuştu oda.  Taehyung da haliyle fazlasıyla sinirliydi. "O herifin bir daha suratını bile görmek istemiyorum. Tüm yaşadıklarını senden bilmesi ve tüm bu zaman boyunca psikopatça senin peşinde olması bile hastalıklı olduğunu gösterir." 

  Taehyung'un sözlerini bölen kişi Yoongi'ydi. "Yine de seni öldürmek istediğini zannetmiyorum Jimin-ah, o sadece bir üniversite öğrencisi, ayrıca tam bir korkak olduğu bariz belli. Yaşadıklarını zihninde kurup kurup seni düşman bellemiş. Ona göre hayatını karartan kişi sensin fakat o kadar korkak ki seni öldüren kişi olmak istemiyor, ölüme iteklemek istiyor sadece. Tabii seni nasıl bayılttığını tam anlamadım. Kafana neyle vurdu da bir anda bayıldın? O kadar güçlü veya cesur bir çocuk bile değil Tanrı aşkına."

  "Aslında bunu gerçekten öğrenmemiz iyi olabilir. Anlattığın şey benim de aklıma yatmadı Jimin-ah"  Jungkook'un sesiyle kafamı yerden kaldırdım. Gözlerine bakamayacak kadar utanıyordum. Cidden, ben bir öpücükle utanacak bir insan değildim ama... Ama bu Jungkook'tu işte.  

  Dağılan düşüncelerimi toplayıp Jungkook'u dinlemeye devam ettim. "Belki babamla konuşursam emniyet güçleriyle olan bağlantısını kullanıp mobese kayıtlarına ulaşabilirim, ama öğrenmemiz zaman alır." Kafamı sallayarak cevap verdim. "Zor durumda kalmayacaksan... Çok iyi olur Jungkook-ah."

  Aramızdaki yoğun bakışmalardan bıkan Yoongi'nin cırtlak sesiyle dikkatimi ona verebildim. Kolunu Taehyung'un omzuna koymuştu, yan yana duruyorlardı. "Ehh, gözlerinizle sevişmeyi keserseniz daha önemli şeyleri konuşmalıyız bence." Mahçup bir şekilde kafamı tekrardan yere eğdim, Jungkook'un kıkırtısıyla yüzüm daha da kızarmıştı. Hadi ama, ne zamandır bu kadar utangaç biriydim ben?

  "Şu an bir çıkmazdayız çocuklar. Eğer Jimin'i koruyacaksak Jungkook'un Chaeyoung ile birlikteliğini devam ettirip Park Jiwon'a hiçbir şey çaktırmaması lazım, onun Jimin'in bir şeyleri öğrendiğini anlaması her şeyin sonu olur." Gerçekleri bu kadar açık bir şekilde kelimelere döken Yoongi hyunga sinirlenip bağırmak istiyordum, ilk kez bu kadar mutluydum ama mutluluk da bir yere kadardı, hele ki bizim durumumuzda. Ne kadar hoşuma gitmese de gerçekten çözmemiz gereken şeyler vardı. Parçalanan gerçeklikten kanlar akıyordu...**

  "Aynı zamanda Hoseok'un Park Jiwon'a gidip Jimin'in her şeyi bildiğini anlatmayacağı ne malum?" Taehyung'un sesiyle ona döndüm. "Hayır hayır, bunu yaparsa kendi canı da tehlikeye girer. Park Jiwon kimsenin bir şey bilmemesini istiyor, Hoseok da dahil bir şeyleri bildiğini fark ettiği herkesi öldürür." Ortamda oluşan sessizliği bölen yine Taehyung olmuştu. "O zaman, ben de tehlikedeyim? Hatta Yoongi de..." 

  "Benim Jimin'in kardeşi olduğumu bildiğini zannetmiyorum, benim varlığımdan haberi bile yok bence. Annemin ölümünden sonra emanet edildiğim kadın da ölünce kendi yolumu kendim çizip bu üniversiteyi kazandım. Bir yerden sonra benim de izimi kaybetmiş olmalı. Bu yüzden ne senin bir şey bildiğini öğrenmeli ne de benim varlığımdan haberdar olmalı." Yoongi hyungun konuşmasıyla daha da yerime sindim. Sadece ben tehlikede değildim artık. Hayatlarına değer verdiğim insanlar da tehlikedeydi. Acı gerçeği her gün biraz daha hissediyordum**

Mokıta*jikook*yalan ve yasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin