Bölüm Şarkısı: Filter by Jimin BTS
-görselin ikinci sayfasına da bakın-
10 gün, planlarımızın üzerinden 10 gün geçmiş, balo günü gelmiş çatmıştı. Biraz Hoseok'tan kaçmak için, biraz da uzun zamandır zaman ayıramadığım dans koreografisine odaklanabilmek adına çok vakit geçirmemiştim çocuklarla. Üniversitenin bahçesinde grupça otruduklarını gördüğümde bile hızlıca selam verip yanlarından ayrılmıştım. Namjoon ve Seokjin hyung bir şeylerin garip olduğunun farkındaydılar büyük ihtimalle, Namjoon hyung beni kenara çekip bir problem olup olmadığını sormuştu, ben ise dans pratiği yapmam gerektiğini söylemiştim. En azından bir süreliğine ikna olmuş olacaktı.
Hoseok ise, uzaktan izlediğim kadarıyla sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu, hala Yoongi hyunga şirinlik yapıyor ve Taehyung'a takılıyordu. Çocuklar bir şey belli etmemek için baya çabalıyorlardı, Yoongi hyungun suratına çok dikkatli bakan birisi Hoseok ona yaklaşınca yüzünde oluşan gerginliği fark edebilirdi, fakat neyse ki Hoseok bu kadar dikkatli değildi.
Şimdi ise müzik teorisi dersinden çıkmış, daireme gelmiştim. Balo için hazırlanıp Yoongi hyung ve Taehyung'u bekleyecektim. Beni alacaklardı ve birlikte balonun olduğu konsolosluğa gidecektik. Hoseok ve Jungkook ile Chaeyoung'la da orada buluşacaktık.
Dolabın başına geçmiş ne giyeceğimi düşünürken kapı zili çaldı, şu anda beklediğim kimse yoktu, son zamanlarda yaşadıklarımdan dolayı olacak ki her kapı çaldığında kötü bir haber alacakmışım gibi geliyordu. Korkuyla kapıya koşturdum ve karşımda hazır bir halde duran Taehyung ile Yoongi hyungu görünce tuttuğum nefesi dışarı bıraktım, belli ki erken gelmeye karar vermişlerdi.
"Erkencisiniz, içeri geçsenize." Kapının ağzından içeri girdiklerinde Taehyung konuşmaya başladı. "Jimin, senle biraz konuşabilir miyiz? Merak etme önemli bir şey yok." Ne olduğunu anlamamıştım fakat kafamla onayladım. "Ben salonda bekliyorum, siz konuşun." Omuzumu pat patlayıp salona doğru adımlayan Yoongi'nin arkasından son kez bakıp Taehyung ile odama ilerlemeye başladım.
Taehyung kapıyı arkamızdan örtüp bana doğru döndü. "Jimin-ah, aramız son zamanlarda biraz soğuk gibi, sana itiraf ettiğim şeyle ilgiliyse-"
"Hayır, hayır alakası yok!" Ellerimi hızlı hızlı sallayarak kendimi açıklamaya çalıştım. "Sadece olabildiğince Hoseok'tan uzak durmaya çalışıyorum ve tüm konsantremi dansa verdim, çok geride kaldım biliyorsun. Yıl sonuna çok kalmadı, tüm dansı beceriksiz bir başdansçı olarak rezil etmek istemem." Yüz hatları gevşeyen Taehyung konuşmaya devam etti. "Yine de Jimin-ah, sana itiraf ettiğim şeyler- Evet bir zamanlar senden gerçekten hoşlanıyordum fakat bu bir süre alışkanlığa döndü, anlatabiliyor muyum? Yoongi hyungun hayatıma girmesiyle hiç hissetmediğim bir şekilde hissetmeye başladım, sana hissettiklerimden biraz daha farklı Yoongi hyunga hissettiklerim. Bu da gerçekten ne hissettiğimi sorgulamamı sağlıyor, yine de demeye çalıştığım şey şu; gerçekten benim için en iyi arkadaşımsın. Kalbimi açabildiğim kişi, anlıyor musun? Sana gerçekten eskisi gibi aşık olduğumu zannetmiyorum, hatta sanırım dün Yoongi hyungla bir şeyleri denemeye karar verdik, sevgili olmak gibi?"
Kıkırtılarıyla gülümsemem büyümüştü. "Ciddi misin? Gerçekten sevindim Taehyung-ah, mutlu olmanı her şeyden çok istiyorum. Her şeyden önce, sen benim yol arkadaşımsın, bunu hiçbir şey değiştiremez. O nedenle aramıza soğukluk girmeyeceğinden emin ol." Ona sıkıca sarıldım.
"O zaman gel de seni hazırlaylım, gecenin en güzel çocuğu ol." Sahte bir sinirle cevap verdim. "Heyy, güzel deme bana!" "Bana ne, güzelsin işte!" Kahkalarımızın arasında bana en güzel kıyafetleri buldu, saçımı ve giyimimi ancak ona emanet edebilirdim zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mokıta*jikook*yalan ve yasak
Fanfic*******Mokıta: Herkesin bildiği ama dillendirmeye cesaret edemediği şey******* "Söyle bana Jungkook" Cevaplara ihtiyacım vardı. "Söyle ki anlayayım, yalanlar da yasaklar da kalksın ortadan." "Ne duyduysan unutmak zorundasın Park Jimin. Bazı yalanla...