• Sonbahar •

1.1K 61 33
                                    

Ali Rahmet'in bu sözlerinden sonra içindeki sevginin sıcaklığı dışına vurmuş , yanakları al al olmuştu . Gözlerini sık sık kaçırıyordu...

Ali Rahmet Hünkar'ın bu haline baktıkça bakası geliyordu.

Pembelikten kırmızıya doğru giden yanaklarını. Güldükçe kısılan , güneşte belirginleşen ve yaşaran gözlerini daha net görüyordu.
Altın rengi saçları güneşin altında alev misali parlıyordu.

Ali Rahmet öylesine inceliyordu ki onu . Hünkar artık elini kolunu nereye koyacağını şaşırmıştı.

Fakat Ali Rahmet bunun farkına çok geç varmıştı.

Onu böyle ,
heyecanlı , mesut ve bir hayli utangaç görünce dayanamıyordu. Bakmaya doyamıyordu ama böyle utanıp sıkılmasına da kıyamıyordu.

Sonra elini uzatıp Hünkar'ın elini tuttu.

Hünkar biraz daha rahatlamıştı ama Ali Rahmet'te ara ara bakmayı ihmal etmiyordu.

İkisi beraber adımlıyorlardı. Nereye gittikleri ya da nerede oldukları pek umurlarında değildi.

Ali Rahmet bir yer bir de etrafa göz gezdirirken söze girdi

A: Hep güzeldin , hep güzelsin

Hünkar bunu duymasıyla Ali Rahmet'e baktı.
Ali Rahmet ise bakışlarını yere sabitlemiş ,
dudak yarısı gülümsüyordu.
Hünkar'da dudağını ısırdı ve gülmeye devam etti.

H: Ali Rahmet ...

Esen rüzgardan mıdır , kış günü kavuran güneşten midir . Yoksa yârin sesinden midir bilinmez ama , öyle güzel söylemişti ki ismini .

F: Söyle Hünkar'ım
H: Ben şimdi burada kalıyorum ama ... Nereye kadar böyle gidecek ? Demir'in sessizliği hiç hayra alâmet değil. Ben Demir'i bilirim. Ne zaman sessiz kalsa her şeyin en kötüsü olur.

Hünkar'ın endişeli sesi Ali Rahmet'i de germişti. Dikkatle gözlerine bakıyordu , orda olması gereken tek şey ; saadet ve huzurken . Endişeden , korkudan ve huzursuzluktan başka bir şey yoktu.
Böyle bir şeyi hakketmiyordu ki! Zaten yeterince endişe , huzursuzluk çekmemişler miydi.

Demir için birçok çözüm bulabilirdi. Fakat Hünkar'ın oğlu olmasa !
Hünkar elini kolunu bağlıyordu işte...

Gerçi içinde bir yerde o da kıyamıyordu ya Demir'e.

A: Eğer burada için rahat değilse , endişeliysen ...

Hünkar Ali Rahmet'in sözünü bitirmesine fırsat vermeden.

H: Konağa dönmeyeceğim Ali Rahmet .
F: Elbette ki dönmeyeceksin Yaman Hanım. Ki benim de içim rahat etmez oraya dönersen. Benim diyeceğim ...

Söyleyeceği şeyi her ne kadar reddedeceğini bilse de sormaktan geri durmadı.

F: Ne diyeceğini biliyorum ama ... Bizim evimizde kal Hünkar .

"Bizim evimiz mi ?" içinden böyle geçirmişti.

H: Bizim evimiz ?
F: Yani benim konak . Hem benim olan her şey senin Yaman Hanım.

Bu söz Hünkar'ın ne kadar hoşuna gitse de mantıklı bir çözüm değildi.

Hünkar'ın bu uzun sessizliği sorunun cevabı olmuştu bile.

F: Biliyorum istemezsin ...

Hünkar sıkıntıyla kafasını kaldırdı

H: Ali Rahmet onca sorun var . Onca dedikodu. Bir de senin evinde kalırsam ... Bu sefer gerçekten işler çığrından çıkar.
F: Sen o evin hanımı olursan ... Kimse bir şey diyemez

𝑩𝒆𝒏 𝑺𝒂𝒏𝒂 𝑴𝒆𝒄𝒃𝒖𝒓𝒖𝒎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin