"Jungkook'la sırlarımızı paylaştık ve şimdi saklıyoruz herkesten, bana kalırsa saçma ama beni ilk günden beri korudu diyebilirim ona bunu borçluyum." Kaşını kaldırdı.
"Jungkook seni koruyor yani?"
"Tam olarak kendisi bunu itiraf edemese de ben öyle düşünüyorum."
"Pekala, süremiz bitmek üzere bana anlatmak istediğin bir şey var mı?"
"Bana bu süreç içerisinde çok yardımcı oldunuz çok teşekkür ederim, ben yolumun sonunda zannederken kendimi sizinle yeniden başladım. Hepsi sizin sayenizde." Dediğimde başını iki yana salladı.
"Yanılıyorsun, kendin başardın Lalisa, başarının devamını istiyorsan kendine güvenmeyi bil, yanında mutlaka sana destek olacak biri çıkar."
Başımla onaylayıp ayağa kalktım.
"İyi günler dilerim." Dediğimde "görüşmek üzere"dedi.
Ve çıktım. Babam ve anneme sarıldıktan sonra onlar her zamanki gibi kafeteryaya gittiler ben de güllerimin yanına.Banka oturup güllere baktım, uzaktan keyfi çıkmıyordu ayağa kalkıp yanlarına gittim. Onlara dokunurken hissettiğim huzur bambaşkaydı. "Size kardeşler getirmek istiyorum, diğer gelişimde yeni güller getireceğim canlarım." Güllerle konuşmak şizofrence miydi? Bence asla!
Onlar insanlardan daha iyi dinleyicilerdi."Renkleri ne olacak peki?" Duyduğum ses Jungkook'a aitti.
"Onlar kırmızı ben pembe getireceğim." Dediğimde gülümsedi.
"Güzel olurlar." Diyip yanıma geldi. "Konuştunuz mu?" Dedi kastettiği kişi psikoloğumuzdu.
"Hm hm konuştuk, bugün senin geleceğini söyledi birazcık senden bahsettik."dediğimde kaşlarını çattı. "Ne konuştunuz benim hakkımda?"
"Beni koruduğundan bahsettim." Dediğimde ofladı. "Seni korumuyorum!" Diyip bir adım geri attı. "Bu senin düşüncen, ben böyle bir şey demedim." Dediğinde başımla onayladım. "Ben de öyle dedim zaten, her neyse istersen git bekletme kadını." Başını olumsuz şekilde salladı. "Benim daha bir saat var." "Neden erken geldin?" Dedim.
"Seni görmek için erken geldim."
Ne?
Beni görmek için mi?
Neden ki?
Bunu beklemiyordum!"Neden beni görmek istedin?" Dediğimde mimiklerini kullanmadan konuştu, duvar kadar düz olan yüzünden ne kastettiğini anlayamıyordum.
"Kurallar koyduk, ama ben çok merak ediyorum neden buraya geliyorsun? Neden her ani olaydan ürkek bir kuş gibi korkuyorsun?"
Derin bir nefes alıp güllere döndüm. Bunları yüzüne bakarak söyleyemezdim."Korkuyorum çünkü ani olaylara alışkın değilim, tekrar aynı şeyleri yaşamaktan ürkek bir kuş gibi korkuyorum. Beni savunacak kimse yok, kendimi savunamıyorum bile." Diyip ona döndüm.
"Buraya geliyorum çünkü olayları kendi kafamın içinde düzeltemiyorum, bunun için beni rahatlatan birine, bir psikoloğa ihtiyacım vardı."dediğimde gözlerimin en içlerine bakıyordu. Ona bunları söylemek istemezdim aslında ama bu iyi gelmişti.
"Peki ya sen?" Dediğimde derin bir nefes aldı. "Aslında aynı şeyleri yaşıyoruz tek eksik, senin ailen seni destekliyor benim ailem beni zorluyor."
Ailesi mi zorluyor?"Annem zoruyla birçok kursa birçok spora yazıldım. Her yeri o seçerdi onun sayesinde birçok arkadaşım oldu. Mutlu olmalıyım ama olamıyorum çünkü bunların hiçbiri benim seçimim değil, kendi zoruyla oluyor. Buraya geliyorum çünkü anneme kendi kararlarımı alabileceğimi söyleyebilmek için cesarete ihtiyacım var. Beni hazıra konan biri olarak yetiştirdiği için cesaretimi bile toplayamıyorum. Buraya da beni annem gönderdi çünkü basketbol takım arkadaşlarımdan üçünü sakatladım, annem psikolojik hastalığım olduğunu düşünüp buraya gönderdi oysaki o çocukların benim hakkımda dediklerini bilmiyor." Üç kişiyi mi sakatladı. Bu korkutmuştu.
Susup onu dinlemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sugar Lips • liskook
FanfictionLİSKOOK LİZKOOK Lalisa küçük bir kız ve o herkese güvenebiliyor yaptıklarından pişman olup kendini öldüre de biliyor. Jungkook ise kimseye güvenmemeyi tercih ediyor her yaptığı şeyi yüzüne vuran annesi sayesinde ona destek çıkacak kimseyi bulamıyor...