Episode 8

881 67 43
                                    

🌸

"Peki konuşalım." Dediğimde gülümsedi. Başıyla onaylayıp konuşmaya başladı. "Ben senin sırrını kimseye söylemem, sen de benim okuldan kaçma olaylarını söylemezsin olur biter anlaştık mı? Başka bir şey istemiyorum." Dediğinde makul gelmişti, saklayabilirdim bana neydi? Onun meselesiydi.
"Peki anlaştık ama h-hastaneyi sorgulamayacaksın!" Dediğimde başıyla onayladı.
"Hay hay! Zevkle, bundan  kimseye bahsetme bende sırrın ölene kadar kalır kızım." Dediğinde yüzümü buruşturdum. "Bana kızım deme! Benim bir adım var ayrıca yeni ne? Artık yeni değilim burda kalıcıyım!"
"Onu bilmem, Seyeon seni fazla sıkıştırıyor gibi benden söylemesi ondan uzak dur."
"Ben ona yaklaşmıyorum ki, o geliyor beni sevmediğini söylüyor ona naptım ki?"
"Kıskandı demekki." Diyince kaşlarımı çattım.
"Neyimi kıskanacak benim? Benden bin kat daha güzel çevresi var, arkadaşları tüm okul resmen, sevgilisi var." Kaşları çatık dediklerimi düşündü bir süre.
"Sevgilisi mi var? Benim niye haberim yok, düne kadar peşimde dolaşıyordu hayret kurtuldum demekki."
"Ne yani siz sevgili değil misiniz?" Başını iki yana salladı.
"Bir kere tipim değil, ikincisi çatıdayken onu yapmak zorundaydım, Jennie beni parçalardı."
"Jennie mi seni yolladı." Dediğimde yine başını iki yana salladı.
"Çöpe attığın notu okudum, sonra da..."
"Sonra da ne?"
"İşte sonra da Jennie de fark etmiş Seyeon senin sözünü dinler dedi git Lalisa'yı ordan al gel dedi."
"Sen de onun sözünü dinledin öyle mi?" Şaşkınca onu dinlerken başıyla onayladı.
"İşte aldım geldim revirde bekliyorum dedi, bitti olay." Diyip ensesini kaşıdı.
"Bu kadar mı yani?" Dediğimde başıyla onayladı.

"Sen Seyeon'u çok kafana takma ya, ben onun çaresine bakarım."diyip arkasını dönüp gidecekken kolundan tuttum. Arkasını dönmeden bekliyordu şimdi. "S-sen neden akıl hastanesindeydin?"
Dediğimde bana dönüp sırıttı, yanağıma dokunup gözlerimin altındaki yaşları sildi.
"Hastaneyi sorgulamayacaksın diyen sensin ama kuralları aşıyorsun." Dediğinde yutkundum.
"Bu kural senin için geçerli!" Diyip başımı kaldırdım.
"Hayır yeni, bu kurallar ikimiz için de geçerli. Hiçbirini çiğnemeyeceğiz." Diyip arkasını döndü ve gitti.

Bu kadar kolay olacağını beklemiyordum, o da bir şeyler saklıyordu apaçık ortadaydı. Ne saklıyordu? Sakladığı şeyin akıl hastanesiyle alakası olduğuna emindim.

...

Sınıfa geri çıktığımda Baek kyung'un garip bakışlarına şahit oldum. Yanıma gelip bana bir şey soracağından emindim neredeyse. Jennie bugün yoktu ve ben tek başıma takılacaktım. Jungkook sınıftan içeriye girdiğinde Seyeon'a döndürdüm bakışlarımı, onun tavırları anında değişmiş Jungkook'un yanına fırlamıştı adeta. Gözlerim şimdi Jungkook'taydı bana baktığını gördüğümde başımı yere indirdim, eğer Seyeon Jungkook'un bana baktığını görürse bana tekrar zarar verebilirdi, bunu yapacağını anlayacak kadar onun gibi çok insan görmüştüm, kıskançlığından dolayı her şeyi yapardı.

Sınıfa giren tarih hocasıyla birlikte bakışlarımı ona çevirdim.
"Evet arkadaşlar bu hafta cuma günü, yani yarın müzeye gideceğiz, sizlere göstermek istediğim çok şey barındıran bir müzedir kendisi, belki de bazılarınız gitmiştir ha?" Diyip güldü kendi kendine.
"Hangi müze hocam?" Dedi Baek Kyung.
"Ah Baek kyung'cum bu soruyu soracağını adım gibi biliyordum nedense, şöyle ki size adını söylemeyeceğim sürpriz olmasını istiyorum. Herkes gelecektir çünkü dersi orada işleyeceğim zaten beraber gideceğiz, giderken kaçmak yok!" Dediğinde herkes onu onaylamıştı.

"Hocam serbest mi gelelim?" Bu soruyu soran Seyeon'du.
"Hayır okul formalarınızla geliyorsunuz." Diyip derin nefes alan tarih hocamız beni güldürmüştü. Ders anlatamaya başladığında omzuma dokunan elle irkildim.
Cam kenarına yakın olan biri omzuma dokunmuştu bana uzattığı kağıda bakarken, bakışlarım duvar kenarındaki Jungkook'a kaydı. O mu göndermişti? Kaşları çatık beni izlerken ben kağıdı açıp okudum hocaya göstermemeye çalışarak.

Sugar Lips  • liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin