Noir D'or // Altın Kalp

2. Médecine Légale*

💫

     Genç kadın önlüğünün cebinden çıkardığı eldivenleri eline geçirdi. Masanın üstündeki cesede kısa bir bakış attıktan sonra gerekli malzemeleri almak için arkasındaki dolaba yöneldi. Malzemelerle birlikte tekrar cesedin başına geldi. Gerçi çok fazla malzeme kullanacağını düşünmüyordu. Önünde otopsi yapılacak bir ceset yoktu çünkü. Kızın cesedi önünde göbeğine kadar yarılmış halde duruyordu. Bunu kim yaptıysa ona pek bir iş bırakmamıştı. Bu ağustostan beri önüne gelen sekizinci aynı tip ceset oluyordu. Gözlüğünü taktı. Eline ufak bir cımbız aldı ve kemik parçalarını toplamaya başladı. O sırada kapı açıldı ve içeri iki dedektif ile birlikte takım elbiseli biri girdi. Genç kadın onlara bir bakış attıktan işine devam etti. 

"Bayan..." diye başladı takım elbiseli adam ama yanındaki dedektif onu durdurdu. 

"Ya adıyla hitap et yada hitap etmeden konuş. Bürokrasiden nefret eder." dedi ciddi bir sesle. 

"Auri, gerçekten mideni hiçbir şey kaldırmıyor mu?" dedi diğer dedektif yüzünü ekşiterek. Auri kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı ve dikkatle işine devam etti. 

"Bizim için yeni bir şeylerin var mı?" dedi tekrar konuşarak. 

"Öldürme şekline kadar her şey aynı. Ama siz bir savcıyla geldiğinize göre yeni bir şeyler olmalı, Coco." dedi Auri takım elbiseli adama bir bakış atarak. Savcı yanındaki adama kısa bir bakış attı. 

"Seri katil onayı geldi. Bu yüzden savcı bizimle geldi." dedi Coco kısaca. Auri güldü. 

"Bunu sekizincide anlamayı başarmaları gözlerimi yaşarttı. Güvenliğimiz emin ellerde." dedi Auri alaycı bir sesle. 

"Bayan Caelo! Lütfen üslubunuzu düzeltin!" dedi savcı uyaran bir tonlamayla. Auri onu duymazdan geldi. 

"Remi, kemikler nerede? Bu sefer getiren olmadı." dedi Auri diğer adama dönerek. Remi savcıya çekingen bir bakış atsa da Auri'nin sorusunu cevapladı. 

"Kemikler yoktu bu sefer." dedi omuz silkerek. Auri'yi bu durum şaşırttı. 

"Ceset ormanda mı bulundu?" dedi kızın kol ve bacaklarındaki çamura bakarak. Remi onaylar bir ses çıkarttı. 

"Yaklaşık 36 ile 48 saat aralığında kalan bir süredir ölü. Bacaklarındaki tırnak izlerine bakarsak, kemikleri hayvanlar halletmiş olabilir. Ama aklıma yatmayan ete niye dokunmadılar o zaman?" dedi Auri düşünceli bir sesle. 

"Katil almış olamaz mı?" dedi savcı konuya dahil olarak. Auri'nin garip tavrını görmezden gelmişti çünkü merak duygusu ağır basmıştı. 

"Neden?" dedi Auri kaşlarını çatarak. 

"Seri katil sonuçta. Ruh hastası olması yüksek ihtimal. Hatıra olarak düşünmüş olabilir." dedi kafasını kaşıyarak. Kendi fikrine kendi de inanmamış gibiydi. Auri de bunu fark etmişti. 

"Ve bunu yapmak sekizinci cinayetinde mi aklına geldi? Zayıf bir ihtimal!" dedi kafasını olumsuz anlamda iki yana sallayarak. 

"Taklit cinayet?" dedi Coco kararsız bir sesle. Auri tekrar cesede doğru eğilirken başını yine iki yana salladı. Eğilmesi ile birlikte yeni aldığı kokuyla hızla doğruldu. 

"Kahretsin!" diye mırıldandı sıkılı dişlerinin arasından. 

"Ne oldu?" dedi karşısındaki üç adam aynı anda merak dolu bir sesle. 

"Yakmış!" dedi onlara dönerek. Yine koro cevabı ile karşılaştı.

"NE?!"

"Koku pek baskın değil uzun süre ormanda kaldığı için silikleşmiş. O yüzden anca şimdi alabildim. Silik bir koku ama bu kokuyu net hatırlıyorum. Bir beden yakıldığında genelde baskın olan et kokusudur. Ama kül haline gelene kadar beklerseniz sonunda yanan kemiklerin kokusunu da alırsınız. Bu kokuyu duymayalı uzun zaman oluyor." dedi Auri kokuyu tekrar içine çekerek.