9. La Place de Dieu

16 4 0
                                    


💫 

     Auri ışıkları cazip bir şekilde yanan bara tedirgin bakışlarla baktı. Hâlâ daha kararının doğru olup olmadığını sorguluyordu. Ama daha fazla insanların ölümüne neden olamazdı. Ayrıca cebinde Lumière'in onun için getirdiği bir tılsım vardı. Çok uzun ömürlü olmasa da bu gecelik onu koruyacaktı. Bunun devamlılığını sağlasaydı çok güzel olurdu ama kardeşinden daha fazlasını bekleyemezdi. Eğer ailesi bunu öğrenseydi ikisi de kötücül tanrılar tarafında ele geçirilmeden bizzat anne babaları tarafından parçalanırlardı. Auri aklından geçen düşünce ile istemsiz güldü. 

"Seni böyle gülerken görmek de varmış." dedi yanı başında bir ses. Auri boş bulunup olduğu yerde sıçradı. Kafasını kaldırıp Alex'i gördüğünde ise rahatlamayla güldü. Alex bir anlığına büyülenmiş gözlerle baktı ona. Sonrasında ise kendini toparladı.

"Sonunda sırrını çözdüm. Demek insanlara istediğini böyle yaptırıyorsun. Parlak bir gülümsemeyle..." dedi hafif alaycı bir sesle. Auri melodik bir kahkaha attı.

"En ufak bir fikrin bile yok." dedi en az Alex kadar alaycı bir sesle. Ardından telefondan Koruyucu'nun numarasını çevirdi. Telefon ilk çalışta açıldı.

"Gelmen gerek." dedi Auri düz bir sesle. Ardından telefonu kapadı. Koruyucu'sunu test etmesinin zamanı gelmişti.

"O da kimdi?" dedi Alex kaşlarını çatarak.

"Sadece destek ekip." dedi Auri umursamaz bir tavırla omuz silkerek. Alex kaşlarını çattı.

"Destek ekibe mi ihtiyacımız var? Bunu sağlayabilirdim." dedi anlamayarak. Auri bir kez daha güldü.

"Onun hakkında çok şey duydum ve..." dedi ama önünde ani frenle duran arabayla birlikte sustu.

"Vay canına! Bu kadar hızlı olabileceğini bilmiyordum." dedi Auri hayranlıkla arabadan inen adama bakarken. Adamın yüzünde endişeli bir ifade vardı. Hızla Auri'nin yanına geldi ve kolunu sıkıca tuttu.

"Burada ne işin var? Fark ettiysen ay gökteki yerini çoktan aldı." dedi sıkılı dişlerinin arasından.

"Ve gördüğün gibi hiçbir şey olmadı." dedi Auri gözlerini devirerek. Ardından koluna hızla çekip kurtardı.

"Bir sorun mu var, Auri?" dedi Alex, Gladio'ya ters bir bakış atarak.

"Hayır, Alex. Sadece aşırı tepki gösteriyor. Sizi tanıştırayım en iyisi. Alex, Gladio; Gladio, Alex." dedi Auri tatlı bir gülümsemeyle. Alex yüzündeki ifadeyi bozmadan elini Gladio'ya uzattı. Gladio pek istekli olmasa da Auri'nin onu dürtüklemesiyle kendisine uzatılan eli sıktı.

"Artık içeri girebiliriz. Yalnız... Alex sen girmesen daha iyi olur. Seni daha öncesinde gördüler." dedi Auri düşünceli bir sesle.

"Seni içeriye yalnız göndermem, Auri." dedi Alex itiraz ederek.

"Yalnız girmeyeceğim. Gladio da yanımda olacak." dedi Auri ikna edici bir ses tonuyla.

"O kim bilmiyorum bile." dedi Alex tavrını koruyarak. Auri gözlerini devirdi. Tam tekrar konuşacaktı ki, Gladio onu kolundan tutarak susturdu. İç cebinden cüzdan çıkarıp Alex'e uzattı. Alex umursamaz bir tavırla cüzdanı alıp açtı ama yazılanları okuyunca gözleri bir anda kocaman açıldı. Auri kaşlarını çatarak Alex'in elindeki açık cüzdana bakınca bir kimlik belgesi gördü ama sıradan bir kimlik belgesi değildi bu.

Gladio Corde
Direction Générale de la Sécurité Extérieure (Fransız İstihbarat Servisi)
A016-78523

"İstihbarat'ta mısın?" dedi Auri şaşkın bir şekilde. Gladio kısa bir kahkaha attı.

Noir D'or // Altın KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin