💫
Auri çaresiz bir şekilde daha sıkı sarıldı Gladio'ya. Her deneyişinde daha zor nefes alıyordu. Tek yapabildiği tüm kuvvetiyle Gladio'ya tutunmaktı. Gözlerini karanlık gözlerden ayırıp yere çevirdi. Daha fazla o kötü mahlukla göz göze kalmaya dayanamazdı. Bir parça nefesi düzeldi. Hafifçe geri çekildi ama Gladio'yu bırakmadı.
"Lavaboya gitmeliyim." dedi nefes nefese. Gladio endişeyle Auri'nin yüzüne baktı.
"İyi misin?" dedi telaşlı bir sesle. Ses tonu biraz yükselmişti. Bu yüzden bardaki yüksek sese rağmen birkaç kişi onlara döndü. Auri başını eğip yüzünü sakladı.
"İnsanların dikkatini çekiyorsun. Çeneni kapa ve beni hemen lavaboya götür!" dedi Auri sıkılı dişlerinin arasından. Gladio hızlıca etrafı taradı. Ardından Auri'nin dediğini yaparken barın arka tarafına yöneldi. Kapının önüne geldiklerinde Gladio da içeri girmek istedi ama Auri onu durdurdu.
"Birazdan geçer. Sadece içeri kimse girmesin." dedi güçsüz bir şekilde. Ardından hafifçe onu itip içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Suyu açarak hızla yüzüne su çarptı ama hâlâ nefesi düzensizdi. Eli sıkışan kalbine gitti. Suyu kapatıp geri çekildiğinde ise aniden kalbine bıçak saplanmış gibi hissetti. Boğazından yükselen paslı tat ile paniğe kapıldı. Bir anda kan kusmaya başladı. Beyaz fayans koyu kırmızıya bulanırken dizlerinin bağı çözüldü ve yere çöktü. Tüm gücü de dudaklarından dökülen kanla çekildi. Bilinci uçarken hiçbir şey düşünemedi. Bara geldiği için kendini suçlayacak vakti bile olmadı. Bir anda tüm sistemi çökmüştü. Film şeridi yoktu. Sadece karanlıktı.
Gladio endişeli bir şekilde kapıda dikiliyordu. İçinde amansız bir korku vardı. Koruyucu olmak istediği bir şey değildi. Sadece ona yüklenen bir sorumluluktu. Bunu sahip olduğu güçlere karşı bir minnet duygusu ve görev bilinci ile yapıyordu. Ancak kalbi endişeden kavruluyordu o an. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki etraftaki hiçbir şeyi duyamıyordu. Sonunda beklemeye dayanamadı ve kapıyı açtı. Açmasıyla birlikte de yerdeki kızıl vahşetle yüzleşmesi bir oldu. Auri'nin hareketsiz bir şekilde yatması onun kalbine vuran son darbe oldu. Gladio bir anda dizlerinin üstüne çöküp Auri'yi kucakladı. Genç kadın kollarında bilinçsizce yatarken hızla nabzını aradı. Zayıf da olsa istikrarlı bir ritme sahip olan kalp atışları Gladio'yu bir nebze rahatlattı. Gladio, Auri'yi kucağına alıp ayağa kalktı. Dışarı çıkmak üzereyken duraksadı. Burayı böyle bırakamazdı. Auri'yi buradan kaçırırken bir ufak dikkat dağınıklığı yaratabilirdi. Auri'yi kana bulanmamış temiz beyaz zemine bıraktı. Kağıt havluları alıp yerdeki kanı sildi. Peçeteleri lavaboya atıp cebinden bir çakmak çıkardı ve yaktı. Bu onlara biraz zaman kazandırırdı. Auri'yi tekrar kucağına alıp ayağıyla kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Ön kapıdan çıkamayacağını bilerek adımlarını depo kapısına yönlendirdi. Hızla dışarı çıkıp arabasının yanına gitti. Arka kapıyı açıp Auri'yi yatırdı.
"Neler oluyor? Auri'nin nesi var?" dedi Alex yanı başında oldukça endişeli bir sesle. Gladio onu duymazdan gelip arabanın ön tarafından ıslak mendil alıp Auri'nin yüzünü sildi. Kanlı mendili öbür sokağın köşesinde bir duvar dibine bıraktı. Sonra Auri'nin yanına döndü. Cebinden küçük çakısını çıkartıp elini kesti. Kanını Auri'nin boynuna sürdü. Tılsım etkisini çoktan kaybetmişti. Kendi kanı bir süre daha onu korurdu. Ama bir an önce onu buradan uzaklaştırmalıydı.
"Neler oluyor, Gladio? Söyleyecek misin artık?" dedi korku ve öfke karışımı bir sesle. Gladio arabaya binerken ona bir bakış atıp,
"Bin!" dedi sadece. Alex başta itiraz edecek olsa da Auri'nin durumuna düşünerek sesini çıkartmadan arabaya bindi. Gladio gazı kökleyip caddeleri uçarcasına geçti. Alex endişeli gözlerle Auri'ye bakıyordu. Gladio'ya sormak istese de bir cevap alamayacağı belliydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/256821918-288-k83915.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noir D'or // Altın Kalp
FantasiKalpsiz tanrıların arasında kalbinin eşsiz kokusuyla sürüklenen bir kadın... Karga... "Bu yaşına kadar öğrendiğin ne kadar bilgi varsa tüm o bilgiyi yaratan kişi benim." Kuzgun... "Gizlediğin tüm sırlarını, saklı tüm acılarını görebilir, anılarına...