𓁵 Malcolm ile evden kaçtığınız günden beri, onun - Malcolm'un - kendi evinde yaşamaya başlamıştınız.
𓁵 ülkene kesinlikle dönmek istemiyordun ancak burada da kalabileceğini düşünmedin çünkü bütün eşyaların ne yazık ki o lanet evde kalmıştı.
𓁵 ve orada seni bekleyen (!) bir canavar varken... kalsın, almayayım.
𓁵 Malcolm ile aranızdaki ilişki senin için flörtten ileri gitmiyordu ancak adamın niyeti ciddi gibiydi. yine de bu koca ülkede güvenebileceğin tek kişi oyken pek sesini çıkarma hakkın yoktu.
𓁵 sabah her zamanki durgunlukta olan kahvaltınız bittiğinde yaklaşık 1 haftadır olduğu gibi Malcolm işine gitti ve sende etrafı toparlayıp geniş salona geçtin.
𓁵 burası sana o evi az çok hatırlatıyordı. aynı salon düzeni, piyano, büyük kitaplık ve köşedeki siyah sallanan sandalye.
𓁵 ve odanın gündüz gece dinlemeden büründüğü hafif loşluk, karanlık.
𓁵 adımların pencere önündeki, piyanonun yanındaki tekli koltuğa doğru ilerlerken ağrıyan başını hafifçe ovuşturdun.
𓁵 Hongjoong'a dadılık yaptığın o kısa sürede de böyle yapardın. yorulduğunda pencere kenarındaki koltuğa geçer, biraz kestirirdin.