°×° kapının önünde, elindeki - senin - en sevdiğin çiçekten bir buket ile tereddütle bekliyor.
°×° onun seni terketmesi biraz klişe, iş sıkıntıları.
°×° ona belkide defalarca kez onu yalnız bırakmayacağını, meşgul olmasının sıkıntı olmadığını söyledin.
°×° ama o - kendine göre - biraz daha iyi niyetli düşünmek istedi,
°×° 2. yıldönümünüzde ayrılmak istediğini söyledi.
°×° o gün onu kapı dışarı ederken hazırladığın bütün masayı yerle bir ettin. giydiğin güzel elbiseni yaktın. o güne dair hiçbir şeyin kalmasını istemedin.
°×° ve aynı geçen yıl olduğu gibi, - bu, birlikte olsaydınız 3. seneniz olurdu - yıldönümünüzde, kapında bekliyor.
°×° aynı o günkü gibi içinde bir tereddüt var ancak bu senden nasıl ayrılacağıyla ilgili değil, onu tekrar kabul edip etmeyeceğinle ilgili.
°×° büyük, yumuşak battaniyen ile koltukta uzanmış, televizyondaki acıtasyon dolu filmi izlerken Hongjoong'a bağırarak sövüyordun.
°×° duyduğu seslerle ve aklındaki senin, elindeki çikolatan ve tatlış yüzünün olduğu görüntü ile gülümsedi.
°×° "toparlan Kim Hongjoong. bugün, bu iş bitecek."
°×° kemikli elleriyle kapıyı üç kez tıkladı, onu şemsiyen ile kovalamandan veya kalçasına şutu vurup evinden kovmandan korkuyordu.
°×° "evde kimse yok!"
°×° içeriden duyduğu ses ile kıkırdarken tekrar kapıyı çaldı.