[ ;( ] sıcak bir cumartesi sabahı, dün gece anlaştığınız gibi, küçük bir deniz keyfi yapacaktınız.
[ ;( ] Hongjoong - ona gerek olmadığını söylesen bile - seni, saat 11:30'da evden almaya geleceğini ve onun orabası ile sahile gidebileceğinizi söyledi.
[ ;( ] elindeki telefonundan üyelere, şirkete ne zaman döneceğini mesaj atarken kapıyı çaldı.
[ ;( ] kapının açıldığını duyduğunda elindeki telefonu hızla kapatıp çantasına koydu ve gözlerini kapatıp dudağını öne doğru büzerek karşısındaki bedenin boynuna kollarını doladı. senin, onu öpmeni bekledi.
[ ;( ] birkaç saniye geçtiği halde senin hala onu öpmediğini ve kollarını doladığı boynun, gereğinden fazla kalın olduğunu anladığında tek gözünü kısıkça açtı.
[ ;( ] "fuck..."
[ ;( ] karşısında, babanın dümdüz duran yüzünü ve sıktığı yumruğunu gördüğünde hızla birkaç adım geri gitti. az kalsın yere düşecekti.
[ ;( ] açık kapıdan içeri baktığında yüzündeki dehşet verici ifade ve yanaklarının üzerindeki ellerinle, Çığlık tablosunu andıran asıl sevgilisini gördü.
[ ;( ] "m-merhaba, efendim."
[ ;( ] yüzü hala dümdüz olan baban ile daha çok heyecana kapılırken aklına gelen ilk yalanları sıraladı.
[ ;( ] "eheh, ben, kızınızı alacaktım da."
[ ;( ] babanın kaşları iyice çatıldığında ensesine giden eli ile yalanlarına devam etti.
[ ;( ] "kızınız o arkadaki bayan mı? aaaa, yanlış eve gelmişim ben."
[ ;( ] ayakları kalçasına vura vura son hız oradan kaçarken kızgın bakışlarınla onu izledin.
