Oh anasını satayım! Ev ev değil aşk malikanesi!

419 30 12
                                    

medya=ev

"Selam."

Üstünde ki ilk şoku atan her zaman ki gibi Nora olmuştu.

"Bana sabaha karşı geleceğini söylemiştin." Hafifçe kaşları çatılmaya başlamıştı. Aynı zamanda Mısra'nın da.

"Süpriz yapmak istedim. Ama asıl süpriz bana oldu." Çenesi ile orada ki Akatsuki üyelerini gösterdi. Nora bir an hareket etmeksesin durdu. Bir iki saniye sonra derin bir nefes verdi.

"Aslında senle bu konuyu konuşmak istiyordum." Mısra'nın tek kaşı kalkarken diğer herkes gerilmişti.

"Neyi?" Nora ellerini suçlu gibi iki yanına kaldırdı ve zayıfça gülümsedi.

" Ken anlatmadı mı herkese?" Birden Mısra'nın aklına Ken'in söyledikleri doldu. Kaşlarını iyice çattı. Kesinlikle inanmamıştı. Hadi ama bahsedilen kişi Nora'ydı.

"İnanmamı beklemiyordun herhalde?" Nora yavaşça Pain'in yanına ilerledi. Bir omzuna elini koyarken hafif macup bir ifade takındı.

"İnanmalısın." Mısra alayla gülümsedi.

"İnanmam Nora." Bu sefer Nora'nın kaşları havalanmıştı.

"Neden?" Mısra'nın gülümsemesi artık iyice alaycıydı.

"Senin kızları tanıdığındın gibi, hatta daha fazla ben seni tanıyorum. Ve sen asla biriyle birlikte olmazsın. Yani Nike'ydan beri." 

 Nagato kızın gerildiğini hissetti. Çünkü omzunu tutan eli sertleşmişti. Aynı zamanda Tanya da dahil tüm kızlar dikelmişti. Nora gergince gülümsedi.

"Atlatamaz mıyım?" Mısra başını sağa sola sallarken konuştu. Tam gözlerinin içine bakıyordu.

"Belki. Neden bana bunların kim olduğunu ve neden burada olduklarını ve de neden bizim grup videolarımızdan birini izlediklerini açıklayın."  Kızlar derin bir nefes alırken, Mısra koltuğa doğru ilerleyip oturdu. 

 Nora ayaktaydı. Diğer herkes oturuyordu. Kızlar birbirlerine baktı. Kim açıklayacak manasında. Eh top yine Nora'ya kalmıştı. O konuşurken, Mısra herkesi süzüyordu.

"Öncelikle Nagato. Benim sevgilim. Şu mor saçlı kız Konan. Nagato'nun kuzeni." Mısra başı ile onaylayıp Kakazu'yu gösterdi.

"O?" Nora bir Kakazu'ya baktı bir de arkasında duran Tamaraya. Hayalden omuz silkip konuşmaya başladı. Batmışlardı batacakları kadar. Son çırpınışlarını yapıyorlardı.

"Tamara'nın sevgilisi, daha doğrusu nişanlısı." O an Tamara dondu kaldı. O.....Kakazuyla.......Sevgili.......hatta.........nişanlıydı..... Yuh!

 Mısra kızın tepkisini inceledi. Donup kalmıştı. Adam ise ağzı bir karış açık Nora'ya bakıyordu. Tek kaşını kaldırdı. Kendini hemen toplayan Tamara, Kakazu'nun kafasına bir tane geçirdi. Nora'ya manalı manalı bakıp, Mısra'ya döndü.

" Sözde kimseye söylememiştik de! Ondan şaşırdım." Nora omuz silkti. Devir intikam devriydi. Sinsi bir ifadeyle Tanya'ya baktı. Onun en sevmediği üye hangisiydi acaba. Dudaklarını büzüp düşündü.

"Tanya'yla da şurada ki kırmızı saçlı kişi. Adıyla hitap etmek gerekirse Sasori." Sasori her zamanki gibi poker faceydi. Ama içinde ki ifadeyi kimse tahmin edemezdi. Tanya ise Nora'ya öfkeyle bakıyordu.  Siyah saçlı kız omuz silkti.  Nora devam etti.

"Ondan sonra Amara ve Hidan." Mısra'nın kaşları kalkmıştı. Birbirlerine baya benziyorlardı. Nora Merelyn'a döndü. Onlar mı onunla dalga geçmişti? Oh canına değsin. 

"Ve Merelynla, Deidara." kafası ile uzun sarı saçlı bir adamı gösterdi. Mısra takılmadan edemedi. Hala alaycıydı.

"Oh anasını satayım! Ev ev değil aşk malikanesi!" Nora zayıfa gülümsedi. 

"Haklısın. Diğerlerini de anlatayım mı?" Mısra başını sağa sola salladı.

"Sonra. Benim odam hala yerinde değil mi?" Nora gülerek başını salladı.

"En son kilitlemiştin Mısra. Ben de açmadım." Mısra bu sefer içten bir şekilde gülümsedi.

"Ama haklıydım." Tanya gülerek onayladı.

"Sonuna kadar. Sayı ne kadar kalacaksın?" Mısra ayağa kalkıp kapıya yöneldi.

" Dört veya beş ay." kapının yanında ki çantasını alıp odasına giderken Tamara ve Amara'nın birbirlerine endişeyle baktıklarını gördü. Bir iş karıştırıyorlardı ama. Çıkardı yakında kokusu.

 Kızların yaşadığı yer kesinlikle sıradan bir ev değildi. Hatta ev bile değildi. Tabiri caizse tam bir malikaneydi. 4 katlıydı. İlk katının ön kısmı ve sağ tarafı kompile camdandı. Bir alt katı her ne kadar dışarı da da olsa kompile duvardı. Eh onun altında da bir kat daha vardı. İkinci katın yarısı tarastı. Ve terasın yarısından fazlasını ufak bir havuz kaplıyordu.Bir üstünde ve yanında küçük kulelere benzer yerler vardı. Üst kısımda ki kulenin terası evin çatısına değiyordu. Yan taraftakinin ise terasları birleşiyordu. 

 Ah unutmadan bir de evlerinin bahçesinde bir müstakil ev vardı. Kısacası ev baya büyüktü. Mısra merdivenleri çıkarken bu evde ki anılarını düşündü. İkinci katın merdivenlerinde durdu. Sağ tarafta odasına gidecekti ama o sol tarafa baktı ve aklı eskilere gitti. Bu evi az mı kurcalamışlardı. Gülerek başını sağa sola salladı. Odasına doğru yürümeye başladı. Kilitli kapıyı açıp içeri girdiğinde ilk işi camı açmak oldu. Hemen arkasından ise kendini yatağa attı.

 Tavanda ki yıldızlara baktı. Hafif hafif parlıyordu. Bir şey düşünmedi. Sadece gözlerini kapattı. Zaten anında uykuya dalmıştı.

 Nora, Mısra yukarı çıkarken kendini bahçeye atmıştı. Hava buz gibiydi ama takan yoktu. Derin derin nefesler almaya başladı. Niye onu hatırlatmıştı ki sanki? Gözüne sokağa giren bir araba ilişti. Siyah bir Audi. Bu arabayı çok iyi tanıyordu. İçeri doğru seslendi.

"MİSAFİRLERİMİZ VAR!" 

 --

 Mert neredeyse son altı sattir ikizinin sesini çekiyordu. Ya maşallah mahalle karıları ondana az konuşuyordu mübarek. 

"Sence Mısra varmış mıdır? Kızlar şaşırmış mıdır? Nora bizi eve alır mı? Acaba odalarımıza girmiş mi? Yoksa tüm eşyalarımızı çöpe mi atmış? Hala bana kızgın mıdır? Ama ben isteyerek yapmamıştım. Mısra bizi yine elinde oklavayla kovalar mı? Tanya bu soğuk havada bizi sokağa atar mı? Biz niye diğerlerini beklemedik? Kızlar arada keçileri kaçırıyor. Sen- LAN DİKKAT ET!" 

 Sonunda Mete'nin sesine dayanamayan Mert arabaya ani bir fren yapmıştı. Ama ne fren. Siz hiç son model bir Audi ile 200'ün üstünde giderken birden fren yaptınız mı? 

 Emniyet kemerini bağlamamış olan Mete kafasını arabanın ön kısmına çarpmıştı. Mert kükredi. Resmen kükredi.

"YA ÇENENİ KAPATIRSIN! YA DA KALAN 2 KİLOMETRELİK YOLU YÜRÜYEREK GELİRSİN!" Mete kafasını ovalamayı kesip eli ile ağızına fermuar çeker gibi yaptı.  Sonunda sessizliliği sağlayan Mert gülümsedi. Son huzurlu günlerinin tadını çıkarmak istiyordu.

 Gerçeği söylemek gerekirse ben Mısra'yı hiç böyle hayal etmemiştim. Gerçekten. Daha çılgın bir şey düşünmüştüm ama yazarken ortaya böyle bir şey çıktı. Ki bence çok daha yakıştı. 

 Aynı zamanda Mete'yi de böyle düşünmemiştim. Yani Mete ve Mısra ruh değiştirmiş gibi oldu :D Bugün eğer bitirebilirsem bir bölüm daha atmayı düşünüyorum :))))))

NOT: Yani çiftler hakkında düşünceleriniz? Ve fikirleriniz? Sizce aralarında neler geçmeli?

Akatsuki bir kedi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin