Borç?

451 26 9
                                    

 NOOOT: Videoyu kesinlikle izleyin :D ve dört kişi daha katıldı bize :)

"Gülme! Tamara GÜLME! GÜLMESENE!" Tamara son yarım sattir kimsenin durdurmayı başaramadığı bir şekilde gülüyordu. Mert sinirle Nora'ya döndü.

"Sustur şunu!" Nora yüzünde kahkahasını tutmasının sebebiyle renk gitmişti. Kıpkırmızı olmuştu. Ama nasıl kırmızı! Anlatılmaz.

"Sevgilisine söyle onu!" Mert Tamara'ya oldukça uzakta duran Kakazuya baktı. Ve başını anında iki yana salladı.

"Hayatta olmaz." Tamara'nın gülmekten gözleri dolmuştu. En sonunda kendine geldiğinde kıpkırmızı olmuştu. Ve gözleri dolmuştu.

"Ama ne yapayım. Sizi ne zaman görsem aklıma o iddaa ve video geliyor." ve tekrar bir gülüş. Tabi bu sefer ona Tanya da eklenmişti. Mert sinirli sinirli iki kıza bakarken; Mete daha sakindi. Güler bir yüzle iki kızı izliyordu. Ta ki Mısra'nın sesi evi inletene kadar.

"YA SİZ SUSARSINIZ! YA DA BEN SİZİN AĞIZINIZI DİKERİM!!!" ve sus pus.

 *

Mert ve Mete arabadan indiklerinde kızların bahçede onları beklediğini görmüşlerdi. Onları ilk selamlayan her zaman ki gibi Nora olmuştu.

"Beyler." Mert bagajda ki çantasını alırken Nora'yı kafası ile selamlamış ve normal bir selamlama vermişti.

"Nora." Ama Mete için işler farklıydı. Nora'nın boynuna sarılmış ve onu sıkmıştı. Tabi Nagato'nun delici bakışları arasında. Nagato ne zaman bu kıza bu kadar bağlandığını bilmiyordu. Ve şu an için bilmekte istemiyordu.

"Mısra geldi mi?" Tamara başı ile onayladı.

"Geldi ve çoktan 25. rüyasını görüyordur." Mert gülümseyerek kafasını iki yana salladı. Kafasını kaldırır kaldırmaz hiç alışkın olmadığı bir yüz gördü. Açıkcası oldukça güzel bir yüz. 

 Düz mor saçları omuzlarına kadardı. Yüzü hafiften uzundu ve beyaz tenliydi. Normalden biraz daha büyük sarı gözleri vardı. Ve alt dudağının hemen altında bir piercing. Uzun boylu ve zayıftı. Üstünde ki kiyafet ona neredeyse tam oturmuştu. 

  Mert bir an gözlerini ondan alamadı. Kız çok güzeldi. Ama öyle böyle değil. Bir kızdan bu kadar çok etkilenmeyeli çok olmuştu onun için. 

*

 Mısra yavaş adımlarla salona girdi. Bunlar fazlalaşmış mıydı? Ona mı öyle geliyordu? Gözleri ile odayı süzdüğün de ise kardeşlerini gördü.

"Sizin ne işiniz var burada?"

 Mete saçı başı dağılmış kızın yanına gitti.

"Seni özledikte geldik." Mert ise onaylamaz bakışlar atıyordu.

"İnsan abilerine böyle der mi?" Mısra gözlerini devirip yere, Nora'nın önüne otururken konuştu.

"Bir: Siz benim abim değilsiniz. Ben sizden önce doğdum. Beş dakika farkla." Gözlerini kağatıp, başını Nora'nın bağdaş kurduğu dizlerine gömdü.

"İki: Ben insan olmamam şekerim. Çünkü onun için fazla tuhafım. Ne olduğumu ben de bilmiyorum." Başını biraz oynatıp daha rahat bir  pazisyon aldı.

"Ve üç: Şirkette kim var?" Bunu söylerken tek gözünü açmıştı. Mert sert bir bakışla Mısra'ya döndü. Ama ifadesinde kimsenin fark etmediği bir sinsilik vardı.

"Alexendere." Önce Mısra'nın gözleri hızla açıldı. Sonra ayağa fırlayıp Mert'in yanına dikildi.

"Alexendere? Bizim Alexendere?" Mert başı ile onayladı. Mısra kafasını yukarı kaldırıp resmen inledi.

"Şirket battı."

----

"Hadi ama Mısra o kadar da kötü olamaz." Mısra son yarım saattir odanın bir köşesine oturmuş somurtuyordu. 

"Olur!" Tanya güldü. 

"Ne olur ki?!" Mısra kafasını tekrar duvara gömerken konuştu.

"En sonunkinde şirkette ki tüm erkekleri kovmuştu. Onları tekrar bulana kadar anam ağlamıştı." Tamara oturduğu koltuktan arkasını döndü.

"Seni nasıl mutlu edeceğimi biliyorum." Tamara odada bulunan az kişinin anlamaz bakışları altında televizyonun yanında ki çekmeceye yöneldi. Bir iki dakika sonra çıkardığı kaset ile sinsice sırıttı. 

"Mete ve Mert'i çağırsanıza" Amara gözlerini devirip koltuğunda iyice kurulurken, Tanya çoktan ikisini çağırmaya gitmişti. 

 En sonunda video hazır olduğunda odada o kadar da çok kişi yoktu. Zetsu tekrar bitmeye başlayan bitkimsi şeyden dolayı kendini bir odaya kapamıştı. Kisame bir zamanlar Abra'ya ait olan bir odada bir sürü kılıç bulmuştu. Mükemmel kılıçlar. İtachi Nora ve Mei'nin -evlendikten sonra götürmemişti.- kitaplarına dalmış onları okuyordu. Nagato ve Nora evin içinde bir yerdeydi. Onun dışında:

 Hidan, Deidara, Sasori, Kakazu, Konan, Tobi oturma odasındaydı ve merakla videoyu bekliyorlardı. En sonunda başladığında bile herkesin yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

(video medyada. Lakin onu izlerken o üç adamın yerine fotoraftakileri koyun.)

Biz bunları bırakalım. Nora ve Nagato'ya bakalım mı? Bakalım bakalım.

 Nora her zamanki gibi elinde kahvesi terasa çıkmış düşünüyordu. Bilerek küçüğüne çıkmıştı, böyle ki rahatsız edilmezdi. 

 Çocuklara yalan söylemek onun için çok zordu. Hatta zordan beterdi. Hele ki Mısra'ya. Bir insan annesi yerine koyduğu kişiye nasıl yalan söylerdi? 

 Nagato beş dakikadan beri düşünen kızı izliyordu. Nora uzundu. Yaşıtlarına rağmen uzun ve gençti. Ama Nagato'nun yanında yine de kısa kalıyordu. Zayıftı. Öyle ki sert bir rüzgar esse alıp götürecek gibiydi. Zekiydi. Daha ne olduğunu anlamadan onun tuzağına düşerdiniz. Güzeldi. Öyle ki baktıkça bakasınız gelirdi.  

 Yavaş adımlarla yanına gitti. Nora daha onu hissetmemişti. Kollarını onun incecik beline doladı. Her zaman bol şeyler giyerdi. Ellerini kapatmasını isterdi. Başını omzuna gömdü. Sakin sakin konuşurken nefesi kızın tenine değiyordu. 

"Galiba bana borçlusun." Nora çaktırmadan yutkundu. Ne zamandan beri böyle ufak numaralara kanıyordu? 

"Ne borcu?"  Nagato kafasını kızın boynuna daha da yaklaştırdı. 

"Sence?" Ah bir düşünebilse bulacaktı bulmasına. Gerçekten ve gerçekten ne zamandır beri böyle ufak numaralara kanıyordu o?! Nagato'nun nefesini tekrar boynunda hissederken önünü döndü. Biraz daha öyle kalırsa kafayı sıyıracaktı.

 Nagato gülümsedi.

"Sence bana ufak bir öpücük borcun yok mu?" Nora başını iki yana sallayıp ellerini onun göğüsüne bastırdı.

"Yok!" 

"Bence var." Nora fark etmeden ellerini Nagato'nun kolyesinin oraya kadar çıkarmıştı. O tam dudaklarına değmişken kolye kısacık bir an için bedenine değmeyi bıraktı ve poffff. Nagato bir kediydi! Her şeyi geçtim başında mutlu bir tebessümle olayları izleyen Mısra sonradan şaşkın şaşkın baka kalmıştı.

"Yok artık!"

 merhaba. biliyorum çok zaman geçti. Ama wattpada bende kafayı kırdı. Hikayelerin yb bildirilerini alamıyorum. Ve çoğu hikayeyi de okuyamıyorum. Nasıl düzeltebileceğimi bilen var mı?

Akatsuki bir kedi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin