Acı

626 40 7
                                    

 Pain evin içinde yavaş adımlarla dolaşıyordu. Kızlar yattıktan sonra merakı baskın gelmiş evi keşfe çıkmıştı. Ama ev o kadar büyük ki kaybolmuştu. Şimdi ise amaçsızca dolaşıyordu etrafta. Tam merdivenlerden inecekken gözüne açık bir kapı takıldı. Yavaş adımlarla oraya giderken yüzünde tatlı bir rüzgar hissetti. Ve mırıltılar.

"Ölümün hazinliği sinmiş etrafa,

Sabahımın ve akşamımın hazinliği, 

Almıyor yüreğimde ki kaderi.

Bir gittim. Geldim ki yoktun sen!

On beş yirmi dakika 

Ebediyen aldı seni benden,

Sesini, kokunu, bedenini unutuyorum artık,

Korku alıyor her bir hücremdeki yeri.

Soğuk bir kış akşamı,

Bomboş bir ara sokakta,

Bıraktın beni.

Peki, neden?

Neden bıraktın ki

beni Anne?"

 Nora gözünden düşen bir damla yaşı elinin tersi ile sildi. Her akşam -genellikle kış ayları- terasa çıkar gökyüzünde ki en parlak yıldıza bakardı. Her sefernde bir şiir dökülürdü dudaklarından. Ve bunların hepsini yazardı. 

 Gökyüzünde ki o yıldız annesi değildi.

Babası hiç değildi.

Kardeşi... Belki.

Ama gökyüzünde ki o yıldız, Nora'nın sessizlikten sonra ki en büyük sırdaşıydı. Çektiği acıların büyüklüğünü bilen nadir şeylerdendi.

İstemsizce bir kolunu sardı beline. Ve sıktı. Hala hatırlıyordu o zamanı. Yanında sabahladığı gitgide soğuğan beden, annesini ve daha karnında ki kardeşini çok soğuk bir odaya almaları, annesinin arkadaşının gelip onu almasını ve yağmur yağarken kahverengi bir tabutu toprağın altına koyulması. 

 O tabutla birlikte herşeyi bitmişti Nora'nın.

Bir daha o kadar derin gülmemiş.

Bir daha o kadar çok sevmemişti.  

Çünkü bir daha o derece sevdiği birini kaybederse, yaşayamazdı. 

Ayaklarına dolanan bir şey ile kafasını aşağıya indirdi. Kan ona mor büyük gözlerini dikmişti. Nora gülümseyip kucağına aldı onu. Gözünden bir damla yaş daha düşerken Kan'ın kafasına büyük bir öpücük kondurdu. 

" Demek, yıldızlar ve sessizlikten sonra bu halimi gören tek kişisin ufaklık." Nora o soğukta üstünde incecik bir şeyle dikilirken; çok şey oldu. Hatta o kadar çok şey ki anlatılmaz.

 Mesela: Çoktan yazılmış olan kader defterleri gürültü ile açıldı. İçindeki son silinip tekrar yazılmaya başlandı. Ama kalemi tutan, bu sefer kendileriydi.

Merhaba. Umarım herkesin keyfi yerindedir. Çünkü benim hiç yerimde diğil.

Bu bölüm böyle oldu. Çünkü: Daha iki gün önce 1. sınıftan beri arkadaşım olan birinin annesini kaybettik. Bir de annesini o halde bulan arkadaşım olunca.... Berbat bir şey. Ve bu olay hepimizi ister istemez etkiledi. Hem de öyle bir etkiledi ki; Sormayın gitsin. 

Ben öğrendiğim zaman gerçekten annemin değerini anladım. Ve tek yaptığım telefon açıp sesini duymak oldu. Tabi bir de haberi söyledim. Ama ne yalan söyleyeyim. Sesini duyunca rahatladım.

Neyse, size iyi sınav haftaları.

Akatsuki bir kedi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin