"Ben Nora ile evlenecem!"

602 34 21
                                    

    "Zrrrrrrrr. Zrrrrrrrrrr" 

Saat sabahın beşi. Ve kapıyı alıcaklı gibi çalan biri.

"Laaaaaaan! Açsanıza şu kapıyı!" Nora söylene söylene hırkasını üstüne geçirdi. Bu sefer kafasında oklavayı kıracaktı. Zil tekrar çalmaya başlayıp, kapı yumruklanırken Nora'dan önce Tanya davrandı.

"Yine mi sen?!" 

 Demetri bir karşısında saçları dağılmış, gözlerinin altı şişmiş ama güzelliğinden pek bir şey kaybetmemiş kıza baktı, bir de elinde ki tavaya. Adı gibi emindi ki o tavayı artık kafasına yiyecekti. Yüzüne tatlı bir tebessüm koyup konuştu.

"Aaaa! İnsan kankisine böyle der mi?" Tanya elinde ki tavayı Demetri'nin kafasına geçirirken bağırdı.

"Bu kanki geçenin beşinde alacaklı gibi kapıya dayanırsa az bile yapmış olur!!!"

Kisame kapıda ki adamın kafasına inen tava ile gülümsedi. Şu an bir şeyi anlamıştı. Bu kızı asla ama asla uykusundan kaldırmamak lazımdı. Yoksa gözünü bile kırpmadan öldürürdü onu uyandıranı.Tekrar konuşmaları dinlemeye başladı. Baya şey kaçırmıştı.

"Sağol Amara ya. Sen olmasaydın ne yapardım ben!" kapıda ki sarışın oğlanın kafasına inen terlik ile bir an acıdı. Kafasını arkaya çevirdiğinde elinde başka bir terlik ile dikilen diğer kopyayı gördü.

"Asılma lan ikizime!" Oğlan kapıda ki kıza göz kırparken gülümsedi.

"Ne yapayım çok güzel." Ve gelen terlikten mükemmel bir kaçış. Ama ne var ki kapının diğer tarafından oğlanın kafasına bir tokat indi. Dur şimdi işler karışmıştı iyice. Hangi kız hangisiydi. Onların kızları kimdi? Bir dakika ONLARIN KIZLARI?!

 Nora kapının pervazına dayanmış, ellerini göğüsünde birleştirmişti. Etraftaki şamatayı gülen gözlerle izliyordu. Kapının arkasından beliren kumral güzeli ile olaya karışmaya karar verdi. Yoksa olan onun biricik aşkisine olacaktı. Evet aşkisi.

 Öne çıkıp kollarını Mei'ye uzattı.

"Ver bakalım bana aşkımı." Mei kucağında ki oğlunu çocukluk arkadaşına verirken ona yalancı kötü bir bakış attı.

"Şöyle deme şuna! Sonra etrafta 'Ben Nora ile evlencem' diye geziyor." Nora kucağına aldığı ufak beden ile bir an için sendelendi. Büyümüştü artık. Arkasını dönüp giderken Mei'ye göz kırptı. Kıkırdamayı da unutmamıştı.

"Daha iyi ya! Hem size iyi tatiller. Umarım aslancıklarla iyi anlaşırsınız."  Mei gözlerini devirirlen arkasını döndü. Ama ne var ki Demetri geç kalmıştı. Hızla kapanan kapı burnuna sert bir şekilde toslamıştı. Gerçekten de neredeyse 10 kusur yıldır bir avuç kızın huyunu çözememişti gitmişti.

"Neler oluyor?!" Merdivenlerden uyku mahmuru bir şekilde dikilen Merelyn belli belirsiz konuştu. Nora dakikasında herkese odasına kovalamış kucağında ki aşkisi ile odasına çıkıyordu. Merelyn'a göz kırptı.

"Eve birini attım." 

"Eve ne attın?" 

"Sevgilimi."

"Senin sevgilin mi var?" Merelyn şu an o kadar şaşkın görünüyordu ki! Nora kıkırdayıp kızı odasına yolladı.

"Evet sevgilimi var. Onu eve almıştım şimdi ise odama alıyorum." 

Nora Merelyn'ı arkada bırakırken çatı katında ki odasına çıktı. Kapıyı dirseği ile açarken kucağında ki bebeğin uyanmamasını istiyordu. Kapıyı açıp tekrar kapattıktan sonra etrafında beyaz tüller olan yatağa uzandı. Yazları etrafta oldukça fazla sinek olurdu. Bu yüzden yatağının etrafına tülleri koydurmuştu. Ufaklığı yatağa yatırıp üstünü örttü. Hırkasını çıkarır çıkarmaz yatağa girdi. Küçük bedeni kendine doğru çekerken iyice mayışmıştı.

 Sabah olduğunda yavaşça gözlerini araladı. Oldukça iyi uyumuştu. Biraz kendine gelince kollarında ki boşluğu fark etti. Önce adlandıramasa da aklına gece geldi. Mei ve Demetri, Adrian'ı ona getirmemiş miydi? Hızla üstünde ki battaniyeyi kaldırıp ayaklandı. Odaya bakarken gözüne açık balkon kapısı çarptı. Balkonun kapısını kapatmayı nasıl unutmuştu?!

 Hızla balkona çıkarken sesler duydu. Korkuluklardan aşağı sarkıp fazla büyük olmayan bahçeye baktı. Gördüğü sarı kafa ile derin bir nefes aldı. En azından bu sefer balkondan filan düşmemişti. Amara ile göz göze gelince gülümsedi. Kızın dudaklararını abartılı bir şekilde oynatarak ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. En sonunda anladığı kelimeler ile büyük, geniş yatağına uzandı. Battaniyeyi tekrar üstüne çekerken, gözlerini kapattı. Kelimeler basitti.

"Yat yatağına"  Bir kaç dakika sonra açılan kapı ve adım seslerini duydu. Küçük adımlar düzensizdi. Arkasında yatağın çöktüğünü hissetti. Yüzünde hissettiği nefes ve küçük eller ile gülümsedi. 

 Adrian, yatan kızın yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurdu. Tatlı sesi ile bağırdı.

"Aşkımmmm."

Nora kıkırdayıp yan döndü. Yatakta sırt üstü yatarken ufaklığı üstüne çekti. Yanaklarını sıkıp öperken konuştu.

"Sen özledin mi beni?" Küçük çocuk oyuncu bir ifadeyle başını sağa sola sallayıp hayır dedi. Hal böyle olunca Nora yüzünde oluşan şeytani bir gülümsemeyle çocukla yer değiştirdi. Ve onu gıdıklamaya başladı. Adrian'ın kahkalarını, Nora'nınkiler eklendi.

 O ikisi böyle oynaya dursun, kapının önünde ki Kan daha önce hiç hissetmediği bir şey hissediyordu. Kıskançlık....

 Neyse biz yataktaki ikiliyi ve kapının önünde kıskançlıktan çatlayan Pein'i orada bırakıp diğerlerine bakalım.

"SENİN KEDİ GİBİ! SİZİ EVE ALMAYI KABUL EDENİN AĞIZINA S-" Tamara'nın ağızına kapanan bir el konuşması engellendi. Amara başını sağa sola sallayıp cık cıkladı.

"Tamara evde Adrian var." Sarı saçlı kız korkutucu gözlerle saçlarının birkaç ton koyusu renkte ki kediye baktı. Kedinin gözlerinden bir an sinsi bir parıltının geçtiğini gördü sanki. Amara'nın elinden ustaca kurtulup kediyi ensesinden kavradı. Hızlı adımlarla odadan bahçeye açılan kapıdan dışarı çıktı. Zamin kattaki neredeyse tüm odaların bahçeye açılan bir kapısı vardı. Bu çoğu zaman avantajdı. Ama ne var ki ev çok çabuk soğuyordu.

 Dışarda kar yağıyordu. Hafiften hafiften tutmaya başlamıştı bile. Kapıyı açtığı anda bedenine değen rüzgarla titredi. Elinde ki sarışın kediyi bahçeye doğru fırlattı ve arkasına bile bakmadan içeri girip kapıyı kapattı. 

 Deidara önce havalandığını hissetti. Sonra ise yumuşak ama soğuk bir yere düştüğünü. Ve kapanan cam kapıyı. Esen her rüzgarla daha çok titriyordu. O kız bir caniydi. Bu havada bir kediyi kim sokağa atardı ki. Hem artık hissetmemeye de başlamıştı. Zorlukla ileride ki dış kapıya gitti. Paspasın üstünde iyice büzüşmüştü. Ta ki bir ses duyana kadar.

"Sarı çiyan?" Merelyn her gün ki çıktığı koşusundan dönüşte uğradığı simitçiden kahvaltılık şeyler almış eve gelmişti. Kapının hemen önünde paspasın üstünde büzülmüş bir şekilde yatan sarı kediyi görünce bir an donup kalmıştı. 

 Neredeyse koşar adımla kedinin yanına gelip onu kucağına aldı. 

"Ne işin var senin dışarıda?! Hem buz gibi olmuşsun!" Merelyn hızla kapıyı açıp içeri girerken oldukça endişeliydi. 

 Ama ne var ki her şeye rağmen Diedara halinden memnundu. Bu kız ikidir hayatını kurtarmıştı. Ve çok da güzeldi. Acaba onun koruyucu meleği olabilir miydi ki?

 

 Merhaba. Öncelikle diğer bölümde ki hiç bir yoruma cevap vermedim. Çünkü ne yazacağıma karar veremedim. Yani daha önce böyle bir olay başıma gelmişti. -annem olarak değil tabi- Ama o zaman oldukça küçüktüm. Ve nasıl karşılık verdiğimi hiç hatırlamıyorum. 

 Onun dışında bu bölümde ortaya çıkan Aşkimiz bir süre boyunca misafirimiz olacak. Ve kedilerin başına çok büyük belalar açacak :D:D:D

Medya da ki yakışıklı Adrian

Akatsuki bir kedi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin