"O LALA LAAAAAAAAA!"

528 36 22
                                    

 "LALALA LAAAAAAAA LALALA LAAAAAAAAA O LALA LAAAAAAAA!" 

"YASİMAAAAAAAAAAAAA!"

"LALALA LAAAAAAAA LALALA LAAAAAAAAAA O LALA LAAAAAAA!"

"YASİMAAAAAAAAAAAA!"

"LALALA LAAAAAAAA LALALA LAAAAAAAAAAA O LALA LAAAAAAAAA!"

"YASİMAAAAAA-" 

"NELER OLUYOR BURADA?!" Nora'nın yüksek sesi içeride ki tüm gürültüyü bir anda kesmişti. Pein, Sasori, Kakazu ve Konan içten içe Nora'ya teşekkür ediyordu. 

 Diedara, Kisame ve Hidan için ise çoktan en büyük kurtarıcı olarak seçilmişti. Ortalık nasıl mıydı? Anlatayım. Öhö öhö. İşte başlıyoruz millet.

 İlk baş Adrian ve Nora aşağı indiklerinde Merelyn'ın Tamara'ya bağırdığını görmüşlerdi. Neyse güç bela onları sakinleştirdikten sonra Nora'ya bir telefon gelmiş ve acil bir hastası olduğunu öğrenmişti. Hızla hazırlanıp bir yandan şekeri elinden alınmış çocuklar gibi somurtan kızlara ve aşkısından defalarca özür dilemişti. Aynı zamanda kısa zamanda geleceğine dair söz vermişti. Ama ne var ki işi uzamış, gecikmişti. Eee haliyle de kızların canı çoook sıkılmıştı. Baya çok.

 Önce çizgi film izlemişler sonra pasta yapmışlar, oyun oynamışlardı. Tanrı biliyor ya! Adrian tüm huysuzluklarını, yaramazlıklarını onlara karşı yapmış iyice şımarmıştı. Onun uykusu gelinceye kadar kızlarda bitmişti. Tabi bu yorgunluk ufaklığın kedileri keşfetmesinden sonra yok olmuştu.

 Önce kedilere tip tip bakan Adrian hemen arkasından tam bir çığlık atmış kedileri korkutmuştu. Onlara doğru yamuk adımlarla koşarken kediler kaçmaya çalışmıştı. Ve evde bir koşuşturma başlamıştı İlk yakalanan Hidan'dı. Vah zavallım.

 Adrian kediyi kuyruğundan tutup havaya kaldırmıştı. Kediyi kucağına hapsederken iyice sıkmıştı. Öyle ki Hidan bir an nefes almayı kesmiş can havli ile etrafı tırmalamaya başlamıştı. Adrian küçük kaşlarını çatıp onu tekrar kuyruğundan kavradı. Yüzünden biraz uzakta tutarken kediye işaret parmağını kaldırmıştı.

"Yayamaslık yok! yayamaslık cok ködü bi sey! Noa öyle diyo!" Hidanı tekrar kavrayıp oturma odasına dönmüştü. Adrian koltukların arasında ki alana oturup ileride bulduğu kurdeleyi almış. Ve Hidan'ı süslemeye başlamışdı. Onun bu halini gören Tamara sinsice gülümseyip yakaladığı sarı çiyanı süslemeye başladı. Eee Tanya'da eksik kalmamıştı. O da Same'yi almıştı.

 Merelyn ve Amara ise onlara kınayan bakışlar atıp diğer kedileri saklamaya çalışmıştı. Tabi ki bir yere kadar. Sanki anlaşılmış gibi ikisinin de telefonu çalmaya başlamış, acil işleri çıkmıştı. Ve kocaman ev 3 kafadan çatlağa kalmıştı.

 Bir süre sonra kedileri süslemeye bırakıp boyamaya başlamışlardı. Yüzlerine, kollarana, bacaklarına ve sırtlarına renkli şeritler yapmışlar onları küçük savaşcılara benzetmişlerdi. Düşman olan savaşçılara. Sonra ise Adrian'ın isteği ile kızılderili kıyafetleri giymiş 'Red kit' oynamaya başlamışlardı. Tabi üç kediyi sırt sırta verip siyah bir kurdele ile bağlamışlardı. Ve başlamıştılar şarkı söylemeye.

 Tam kediler artık hayattan bezmiştiler ki Nora eve gelmiş onları kurtarmıştı. Eee ondan sonrasına bakalım.

 Nora'nın alnında ve boynunda atan damar aşırı belirgindi. Sorun kedilerle oynamaları değildi. Açıkcası kediler umurunda bile değildi. Umurunda olan eviydi. Ve salonu.

 Söylemeyi unuttum dimi. 3 kafadar kedileri boyarken koskocaman salonuda boyamışlardı. Koltuklar, halı, parkeler, dolaplar, duvarlar....... Nora nereden geldiğini bilinmeyen oklavayı sallamaya başladı.

"Üçünüz hemen ellerinize bezleri alıp evimi temizliyorsunuz. HEMEN!" Saklandıkları yerden çıkan kedicikler Nora'nın bu halini görünce terlemeye başlamışlardı. Şu an oldukça kokutucu görünüyordu. 

 Merelyn söylene söylene yokuşu tırmanıyordu. Anneleri çocukalarından beterdi. Neredeyse 3 yıl boyunca iki yüzü aşkın çocuğu eğitmiş, inatlarını kırmıştı. Ama gel gelelim koskoca kadınları eğitemezdi. Çocuklarından örnek almalıydılar. 

 Amara ise daha mutluydu. Yokuş aşağı inerken kaldırımın üstünde resmen dans ediyordu. Yeni bir iş teklifi almıştı. Konu basitti. Klibini çekecekleri dans hareketliydi. Koreografiyi çoktan belirlemişti bile. Uzun zamandan beri bir klip için koreografi hazırlamamıştı. Ama paslanmadığına da emindi. 

 İki kızda bahçe kapısının önünde karşılaştılar. Biri somurturken, diğeri gülümsüyordu. Ta ki evden duyulan sese kadar. Amara'nın gülümsemesi solarken, Merelyn'ın yüzünde korku izleri oluşmuştu bile. İkisi de hızla eve girdiler. Ve gördükleri manzara ile kahkahalarını zor tuttular. 

 Amara gülmemek için kapının kenarına kolunu yaslayıp yüzünü oraya gömdü. Merelyn ise alt dudağını ve yanaklarının içini dişliyordu. Öyle ki ağızına kan tadı bile gelmişti. 

 Nora arkasına dönünce kendi tutmaktan kızarmayı geçip moraran iki kızı gördü. Siniri hala tepesindeydi. 

"SİZ NE DİKİLİYORSUNUZ ORADA?! BU EVİ BENİM BIRAKTIĞIM HALE GETİRECEKSİNİZ. HEMEN!!!!" 

 Amara ve Merelyn anında hazır ola geçtiler. Başlarını aşağı doğru sallarken Nora çoktan kucağında Adrian ile odadan çıkmıştı. Bu ufaklığı bıcı bıcı yaptırmalıydı.

 Amara, Tamara ve Tanya hemen bezleri ve bir kova suyu almaya gitti. Merelyn ise eline aldığı ıslak mendil ile birbirine bağlı kediciklerin yanına gitti. Onları nazik bir şekilde  kucağına alırken ikili koltuğa oldukça kibar bir şekilde oturdu. Kedileri birbirine bağlayan siyah kurdeleyi açıp Sarı çiyanı eline aldı. Kedilerin haline gülmeden edemiyordu.

 Diedara onu tutan soğuk eller ile bir an ürperdi. Ve kızın mor-mavi gözlerine baktı. Sonra ise yüzüne. Tatlı bir gülümeme ile ona bakıyordu. Bir elini çenesinin altına getirdi. Yüzünün kıpırdamasını engellerken ona doğru yaklaşan beyaz mendili gördü.

 Kan yavaş ve dikkat çekmeyen bir şekilde salondan ayrıldı. Daha önce evi çok sık dolaşmıştı. Ama hala karıştırıyordu. İki kat merdiven çıkıp duyduğu su sesinin kaynağına gitti. Aralık kapıdan içeri baktı. Ve gördükleriyle ister istemez gülümsedi.

 Nora ceketini ve gömleğini çıkarmıştı. İçindeki siyah askılı badisi ile kalmıştı. Adrian'ı soymuş ve sıcak suyla köpük dolu küvete koymuştu. Bir yandan onunla birlikte köpükte oynayıp, bir yandan şarkı mırıldınıyor bir yandan da onu yıkayordu. En sonunda onu yıkamayı başardığında kendisi de sucuk gibi olmuştu. Islaklığını görmezden gelip onu kucakladığı gibi salona indi. Çünkü şu an evin en sıcak yeri orasıydı. 

 Amara içeri giren Nora ile kurulduğu koltuktan kalktı. Odanın diğer tarafına doğru yürüdü. Küçük daireyi çevirip odanın sıcaklığını arttırdı. Aynı zamanda kulağı yeni başlayan haberdeydi.

 Nora, Amara'ya minnet dolu bir bakış atıp yanında ki kumanda ile televizyonun sesini açtı. Kadın spiker heyecanlı bir şekilde bir şeyler anlatıyordu. Kedilerde dahil odada ki herkes kadını dinlemeye başladı.

"Dün saat 14:30 sularında Dünya'nın pek çok yerinde aynı anda oldukça farklı doğa olayları meydana geldi. Bu çıkan olaylarda mucizevi bir şekilde can kaybı olmamışken; çoğu yer yıkıldı. 

Yeni Zellandiya'ya düşen yıldırımlardan dolayı orada  bulunan yağmur ormanlarının bir kısmı yandı; aynı zamanda Kuzey Amerika'ya, Afrika'ya, Asya'ya düşen pek çok yıldırım yüksek binaların yıkılmasına sebep oldu. 

 Japonya, açık denizde ki küçüklü büyüklü adalar sel ve tsunami baskınlarına uğradı. Avrupa'da ve Türkiye'de pek çok depremler oldu. Türkiye'deler çok büyük ve tehlikeli değilken, Fransa da olan 7.6 büyüklükte ki deprem dayanıksız binaların yıkılmasına sebep oldu. Şimdilik bilgilerimiz bu kadar. Sana bağlanıyoruz Alex....."

-------

 

Akatsuki bir kedi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin