Bunlar ne ya?!

1.5K 44 15
                                    

 Medya= Nora Swilloras

"Burası çok güzel!" Nora az ileri de gülümseyerek etrafını inceleyen Merelyn'a baktı. Genç kıza katılmadan duramıyordu. Burası çok güzeldi. Biraz ileri de birbirlerine sataşarak ilerleyen Amara ve Tamara'ya baktı. İkisi de kahkahalar atarak gülüyordu. Sırtında hissettiği el ile kafasını arkaya çevirdi. Ve o an Tanya ile göz göze geldi. Tanya'nın büyük sarı-yeşil gözlerinin içine baktı. Gülümsemesi alaycı bir hal aldı.

"Sen bir şeye zamanında gelir miydin Tanya?" Tanya çocukluk arkadaşına ve kuzenine ölümcül bir bakış attı. Ne vardı birazıcık geçikiyorsa. O an aklına doluşan düşünceler ile omuzlarını düşürdü. Biraz mı? O kendi doğum günü partisine geç kalan biriydi. Resmen geç kalmanın kitabını yazacak kadar çok deneyimi olmuştu. Tabi bu iyi bir şey miydi? Orasından emin değildi işte.

  Beş kız gülüşmeler, sataşmalar ile piknik örtülerini yere serdiler. Nora yanında getirdiği yiyecekleri yerleştirirken Amara ve Merelyn etrafı dolaşıyordu. Buldukları yer bir vadiydi. Şehirden uzaktaydı ama evlerine az da olsa yakın sayılan vadi oldukça gösterişliydi. 

 Aradan geçen bir iki saatte kızların hepsi örtünün üstünde oturmuş konuşuyorlardı. Tabi ki Nora dışında. O sırtını dayadığı bir ağacın altında neredeyse 600 sayfa olan bir tarih kitabı okuyordu.

Nora işinde oldukça profösyönel bir psikologtu. Tanya ile anne tarafından kuzen olurdular. Kitap okumayı ve yazmayı çok severdi. Hatta bir kaç kitap bile yayınlamıştı. Ki o kitapları da çok tutulmuştu. Ünlü bir dergi de bir köşe yazarıydı. Çoğu kişi onun yorumlarını okumayı severdi. Çünkü Nora tarafsız ve sade bir dille yorumlarını yazardı. Neredeyse her zaman da yazdıkları, herkes tarafından onaylanırdı. Bazende Tanya ile birlikte şarkı sözleri yazmışlığı da vardı. Kızlara elinden geldiğince yardım ederdi. Her konuda -özellikle tarihte- derin bir bilgisi vardı. Son derece korkusuz -cesur-, istediği zaman son derece donuk olan insanları korkutabilen biriydi.

 Amara ve Tamara ikiz kardeştiler. Birbirlerine çok benzerdiler. Lakin ikisi arasında ki davranışları ve olgunlukları ying ve yang kadar farklıydı. Biri edepsizin önde gideniyken; diğeri oldukça utangaçtı. Biri kurnazlıkta çığır açmışken; diğeri oldukça saftı. Biri uykuya taparken; diğeri yerinde duramazdı. Biri yaşından olgun davranırken; biri ise tam bir çocuktu. Ama ne var ki ikisininde ortak özellikleri şüphesiz cesaretleri, akılları ve kızdıkları zaman akla sığmayacak ve korkulacak iki psikopata dönüşmeleriydi. 

 Amara daha masum olanıydı. Ve Tamaradan biraz daha mantıklıydı. Ve unutmadan Amara dillere destan bir dansçıydı. Ünlü bir çok şarkıcının kliplerinde ki dansları o hazırlamış, dünyaca ün salan müzikallerde baş dansçı olmuştu. Ve şüphesiz ki bu konuda en büyük destekçileri dostlarıydı. Yerinde bir türlü duramayan bir kızdı.

Tamara ise daha kurnazdı. İşine gelince bilmediği şey yoktu fakat işine gelmediği zaman hiç bir şeyi bilmezdi. Amara'dan daha uyanıktı ve biraz daha uykusuna düşkündü. Tamara ise bir sporcuydu. Daha önce iki kez olimpiyatlara katılmıştı. Yüzme ve buzda kaymada dünya birincisi olmuştu. Yüksek atlamada ise gümüş madalyası vardı.

 Merelyn ise şüphesiz en tatlı ve saf olanlarıydı. O ise işinde oldukça başarılı bir ana sınıfı öğretmeniydi. Çocukları çok severdi. Çok tatlı ve ona göre çok şekerdiler. Tabi arada yaptıkları yaramazlıklar sayılmaz ise. Merelyn Tanya ile baba tarafından kuzendiler. Nora ile ise uzaktan akraba oluyorlardı. Bir yılbaşı gecesi Nora'nın ailesi ve onun ailesi ile Tanyaların evinde toplanmışlardı. Ama ne var ki Tanya ekmek almayı unuttuğu için bakkala gitmek zorunda kalmışlardı. Eee söz konusu olan Tanya'ydı. Üşengeçliği ve geç kalma alışganlığı dillere destandı. Ailelerine beş dakika içinde geleceklerini söyleyerek çıkmışlar; ama on beş dakika sonra ancak gelebilmişlerdi. Eh! ne de olsa yanlarında Tanya vardı. Geçikmemek imkansızdı zaten.

 Üç küçük kızda tam bahçe kapısından içeri girmişler, kapıyı kapatmışlardı ki, ev patlamıştı. Evet bildiğiniz ev patlatılmıştı. Kimin ve neden yapıldığı hiç bir zaman bulunamamış, dosya zaman aşımına uğramıştı. O patlamadan dolayı eve en yakın kişi olan Nora'nın  - ki ev patlamadan iki saniye önce arkasını dönmüştü.- sırtında köprücük kemiklerinden böbreklerine kadar yatay bir şekilde iki tane demir parçası girmişti. Sağ böbreğini kıl payı sıyaran demir parçası, sol böbreğini işlenmez hale getirmişti. Böylece doktorlar Nora'nın sol böbreğini almışlardı. Ve çok şükür şu ana kadar hiçbir sorun çıkmamıştı. Aynı zamanda Merelyn'ın koluna ve bacağına; Tanya'nın ise omzuna birer demir parçası girmiş ve Tanya'nın sağ şakağında yatay bir çizgi oluşmuştu. Ama hiç biri bu durumdan şikayetçi değildi. Tabi şu ana kadar hiç bir yılbaşını kutlayamamışlardı ama. O kadar da olurdu.

Ve son kızımız Tanya. O bir aranjördü. Hem de oldukça ünlü bir aranjör. Ailesini kaybettikten sonra değer verdiği tek kişiler kızlar olmuştu. Kolay kolay gülen biri değildi Tanya. Ama kızlarla yalnız oldukları zaman oldukça yaramaz ve afacan biri olurdu. Genellikle yemek yemeği çok severdi. Ama ne var ki hiç yapamazdı. 

 Amara güç bela kardeşi Tamara'yı kaldırmış, orada bulunan küçük bir koruluğa girmeye ikna etmişti. Gezmeyi ve fotoğraf çekmeyi çok severdi. Tam koruluğun merkezine gelmişler çıkmaya hazırlanırlarken birden yağmur yağmaya başlamıştı. Önce hafif hafif yağan yağmur çakan bir yıldırım ile hızlanmıştı. İki kızda ayaklanıp gitmeye hazırlanırken hemen arkalarına düşen yıldırım ile yerlerinden sıçramışlardı. Aynanda arkalarını döndüklerinde gördükleri fazla büyük olmayan eski bir karton kutu oldu. Amara kardeşinden önce davranıp hızla kutunun yanına gitti. Kapıyı hafifçe açtığında gördükleri ile inanamadı. Bunlar neydi ya?

----

 "Siz ne yapıyorsunuz?" zetsu karşısıda ki karışıklılığa baktı. Etraf birbirine girmişti. Hidan ve Kakazu'nun kavgaları, Diedara ve Sasori'nin kavgası ile birleşmiş ortalığın içine etmişti. Kapıdan giren yeni giren Tobi bir an olduğu yerde donmuş, onun durduğunu görmeyen Kisame ise Tobi'ye çarpmıştı. Tam onun neden durduğuna bakacaktı ki etraf birden sallanmaya başladı. Ama öyle böyle değil. Tam karargağın  üstüne düşen bir yıldırım ile etrafı toz kapladı. Kendilerine geldiklerinde karanlık bir yerdeydiler. Hem de dört ayak üstünde!!!!!!


Akatsuki bir kedi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin