Yakışıklım:
Gülüm, seni çok seviyorum öncelikle bunu söyleyeyim. Şu zamana kadar ister bilerek ister bilmeyerek kalbini kırdıysam özür diliyorum. Hakkını helal et olur mu gidipte dönememek var. Benden yana zaten hakkım helal.
Kendine çok dikkat et...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Acı ...
Soruyu çözemediğim için kalemi sinirle testin üzerine attım. Ben daha testte ki soruyu çözemiyorsam sınavda ne yapacaktım hiç bilmiyordum.
Off kendi kendimin motivasyonunu düşürmekte üstüme yoktu. Tekrar kalemi alacakken çalan zil ile ayağa kalktım. Bu saatte kim gelmişti acaba.
Giysi dolabımdan eşarp alıp başıma örttüm ve balkonuma çıktım.
Kapıda bir kargo aracı ve elindeki büyük kutuyla bekleyen siyah şapkalı bir adam vardı.
Yanlış eve gelmiş olmalıydı. Çünkü bizim evde ne annem ne de babam internet alışverişini bilirdi. Beni demiyorum bile babam kesinlikle böyle bir şeye izin vermiyordu. Benim internet alışverişlerimi hep Fahriye sayesinde yapıyordum.
Zilin bir kez daha çalmasıyla koşar adımlarla aşağıya indim ve kapıyı açtım.
Karşımdaki adam kısaca beni inceleyip bakışlarını elindeki dosyaya indirdi ve ardından tekrar bana baktı.
"Umay KARAKUM"dedi teyit etmek için tek kaşını kaldırıp cevap vermemi bekledi.
"Benim" kargo bana mı gelmişti yani. "Yanlış anlamayın ama ben bir şey almadım" dedim adam adımı söyleyip bana geldiğini söylediği halde. Acaba Fahriye bana hediye mi almıştı?
"Hediyedir o halde. Lütfen şurayı imzalayın" yüzündeki asık ifadeyle elindeki dosyayı bana çevirdi.
Hala bu kutunun kimden ve ne için geldiğini bilmeden adamın uzattığı kalemi aldım ve gösterdiği yeri imzaladım.
"Gönderen kim öğrenebilir miyim?"kalemi adama uzattım.
"Gönderen ismin gizli kalmasını istemiş" kutuyu yere koyup elindeki kalemin kapağını kapatıp dosyanın kenarına taktı.
"İyi günler" daha bir şey demeyip arkasını döndü ve gitti.
Hava kararmaya yakın olduğu için etrafta kimse yoktu bunun için hızlı davranıp paketi kucağıma alıp içeri geçtim.
Bu gün restorant yoğun olduğu için annemler geç gelecekti, yani gece yarısına kadar evde tektim. Paketi odama kadar taşıyıp kapıyı ayağımla örtüp yere oturup bağdaş kurdum.
Acaba kutunun içinde ne vardı, ve en önemlisi kim göndermişti bana bu kutuyu. En iyisi Fahriye'yi arayıp ağzını yoklamaktı.
