14.Bölüm

92 8 3
                                    

Önümdeki yemeği karıştırmaktan artık ilk tabağa konulduğu andaki gibi üzerinde dumanı tütmüyordu.
Karşımda sanki gün boyu aç kalmış gibi iştahla yemek yiyen annem benimde iştahımı açmaya çalışıyor olsada içimde tuttuğum soruyu sormak için tabağının bitmesini bekledim.

Tabağının yanına koyduğu kaşığı ile elimde tuttuğum kaşığı bırakıp anneme çevirdim bakışlarımı.

"Doydun mu anne"dedim her ihtimale karşı tekrar yiyebileceğini düşünerek.

"Evet bebeğim"deyip benim daha bir kaşık bile içmediğim çorbama baktı. "Sen niye yemedin, beğenmedin mi? Tuzlu olmuş değil mi biraz"deyip dudağını büzdü ve kazanda kalan çorbaya bakıp tekrar bana döndü. "Aslında bende biraz tuzlu buldum ama yinede yedim, acıkmışım biraz. Restorant baya yoğundu bugün. Gel git falan beni ç-" daha fazla kendisini açıklamaması için konuştum.

"Babamla aran nasıl?" bana yaşattığı onca şeyden sonra bu eve girmiyor oluşu beni çok mutlu ediyordu.

Annem birkaç saniye sorduğum soruyu anlamaya çalıştı. "Benimle konuşmaya çalışıyor"

"Sen konuşuyor musun?" Dedim merakla.

"Umay baban çok pişman" yüzüm duymayı beklemediğim kelime ile donup kaldı.

"Pişman" dedim teyit etmek isteyerek.

Annem başını sallayarak beni onayladı.

Kendisinin biraz daha geç gelseydi beni ölü olarak bulacağını biliyor olmasına rağmen pişman diyordu.
Zaten suçluların ilk kullandığı kendini savunma sözü ' Pişmanım ' oluyordu.

Kalbimdeki sızı ile bakışlarımı annemden ayırıp masanın üzerinde titreyen elime indirdim.

Adam pişmanmış ya, ben niye abartıyorum. Gelsin yine yaşasın bizimle ben yine hergünki gibi bir doz tehdidimi dayağımı yiyip oturayım.

"Umay, kuzum" annemin elimi tutmak için elini uzatmasıyla, elimi hemen çekip dizlerimin üzerine bıraktım.

"Sen bana söz vermiştin anne, bana söz vermiştin bir daha aynı şeyleri yaşatmayacağına dair"buz gibi çıkan sesim annemi afallatırken elini gerisin geri çekip gözlerime dolu dolu baktı.

"Ne yeminler etti kızım. Hem eğer birdaha karşılaşırsam öyle bir manzara ile bu sefer asla affetmem. Her insan ikinci şansı hak eder"

Annemin dedikleri ile bir anda ayaklandım. Sandalye dengede duramayıp fazla ses çıkarmadan yere düştü.

"Ettiği yeminler neye yarayacak anne, ancak seni kandırır o yeminler. Birdaha öyle bir manzara ile karşılaşırsan sen tekrardan affedebilirsin ama benim bedenim bir daha öyle bir dayağı kaldıramaz" sesim titriyor kendimi ağlamamak için sıkıyordum. Ne demişti her insan ikinci şansı hak eder. Bok hak eder!
İkinci şansı hak edecek kişi babam denilense bok hak ederdi o şansı.

"Eğer ben bu evden gitmeden o adam gelirse ben giderim bu evden. Yemin ederim giderim. O zaman suç ne bende ne Vural da olur, suçun tamamı sende olur" annem hayretle bana bakarken böyle bir tepki beklemiyordu. "Ya sen değilmiydin o gece bayılmak üzereyken bana sarılıp bir daha öyle bir şey olmayacak diyen. Sen değilmiydin anne" kendimi susturmak adına sinirle dudağımı dişledim. İster kanasın ister kopsun şu an umrumda değildi.

"Umay" dedi çaresizce.

"Yemin ederim giderim"dedim dişlerimin arasından.

Annemin yüzüme çaresizce bakması aklımda hiç ummadığım düşünceleri harekete geçirtti.

Annem o adamı seviyordu.

Ne yapacağımı bilmeyerek öylece anneme baktım. Ne desem faydasızdı, annem bir kere aşık olmuş ve kanmıştı.
Annem benide seviyordu ama, beni tekrardan öyle görmek istemezdi değil mi?

Aşk & Oyun (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin