İnanç

885 105 15
                                    

Buraya geliyorum, anormal olup normal yürüyemediğim için yine kaçıyorum.

---------------------

---------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayır, hayır!"

Midoriya yaşadığı hayal kırıklığıyla ne yapacağını bilemeyerek odanın ortasında öylece dizlerinin üstüne çökmüştü. Yine zamanında kurtaramamıştı onu, ve son konuştuklarında kırgın olarak ayrılmış olmaları kalbinin acımasına sebep oldu. Ellerini saçlarının arasından geçirdi, ne yapacaktı şimdi? Tüm yapılan planlar bir hiç gibi çöpe atılmıştı. Şimdi onu nasıl bulacaktı? Hepsi onun yüzündendi, tüm bunlardan kendini suçluyordu belki de bu yüzdendi hiç olmadığı kadar umutsuzluğa kapılması. Eğer önceden neler döndüğünü anlayıp sanki her şey aynı gidiyor gibi davransaydı...

"Ne yaptın sen?" Dedi yüksek sesle, aslında sadece aklından bile geçirse onu duyabileceklerini biliyordu yine de o kadar öfkeliydi ki. Sözde babası olan o adamdan her şeyiyle nefret etmeye başlamıştı birden, kendi kanından olan birine karşı - ki kendisi bu zamana kadar kimseye karşı saf nefret hissetmemişti-  delice bir öfke hissediyor, kanının fokurdadığını hissediyordu. Şimdi Kacchan'ı ararlarken kim bilir ne işler çevireceklerdi...

"Sadece bize biraz daha avantaj kazandırdım."

"Onu geri ver."

"Üzgünüm, sana seçme şansı vermiştim. Bir değişken için her şeyi riske atacağımı düşünmedin herhalde?  Tek yapmam gereken onu ortadan kaldırmak."

"Sakın!"

Ama herhangi bir yanıt gelmemişti, tam bu sırada cama çok sert bir şey çarptı. Bina sağlam bir özgünlüğün yardımıyla yapılmasına rağmen sallanmıştı, Midoriya hızla pencereyi açtı ve ne olduğuna baktı. Bu, olamazdı. Demek planları buydu, avantajlı taraf olabilecekleri bir an beklemişlerdi sadece ve geldiğinde hiç zaman harcamadan saldırmışlardı. Onlarca birbirinden güçlü nomu yurda doğru geliyordu, sadece yurda değil ilerideki dumanlar göz önüne alınırsa tüm şehirdeydiler.

"Kahretsin."

Tüm öğrenciler ayaklanmıştı, All Might bile bir tanesiyle zar zor dövüşüyorsa bu kadar çok nomu'ya karşı nasıl savaşacaklardı? Savaşsalar bile, kötüler birliği'nin asıl üyeleri ortalıkta yoktu. Düşündükleri gibi ilk saldırıyla onları yoracaklardı. Beklenmeyen bu ani saldırı Midoriya'nın tahminine kıyasla daha çok panik yaratmıştı, ayrıca Kacchan yoktu! Bir türlü zihnini ondan uzaklaştıramıyor, iyice kafasının karışmasına sebep oluyordu. O an tek isteği sarışını kurtarmaktı, ölmüş olduğunu düşünmek aklını kaçırmasa neden oluyordu. Bunun bir nedeni de Midoriya'nın kötüler birliği'nin artık işlerini şansa bırakmadan beklemeden hamle yapmaya başladıklarını bildiğiydi. Sert bir yumruk odanın dışından gelince yeşil saçlı çocuk geri geri giderek hızla odadan çıktı, bu sırada Mina ve Uraraka'ya çarpmıştı.

"Burada ne yapıyorsun? Saldırıya geçtiler, gel."

Kolundan çekiştirilerek aşağı kata inen Midoriya diğer herkesin de orada olduğunu fark etti. Birkaç öğretmenin yardımıyla herkes arka bahçeye çıkıyordu, binanın üstü kısmının neredeyse tamamı yıkılmıştı. U.A öğrencileri tam anlamıyla hazırlanırken birkaç profesyonel kahraman onlara zaman kazandırmak amacıyla nomular ile savaşıyorlardı. Binanın tamamen üstlerine yıkıldığını fark eden Uraraka, arkadaşlarına gelmemesi için zıplayarak son anda havadaki parçalanmış duvarlara dokundu. Zamanları yoktu, Aizawa ilk hedeflerinin nomuları tamamen etkisiz hale getirmek olduğunu yineledi. En az hasarı almaya çalışarak bunu yapacaklardı, ayrıca araştırmaların sonucu olarak en çok hasar aldıkları bölgenin açıkta kalan yapay beyinleri olduğunu öğrenmişlerdi.

Hedef Noktası [BakuDeku]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin