Hello, yine ben. Bundan sonra her gün bölüm atamayabilirim, başka platformlarda da içerik üretiyorum ayrıca derslerimiz de başladı. Kısaca yoğun olacak biraz, ama çok da geç kalmaz bölümler. Zaten dediğim gibi finale adım adım yaklaşıyoruz. Çok soft ve mükemmel bir bölüm oldu uWu- ben kaçıyorum umarım hoşunuza giderr. (!Medyayı dinleyin, bakın!)
---------------------
Bakugo şezlongda doğrulup kulağının dibinde bağrışan arkadaşlarına baktı,
"Ne bağırıyorsunuz ulan doğru düzgün kaldırsanıza!"
"Denedik, hayvan gibi uyuyorsun bro."
Sarışın kaşlarını çatıp ışık hızıyla bunu söyleyen kızılın üstüne atıldı, ayrıca sensin hayvan gibi şeyler de söyleyip sövüyordu. Diğerleri kimse hasar görmeden zar zor onları ayırdıklarında Jiro sarışının anlamsız sinirine göz devirdi,
"Midoriya da uyanmadı, Aizawa Sensei hepimizi en geç sekizde orada istiyor. Saat yediyi kırk geçiyor, yani uyandır onu."
"Neden ben?"
"Çünkü biz uyandıramadık?"
"Yol boyunca hiç uyumadı... Denizde de çıkınca da yorulmuş olmalı," gözü yanındaki şezlongda uyuyan yeşil saçlıya doğrulttu bakışlarını. Şemsiyenin aralarındaki boşluklardan geçip bedenine yansıyan güneş ışıkları ile adeta cennetten inmiş izlenimi veriyordu Bakugo'ya.
"Oğlum sen bir değişik davranıyorsun sanki?"
Dedi Denki onun düşüncelerini bölerken, yanındakiler de onu onaylayan mırıltılar çıkardı.
"Hayatım boyunca Bakugo'dan böyle bir cümle duyacağımı hiç tahmin etmezdim."
"Midoriya-kun'a çok yu-"
"SUSUN BE! Aptal aptal konuşmayın artık, farklı konuştuğum yok. Konuşuyorsam da sana ne mankafa?!" (Ühü bana kızmayın Dunce Face'in en uygun çevirisi bu)
"Neyse ne, uyandır onu biz toparlandık dönüyoruz. Gelirsiniz arkadan."
"BANA NE YAPACAĞIMI SÖYLEME YARIM Pİ-"
"Her neyse..." Diye mırıldandı ve yeşil saçlıyı çıplak omzundan dürttü,
"Hey, uyansana." Belki gerçekten yorulmuştur... Diye geçirdi içinden, daha fazla uğraşmadı ve bir kolunu çocuğun dizlerinin altından diğerini de ensesinden geçirdi. İçinde havluların olduğu çantayı tek omzuna taktı ve otele doğru ilerledi, düzenli soluk alıp veren Midoriya'nın başı göğsüne yaslanmıştı. Bakugo uyanık olmadığına binlerce kez şükretti, kalbinin bu kadar hızlı atmasını nasıl açıklayacaktı yoksa?
Bu sırada Mina ve Kirishima'nın kendisini bekliyordu, başını sola eğdi ve sıkıntıyla nefes verdi.
"Neden onu uyandırmadın ki?"
"Seni ilk defa böyle bir şey yaparken görüyorum, hem de Midoriya'ya?"
"Ben size bunun cevabını vermedim mi?"
Mina elini dostça arkadaşının omzuna yerleştirdi,
"Hey, duygularını sürekli gizli tutmak zorunda değilsin." Tam itiraz edeceği sırada Kirishima onu susturdu ve Mina devam etti,
"Neyse ne, ben sadece bil diye söylüyorum. Eğer ona karşı farklı bir şey hissediyorsan geç olmadan bunu anlamasını sağlamalısın. Sadece kaçarsan ne kadar sadık olursa olsun, her an bir başkasıyla tanışabilir."
Ondan uzaklaşırsan son kez konuştu,
"Her an."
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hedef Noktası [BakuDeku]
FanfictionEğlencesine yazılmış bnha fanfiction. (Zaman geçirmek için bire bir) Homofobik olanlar koşarak uzaklaşabilirler :) [bakudeku] - [Orjinal evren ama olaylar kendi kurgum.] -Hedef Noktası adıyla yayımlanmış ilk kurgudur!-