Uzun bir bölüm oldu ama değdi. Hiç uzatmayacağım çok heyecanlıyım çünkü bundan sonra her şey daha hoş olacak. Gören de ben savaştan çıktım sanar...
"Sen, her zaman dışlanmıştın. Kendini kabullendirmeye hiç çalışmadın ve bu dürüstlüğün hayatına mal oldu..."
Mourners- Die Like This
---------------
"Burası tamamen temizlendi, herkes iyi mi?"
Aizawa gözlerini etrafta gezdirdi ve kontrol etti, ağır yaralılar vardı. Hepsi revire götürülmüştü, onlarla birlikte herkes buradaydı. Neredeyse.
"Katsuki Bakugo ve Izuku Midoriya burada değiller, mücadelede de yanımızda değillerdi."
Herkes kötüler birliğinin beklemeden bir üçüncü saldırıya geçeceğini düşünüyordu fakat bir süredir gelen giden yoktu. Kimse neler döndüğünü kavrayamıyordu, merkezden çıkamadıklarından çocukları da bulamamışlardı. Aizawa Eri'nin yanına giderek iyi olup olmadığını sordu, küçük kız sadece çok kritik durumu olanlar için yardım ediyordu ama bu adamın endişelenmesini engellemiyordu.
Mavi saçlı kız geniş bir gülümsemeyle iyi olduğunu söyledi, ardından Midoriya'nın nerede olduğunu sordu. Bilmediklerini söylediğinde yüzü düşmüştü, geniş odada herkesin hayatta olduğundan emin olunca iki genci bulmaları gerektiğini söyledi Mirko. Diğerleri de ona katıldı, kötüler birliğinin yanında olabilirlerdi.
"Durumu ağır olanlar burada kalsın." Dedi Endavour, ve birkaç kişinin de kontrol için orada kalmaları gerektiğini söyledi. Tokoyami Hawks ile durumları hakkında teori yürütürken kızlar Kendo'nun yattığı yerin etrafında toplanmış savaşta olanları, gözlemledikleri şeyleri anlatıyorlardı. Kirishima, Shinso ve Todoroki yan yana duran koltuklara yerleştirilmişlerdi. Akılları bundan sonra ne olacağı hakkında sorularla dolup taşıyordu.
"Onları bulmalıyız." Dedi Kirishima,
"Bu halimizle mi? Diye homurdandı Shinso, kendini çok zorlamıştı. Diğer herkes gibi.
"Direkt yeniliriz, onlar daha savaşa bile girmediler biz ise ayakta duramıyoruz."
"Biliyorum ama... Bakugo ve Midoriya tehlikede olabilirler ya geç kalırsak?"
Yumruklarını sıktı, söylediğinin bir yandan saçma olduğunu biliyordu lakin arkadaşlarına bir şey olurken kimsenin bir şey yapmamasına dayanamıyordu. Daha nerede olduklarını bile bilmiyorlardı.
Tam bu sırada uzaktan dev bir patlamanın sesi duyuldu, etraf toz duman olmuştu. Bu kadar uzaktan gelen bir saldırı, nasıl kendini bu denli şiddetli hissettiriyordu? Bu Bakugo'nun özgünlüğüydü değil mi? Kirishima bundan emindi, orada çok büyük bir şeyler dönüyordu. Ayağa kalktı,
"Ben gidiyorum."
Herkes onu onaylamayan sözler söylerken arkasından bir kızın sesi daha duyuldu,
"Ben de geleceğim!" Herkesi kurtarmak istiyordu, özellikle Deku-kun'u kim bilir ne haldeydi şimdi. Onu bırakamazdı, kimseyi bırakamazdı. Onun bu sözünün ardından Nejire ve Tokoyami de gelmek istediklerini belirttiler.
Aizawa ve Endavour iyi durumda olan kahramanlarla beraber gönüllü öğrencileri aldılar, patlamanın geldiği yöne doğru yola çıktılar. Todoroki yeni açılmış gözleriyle etrafında olan biteni izledi, bir şey söylemeden kalktı ve arkalarından gitti. Babası oğlunu durdurmayı denedi ama Todoroki onu dinlememişti bile.
***
Patlamanın şiddeti herkesi etkilemişti, Midoriya geriye doğru düşmüş ve fark etmeden halatların tutuşunu gevşetmişti. Bunu yapmasıyla fırsat kollayan Tomura kendini tutan halatları hatta çok daha fazlasını parçaladı, diğer üyeler de kaçarken yeşil saçlı çocuk öksürüyordu. Babasına döndürdü bakışlarını, adam yere yığılmıştı hareketsiz bir şekilde duruyordu. O, ölmüş müydü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hedef Noktası [BakuDeku]
FanfictionEğlencesine yazılmış bnha fanfiction. (Zaman geçirmek için bire bir) Homofobik olanlar koşarak uzaklaşabilirler :) [bakudeku] - [Orjinal evren ama olaylar kendi kurgum.] -Hedef Noktası adıyla yayımlanmış ilk kurgudur!-