Ep 1-Ruin

32.3K 1.1K 621
                                    

"Bu nedir?" Dedim asistanımın uzattığı siyah kapaklı dosyayı alırken. Siyah dosya kırmızı renkle mühürlenmiş mühürün üstüne bir siyah inci yapıştırılmıştı. Resmiyetten son derece uzakta olan dosyayı inceleme zahmetine bile girmeden masamdan uzak bir yere attım ve asistanıma yargılayıcı bakışlarımı gönderdim.

Zaten son zamanlarda o kadar çok saçma tazminat davaları geliyorduki sinirlerim alt üst olmuştu. Zengin ve şımarık iş adamları geliyor bana bir ton para ödeyerek davayı kazanmamı istiyordu. Davayı kaybetseler ödeyecekleri tazminat bana ödenilen paranın yarısı kadardı.

Hah birde bana davayı çözmem için yalvardıktan sonra beni küçümseyenler vardı. Bazıları ofisimde özel olarak ağırlanır buna rağmen karşılarında beni gördüklerinde asistan olduğumu zannederlerdi.

"Davayı kazanacak dediğin kişi bir omega mı? Hah!"

Bu tepkilerden o kadar sıkılmıştımki çoğu zaman ağızlarının payını verip kovmam bile beni sakinleştirmiyordu. Son birkaç davayı kaybetmem hakkımda asılsız dedikoduların çıkmasına 'zaten omegaydı' diyerek kendilerini tatmin etmelerine sebep oluyordu.

İş hayatım son bir haftadır cehennemden farksızken üstüne özel hayatımında eklenmesi beni çileden çıkartmak üzereydi. Üniversitede tanıştığım ve daha çok duygusal değilde mantıksal bir ilişki yürüttüğüm nişanlımdan bir skandalla ayrılmış olmak beni mahvediyordu.

Avukat Park Jimin olarak anılmak isterken, Omega Av. Park Jimin olarak anılıyor dişimle tırnağımla kazıya kazıya kazandığım ünvanımın açıkça küçümsenmesini kendime yediremiyordum.

Gerçi son zamanlarda Aldatılmış Omega Park Jimin olarak anılıyordum orası ayrı.

"Sana sadece önemli davaları masama koy dedim değil mi? ÖNEMLİ! ÖNEMLİ DAVALAR!"

Sinirlerime hakim olamadan masamdaki her şeyi yere atmış ellerimi sertçe masaya  vurarak seslerin tüm katta duyulmasına sebep olmuştum. Asistanım irkilerek geri çekilmiş kafasını öne eğmişti

"Böyle basit şeyleri bile birbirinden ayırt edemiyorsan seni neden burda tutuyorum? Bana ayak bağı ol diye mi!?"

Son yaşadıklarım bünyeme ağır geliyordu ve kendime günah keçisi olarak her karşıma dikildiğinde kötü haberler getiren asistanımı seçmiştim.

"Çık dışarı!"

"Efendim be-"

"Çık dışarı kovuldun!"

Normal karakterim bu kadar gaddar olmasada şu an kimseyi gözüm görmüyordu. Öyleki öfkem ofisimin önünde kalabalık oluşturan çalışanlarımla dahada katlanmış onlarında benden nasibini almaları için asistanıma şiddetle çarparak odamdan dışarı çıkmıştım.

"Bir avuç aptal topluluğunun ağzına sıçmam için kapımın önünde sıra olmalarına gerek yoktu çünkü zaten sıra sizede gelecekti."

Herkesin gözlerinin şokla açılması beni şaşırtmamıştı çünkü patronlarını ilk defa böyle görüyorlardı.

"Ne bok işe yarıyorsunuz siz?"

Sesim büyük ihtimalle ilk ve son kez bu kadar sakin çıkmıştı. Cevap için herkesin gözünün içine baktım, cevap gelmeyince sorumu daha yüksek sesle tekrarladım ama yine cevap yoktu kendi aralarında bile fısıldaşmıyor sadece beni izliyorlardı.

"Hey sen! Evet aval aval bakan gerizekalı sana diyorum! Anlaşmalı boşanma için sana gelmiş, birbirinden hiçbir şey istememelerine ve birbirlerinin tüm şartlarını kabul etmiş çifti bile boşayamayan kaç tane beyinsiz boşanma avukatı var burda."

JİKOOK/SAVAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin