Ep 10-Acquaintance

11.8K 893 361
                                    

(Kontrol edemedim hatalar olabilir)

Yattığım yatakta bir sağa bir sola döndükten sonra, faydası olmayacağına karar vermiş tembel hareketlerle doğrulup yatak başlığına yaslandım.

Ellerimi yüzüme çıkardım ve ovuşturdum güçsüzce, o kadar çok ilaç almıştımki beyniminde, kurdumunda uyuşmuş olduğunu hissedebiliyordum. Tepedeki güneş sayesinde öğle saatleri olduğunu anladım, komidindeki kumandayı alıp perdeleri kapattım. Güneş ışıklarının azda olsa kesilmesiyle sonunda gözümü tamamen açabilmiştim.

Jungkook gideli yaklaşık bir saat oluyordu. Kahvaltı masasında yaşanan ufak tartışmadan sonra pek fazla konuşmamıştık, benim durgun hallerimden sonra düşünmeme izin vermiş şakaklarıma uzun bir öpücük kondurduktan sonra çıkmıştı.

Daha fazla yatamayacağıma kanaat getirdikten sonra üstümdeki örtüyü yere attım, örtüyü atmamla kaç kez incelediğimi hatırlamadığım dosyalarda yere düşmüştü. Umursamazca dosyalara baktım ve sabah Jungkook'a attığım kırılmış eşyalara basmamaya çalışarak giyinme odama ilerledim.

transparan bir gömlek seçip ortadaki konsola koydum, aynanın karşısına geçip beyaz tişörtümü çıkarttığımda ise yansımamdan gözlerimi ayıramamıştım. Sabah Jungkook'un gururla yüzüme vurduğu izler hala bedenimdeydi ve onları gizlememin imkanı yoktu.

Parmak uçlarımla izlere dokundum, bunları yapmasına nasıl izin vermiştim? Üstelik birkaç tanede değildi, tenimin beyazlığından çok, mor ve kırmızı izler vardı.

Üzülerek transparan gömleğime baktım ve tekrar askıya dönerek bir kazak çıkartıp üstüme geçirdim. Her ne kadar o gömleği giymek istesemde, kırmızı amblemli Channel kazağımda hoş duruyordu.

Daha fazla oyalanmamaya karar verip siyah pantolonlumuda giydikten sonra fondöten yardımıyla izleri kapatmaya çalıştım. Kazak bedenimdeki bazı izleri kapatsada, ensem ve çenemdekiler hala duruyordu. Bazı yerlere sürerken yüzümü buruşturdum, emmekle kalmayıp ısırmış derimi tahriş etmişti. Kulaklarımdaki diş izlerinide küpe takarak gizledim.

Morluklar tamamen kapanmasada hafif hafif belli oluyordu memnuniyetsiz bir surat ifadesiyle aynadaki görüntümü süzdüm ama yapabileceğim daha fazla bir şey olmadığından şişme montumu alarak kapıya ilerledim.

Telefonumu alıp Soyeon'a evden çıktığımı ve her yeri temizlemesini mesaj yoluyla iletmiş çantamı son bir kez kontrol ettikten sonra çıkmıştım.

Asansöre binip otopark katına bastıktan sonra aynaya bakmamaya çalışsamda kendime engel olamıyordum. Genelde partnerlerim iz bırakmazdı, belki birkaç tane olurdu ama onlarda fazla belirgin olmadığından kolayca geçerdi. Bu yüzden aynadaki görüntüm bana fazlaca tersti ve bu görüntümü sevmemiştim. Pürüzsüz bembeyaz tenimin bir daha kirlenmesine izin vermezdim.

Hem hala belirgin olan diş izleri yüzündende köpek saldırmış gibi görünüyordu.

Otopark katına geldiğimi belirten sesle irkildim ama belli etmeden kapıya döndüm. Arabam B bloğunda olsada A bloğundaki güvenlik kulübesine gidecektim.

Genelde boş olan otoparkta bu sefer siyah takım elbiseli adamlar vardı ama kulaklarındaki kulaklıklara ve bellerine asılmış joplara bakılırsa onlarda güvenlikti. Neyseki yönetim güvenliği arttırmayı akıl edebilmişti artık herkes istediği gibi elini kolunu sallaya sallaya giremezdi.

"Arabanızı getirelim mi efendim?" Fazla ilerleyememişken duyduğum sesle duraksadım bana mı diyordu? Kararsızca Arkama döndüğümde yeni güvenliklerden birinin bana seslendiğini gördüm.

JİKOOK/SAVAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin