Ep 24-Underestimate

9.2K 812 789
                                    

Jimin akıllı bir omegaydı.

Zehir gibi bir akla sahipti, duygusal yanını devre dışı bırakması ise onu akıllı olduğu kadar tehlikeli biriside yapıyordu. Ama bu kez duygusal yanını devre dışı bırakmak çok zordu.

"Zayıf olmaya vaktin yok..." dedi kendi kendine. Dişlerini hıçkırmamak için sıkıyordu, dolu gözleri ağlayamadığı için kıpkırmızı olmuştu. "Şimdi vakti değil şimdi ağlamanın vakti değil."

Görüş açısı bulanıklaştığında bir elini direksiyondan ayırmadan diğer elinin tersiyle göz yaşlarını silmeye çalıştı hırsla. Kırmızı ışık yandığındaysa şükretmişti bunun için tanrıya, hızla düşünmeye çalıştı.

Jungkook'un karşısına geçip 'Bana bunu neden yaptın?!" Diye haykırsa alfanın kendini bir şekilde haklı çıkaracağını biliyordu.

Yaptığı her şeyi yüzüne vurup gitmek istese, gitmesine izin verilmeyeceğinide biliyordu. Jungkook gerekirse omegasını göz önünde tutmaları için bir ordu kurardı. O ordudan Kaçsaydı bile -bu neredeyse imkansızdı- saniyeler geçmeden bulunurdu. Bu ilçeden bile çıkış yapamazdı.

Direksiyonu sıktı tüm öfkesini çıkarabilirmiş gibi, gün yüzüne çıkmaya çalışan kırgınlık ve hüzün duygusunu geri itmeye devam etti. Şu an ihtiyacı olan tek duygu öfkeydi, öfke onu güçlü kılardı.

Evin otoparkına girdiğinde etrafı süzdü. Sadece bu otoparkta bile onlarca adam vardı Jimin'in buradan saklanarak çıkması imkansızdı. Hızlıca Jungkook'un arabasını park etti, sabah onunla gittiği için arabası evde kalmıştı. Onu izleyen ve selam veren herkes onu dahada gergin hale getirirken umursamaz davranmaya çalışarak evine ulaştı.

Kredi kartı kullanamaz, bankadaki parasını çekemezdi. Hesap hareketlerinden kolayca fark edilirdi nerede olduğu, ne aldığı, saat kaçta aldığı belli olurdu, nakit harcamak zorundaydı. Yatak odasındaki tekli koltuğu çekip duvara gizlenmiş kasayı şifresini girerek açtı. Deste deste paraları öylesine bir yere atıp hızla çanta almaya gitti. Tüm paraları içine koydu. Teknoloji çağında yaşarken nakit para kullanmaya önem vermesede ne olur ne olmaz diye koyduğu paraların gerçekten işe yaramasını beklemiyordu.

Uzun vadeli düşünmesi gerekiyordu. Bu para onu ne kadar idare eder bilmiyordu, ne yapacağınıda bilmediği gibi. Yalnızca buradan uzaklaşması gerekiyordu, düşünmesi ve yalnız kalması lazımdı Jungkook onu asla rahat bırakmazdı.

Giyinme odasına gidecekken durdu olduğu yerde, dik duramayacığını fark ettiğinde ise dizlerini büktü önce. Sonra kendini bıraktı yere, zemine öylece serilip tavanı izledi bir süre boş bakışlarla. Tüm hayatını gözleri önünden geçerdi, zihnini zorladı bir sebebi olmalıydı. Çok büyük bir kötülük yapmış olmalıydı tanrı bu yüzden onu mutluluğa layık görmüyordu. Ne zaman 'işte artık bir şeyler değişiyor mutlu olacağım!' Dese uğruna çabaladığı mutluluk parmaklarının arasından kayıp gidiyordu.

Şu an ne yapıyorduki? Kaçmaya çalıştığı kişi eşiydi.

Yıllar boyu sonra ilk kez kalbini açtığı insandı, mühürlenip geri dönülmez bir yola girmişti onunla. Belki yanlış anlaşılmaydı, Jimin'in güvendiği ilk insan Jungkook'tu alfası bunu biliyor olmalıydı onu üzmezdi. Belkide her şeyin açıklaması vardı?

Jimin'i asıl şaşırtan şey ise bunu söyleyenlerin tamamen kendi benliği olmasıydı. Jimin'i iyimser olmaya ılımlı davranmaya zorlayan omegası o bilgisayarda gördüklerinden sonra gitmişti sanki. İçindeki boşluğun sebebi buydu sürekli zırvalayan omega yoktu, ne feromonlarını hissedebiliyordu ne de Jimin'i yönetmeye çalışıyordu. Tamamen yapayalnız kalmıştı, ruhu yoktu et ve kemikten oluşan bir bedenden fazlası değildi.
Gözlerinden başlayıp yattığından dolayı kulağına ulaşan ıslaklığı silmeye gücü yoktu sanki.

JİKOOK/SAVAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin