Ep 29-Pregnancy

10.8K 768 1K
                                    

Sanırım Jeon Jimin'i en iyi şekilde anlatmak için 'akıllara zarar' demek yeterli olurdu.

Jungkook Jimin'e dayanamıyor ona baktıkça aklını kaybedecekmiş gibi oluyordu.

Aradan geçen birkaç ayın ardından Jimin'in iştahı açılsada yedikleri vücuduna değil yanaklarına gidiyordu. Hala cılız bir bedeni olması karşın yanakları dolgun, tombul ve yumuşaktı. Kasıklarını biraz üstünde bir yumruk büyüklüğünde şişlik vardı, Jungkook Jimin'in karnında asla çekilmiyor omega sıkılıp vursa bile şişliği öpmeye devam ediyordu.

Gerçi eskisi kadarda sinirli değildi, sebebi bilinmez fazlasıyla şirin bir omega olmuştu. Öfke krizleri fazla geçirmiyordu ama istediği olmazsa içi dışına çıkana kadar ağlamaya devam ediyordu.

Şu sıralar pembe ve parlak şeylere karşı büyük bir ilgisi vardı. Pembe ve düşük bel eşofmanlar giyip göbeğini açık bırakıyordu, yine pembe olan croplarlada fazlasıyla tatlıydı. Jungkook bu görüntüyü kendine saklamak istediğinden evin içindeki korumaları göndermiş yerine daha teknolojik güvenlik önlemleri almıştı.

Hala birkaç koruma bulunsada bunlar bodrum kattaydı ve omegalardan oluşuyordu.

Jimin esneyerek biraz yatakta yattı ve uykusunun açılmasını bekledi. Bugün kendini çok enerjik hissediyordu, gülümseyerek yerinde doğruldu ve kollarını açarak gerindi. Daha sonra telefonundan saati kontrol etti 15:34

"Kesinlikle benim günüm..."

Düne göre oldukça gelişme vardı, dün 19 saat uyumuştu bugün ise 15 saat.

Hızlıca banyoya gitti, dişlerini fırçaladı, duş aldı. Pijamalarını değiştirme gereği duymadı zaten evde kimse yoktu açıkta olan karnına masaj yaparak çeşit çeşit yağlardan sürdü.

"Sendeki keyifte kimsede yok..." dedi göbeğine ithafen. Sonra seke seke çıktı odasından, omegasının mutlu şekerli feromonları evin her yerini sarıyordu. Tabii Jungkook bunu engellemeseydi.

O mest edici koku burnuna ulaştığı anda kızıla dönmüş gözleriyle ayaklandı, bir robot gibi Jimin'i bulmaya odaklanmıştı. En üst kata ulaştığında ise minik eşini asansöre yürüdüğünü görmüştü.

Adımlarını hızlandırdı, ama aynı zamanda avına yaklaşan bir kurt gibide sinsiydi. Her aç kurt gibi saldırmak için diğer kurdun boynunu hedeflemişti. Arkasında ilkel duygularıyla hareket eden eşini fark etmeyen Jimin etrafının güçlü kollar ve yakıcı feromonlarla kaplanmasıyla bağırdı.

"Yah!" Dedi kollardan kurtulmaya çalışarak "Jeon Jungkook!"

Safkan alfa nadiren eşinin ne söylediğini umursamazdı ve bu o anlardan birisiydi. Omeganın bağırmasını görmezden gelerek dişlerini mühür bölgesine geçirdi, burnu ise koku bezlerindeydi. Safkan alfa, eşini kendi kokusuyla işaretleyip boynuna izler bırakmadan çekilmedi. İlkel bir kurdun eşini koruma içgüdüsüyle hareket ediyordu.

Jimin onun çekilmeyeceğini bildiğinden, oflayarak işini bitirmesini bekledi. Birkaç dakika sonra alfa derin derin soluyup omeganın kendisi gibi koktuğundan emin oldu. Hala kaygan olan karnını son kez okşayıp, dişlerinide omeganın derisinden çekerken Jimin'de inlemişti.

"Kudurdun yine!"

Jungkook bu söze alınmadı, yüzünü omeganın saçlarına eğip arkadan sarılmaya devam etti. Bir yandanda parlak asansörün yansımasına bakıyordu.

Pembe şort ve pembe croplu omeganın hafif şişmiş göbeği belliydi. Sarı Saçları dağınık yüzü solgundu. Vücudunun neredeyse her yerinden belli olan ısırık izleri ve morluklar vardı. Jungkook eşini kendi kokusuyla işaretlediği için şimdi Jimin tamamen alfası gibi kokuyordu.

JİKOOK/SAVAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin