Bölüme verdiğiniz her oy, yaptığınız her yorum oz*na bir tokat. İt herif yavşak yalancı insanlardan nefret ediyorum
Neyse oz*n diyipte keyfimiz kaçmasın şimdi.
Şuna bakın siz
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aslında sadece jikook fanartı paylaşırdım ama bu art bana çok jikook vibe i verdi.
o zaman bu fic için son kez bölüme geçelim...
"Benim kim olduğumu biliyorsunuz değil mi?" Dedi kaşlarını çatarak "Ben Jeon Zeus'um."
8 yaşındaki birine göre gereğinden fazla güçlü, fazla zeki, fazla tehditkâr bir çocuktu, Jeon ailesinin üçüncü üyesi Jeon Zeus...
Zehir gibi aklıyla çevresindeki herkese kök söktürür, kimsede ona karşı çıkamazdı. O tanrıydı.
Jungkook'un kopyası olan suratını 'bakıcısına' yaklaştırdı. Babasınınki gibi kömür karası saçlara, dipsiz siyah irislere sahipti, burun şeklinden tutun vücudundaki bazı benlerin yeri bile aynıydı.
Bu kadının ne zaman geldiğini bilmiyordu. Kaçıncı bakıcısı olduğunuda bilmiyordu. Genelde çalışanlar bu delta çocuğa bir gün bile dayanamıyor, farklı sebepler sıralayarak işten ayrılıyorlardı. İşe girmekte en az işten çıkmak kadar zordu. Tüm dünya Jeon Zeus'u yalnızca isim olarak tanıyordu. Merak konusu olsada yasaktı, çalışanların Zeus'un yüzüne uzun süre bakmasından tutun, onun yanında telefon bulundurmaya kadar tehlike arz eden her şey yasaktı.
