Jimin ona hizmet eden Jungkook'u süzmeye devam etti.
Geniş ve rahat deri koltukta yüz üstü yatıyordu. Kalçalarının üstüne oturamıyordu, göğüsleride tahriş olduğundan dirseklerinin üstünde duruyordu. Bu en az acılı pozisyon olsada en acısız pozisyon değildi, Jungkook kollarınıda ısırmıştı ve bir yerle temas ettiğinde sızlıyordu.
"Bu su çok ılık." Dedi Jungkook'un ona getirdiği suyu dudaklarından uzaklaştırırken. Sabahtan beri tek yaptığı mızmızlanmaktı. Jungkook, Jimin'in yaralarına kremleri sürdükten sonra aşağı inmiş güzel bir kahvaltı masası hazırlamıştı. Ama Jimin yatak odasında 'acıktım' diye ağlamış mutfağa girdikten sonrada 'yemek istemiyorum' diye ağlamıştı, özellikle kucağındaki Jimin'i sandalyeye oturtacakken aniden çığlık atıp alfaya vurarak 'oturamıyorum' diye ağlamasından bahsetmek bile istemiyordu.
"Az öncekinide soğuk diye istememiştin." Diyecekken durdurdu kendini, çünkü alacağı tepkiyi biliyordu. Anında dudakları büzülecek, çenesi titreyecek, dolu dolu gözlerinden yaşlar kırmızı yanaklarına dökülecekti. Doğruyu söylemek gerekirse Jungkook, Jimin'in ağlamasını seviyordu.
Gerçekten onu saatlerce belkide günlerce hiç sıkılmadan izleyebilirdi. Öyle şirindiki tek bir bakışı bile kalp ritmini değiştirmek için yeterliydi, ama zaten bir haftada fazlasıyla ağlamıştı.
Sürekli ağladığı için gözleri kıpkırmızıydı ve bebek ellerini yumruk yapıp ovuşturarak kendi canını acıtıyordu, boğazıda tahriş olmalıydı.
Bu yüzden Jimin'in alnına bir öpücük kondurup tekrar mutfağa gitti, bedeninin hassas olduğunu bilmesine rağmen kendine hakim olamadan çok hırpalamıştı. Şimdi canının ne kadar çok yandığını tahmin edebiliyordu yaptığı hiçbir şeye itiraz etmeden omegasına iyi hissettirecekti.
Doldurduğu suyu Jimin'in dudaklarına götürdüğünde kafasını çevirdi omega "Çantamda ağrı kesici hapım var, onu getirir misin?"
Alfa başını olumlu anlamda sallayıp suyu sehpaya bıraktıktan sonra odasına gitmiş kısa sürede çantayı bulmuştu.
Jimin ise esneyip sudan birkaç yudum aldı ve ilaç içmek içinde biraz su bıraktı. Elinin altındaki kumandadan kanal değiştirip hoşuna giden bir şeyler var mı diye baktı ama bulamayınca dudaklarını büzdü. Aslında adayı turlamak istiyordu ama kalçalarındaki tarifsiz ağrı bu planı kolayca bozmuştu.
Biraz daha esneyip uyumak için başını eğdiğinde yukarıdan gelen kırılma sesleriyle irkilerek merdivenlere baktı.
"Jungkook?" Diye seslensede alfasına ait boğucu ve öfkeli feromonları hissettiğinde sustu.
Birkaç saniye sonra tekrar seslenecekken zemini döven adım sesleriyle merdivenlerden inişini izlemeye başladı.
"Ne bunlar!?" Dedi Jungkook hiddetle bağırıp doğum kontrol haplarını yere fırlatırken. Jimin kalkmak için hazırlandı, bu kadar öfkeleneceğini tahmin etmemişti. Boynundaki damarlar şişmiş, dişleri sivrileşmişti, kızıl gözleri cehennem ateşini andırırken tekrar bağırdı öfkeyle "Söylesene ne bunlar!"
Jimin, Jungkook'un yarı alfasının kontrolünde olduğunu anlamıştı. Kasları defalarca gerilmiş, sesi olabilirmiş gibi dahada kalınlaşarak yankı yapıyordu.
"H-hiçbir şey..." diye mırıldandı. Ne söylese Jungkook'un daha çok öfkeleneceğini biliyordu.
"Hiç şaşırtmadın aslında beni biliyor musun." Öfkeyle bağırmamış aksine hayal kırıklığıyla mırıldanmıştı "Beni bile istemezken bebeklerimi isteyeceğini düşünmemeliydim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JİKOOK/SAVAGE
FanficOmega Jimin'in etrafında dolaşan, Safkan Alfa Jeon Jungkook Feminen Jimin Dom Jungkook Mpreg Angst değil