5.BÖLÜM

366 41 18
                                    

Vote-Yorum💜

(Soo Yeon)

Elimdeki 5.000 wona (31₺) bakarak son paramız olduğu gerçeğini tekrar hatırladım.

Annemin çalkantılı hastalığı beni ne kadar endişelendirse de işe gidiyorum ayağına yanında da kalamıyordum.

Uzun dakikalar boyunca yürüyerek başka mahallelerden birinde sıralanan barlardan birinden içeri girdim.

Bardakları silmekle uğraşan kısa saçlı kızın yanına ilerledim.

" Merhaba?"

Kız güler yüzle " Merhaba?" dedi.

" Ben iş arıyorum da acaba çalışana ihtiyacınız var mı?"

Kız gülümseyip konuşacağı sıra arkamdan kalın bir sesle oraya döndüm.

" Aslında iyi olur, akşamları bu mekan fazla kalabalık olur. Çalışmaya başlayabilirsin?"

Rahatlamanın verdiği sakinlikle nefesimi bıraktım.

" Çok teşekkür ederim. Ne zaman başlayabilirim?"

" Bu akşam başlayabilirsin istersen?"

Başımla onayladım.

" Elbette akşam burda olacağım. "

" Harika! "

Adam gidecekken çekingen sesimle konuştum.

" Acama avans alma imkanım var mı, gerçekten ihtiyacım var? "

Adam tek kaşını kaldırdı.

" Pekala tamam. Peşimden gel, avansını vereyim."

Adamı takip edip arkada bir odaya gittiğinizde adam masanın çekmecelerinde bir şeyler karıştırarak bir zarf uzattı.

" Avansın, maaşını da 400.000 won (2.500₺) olarak veririz, çalışanların hepsinin maaşı aynı? "

" Fark etmez efendim, biraz olsun para kazanmak yeterli."

Eğilerek teşekkir ettim.

" Şimdi eve gidebilir miyim, akşam gelirim?"

" Elbette akşam yedide mesai başlar. "

" Tamam efendim. "

Büyük heyecanla bardan ayrıldım. İlk işim annemin ilaçlarını almaktı. Sonra, sonra düzenli bir işim olacaktı, annem tedavisine devam edecekti...

Eve doğru uzun bir yürüyüşe başlarken yol üzerindeki eczanelerden birine girip almam gereken ilaçlarla çıktığımda gülümsedim.

Her şeyi yoluna koyacaktım.

Şimdi otobüse binerek eve gidebilirdim sonuçta akşam çalışacaksam daha az yorulmam gerekiyordu.

Caddenin karşısında binmem gereken otobüsü gördüğümde etrafıma bakmadan koşmaya başlamıştım ki yan tarafından sert olmayan ancak beni düşürmeye yetecek kadar biri çarpmıştı.

Daha doğrusu araba son anda durmuştu.

Sızlayan bileğimi tutarken kapısu sesi ve ardından bir erkek sesi:

" Hanımefendi iyi misiniz?"

Yanıma eğilen adama bakmak için başımı kaldırdığımda lacivert üniformalı gençti: kafedeki, uzun boylu..

Başımı geri çevirip ayağa kalkmaya çalıştım.

" İyiyim, sağ olun"

Birkaç adım atmıştım ki sızıyla duraksadım anlaşılan kendi kendime iş açmıştım.

Young Forever ๛ KNJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin