he told me i should take it in

5.2K 619 364
                                    




Telefon görüşmesinin olduğu günden iki gün geçmişti. Taehyung'un ondan sonraki aramalarına ben bakmamak için sürekli bahane buluyor adeta kaçacak yer arıyordum. İki gün sonra nihayetinde eve döndüğünde bu sefer de ondan kaçıyordum. Bu döngü altı ay daha sürecek gibiydi. Evet, altı ayı doldurur doldurmaz toz olup uçacaktım buradan.

Aşağıdan gelen seslere bakacak olursak, bu sabah ev halkı her zamankinden daha hareketliydi. Yeni uyanan Heran'ı kucağıma alarak pijamalarını değiştirip güzelce giydirdikten sonra aşağı indim. Salonda oradan oraya koşturan tanımadığım kişileri es geçerek mutfağa girdim. Girer girmez de elindeki tepsilerle koşuşturan Lora'yla karşılaşmıştım. O kadar yoğundu ki beni bile farketmemişti. Kolundan hafifçe tutarak durdurmayı başardığımda "Neler oluyor Lora?" diyebilmiştim.

"Bugün Bayan Kim'in doğum günü...Of tutma beni Jungkook!" diye sitem ederek yanımdan ayrılmıştı. Söylenmesine gözlerimi devirmiş Heran'ı koltuğuna oturtarak mamasını hazırlamaya başlamıştım. Mutfakta oradan oraya koşturan Lora'yla çarpıştığımda "Aman tanrım! Jungkook gezip durma ayağımın altında!" diye söylenmiş fakat ben bunu umursamamış, elindeki kurabiyelerden bir tanesini alarak bir ısırık almıştım. Bıkkınlıkla bakan yüz ifadesi beni güldürdüğünde o da daha fazla dayanamayarak kıkırdamıştı.

Bu ufak çaplı gülüşmelerimiz Taehyung aniden mutfağa girene kadardı. Bakışları üzerimdeyken  "İşini yaptığını sanıyordum" dediğinde ilk başta üzerime alınsam da "Ama bakıyorum ki oyalanmakla meşgulsün Lora" demesiyle rahatlamıştım. Fakat zavallı Lora bu uyarıdan dolayı "A-Ah kusura bakmayın efendim işime devam ediyorum" diyerek yanımızdan uzaklaşmıştı. Evdeki çalışanlar ondan o kadar korkuyordu ki karşısında sesleri çıkmıyordu.

Gözlerim bir süre Lora'da kalsa da "Heran'ı alacağım" dediğinde ona dönmüş "Daha yemek yedirmedim" demiştim. "Kalsın. Ben yediririm,belli ki sen de meşgulsün. " diyerek elimdeki mama kasesini alıp kızının yanına oturdu.

Tanrım. Bu neydi şimdi? Heran'a her zaman bu saatlerde yemek yedirirdim, geç bile kalmamıştım! O sessizce kızına yemeğini yedirirken ben de onların başında dikilmiş duruyordum. Sebebi ise kesinlikle ne yapacağımı bilmememdi.

Ne yapacağımı bilemez şekilde onları izlerken çalan telefonum adeta beni kurtarmıştı. Bunu fırsat bilerek "Hemen geliyorum." diyip bir nevi izin alarak mutfak kapısından bahçeye çıkmıştım. Çok kısa bir konuşma yapmış olmama rağmen mutfağa döndüğümde Loren ve Saemin noona dışında kimseyi görememiştim.

Gerçekten. Kim Taehyung çekilmez bir adamdı.

🎻

Kucağımdaki Heran'la beraber, evin içinde ne yapacağımı bilmez bir şekilde dolaşırken işini nihayetinde bitirebilen Lora "Parti için sen de hazırlan Jungkook" dediğinde bıkkınca nefes vererek onaylamıştım. Elimde olsa evi terk eder sabaha kadar gelmezdim ama dikkat çekmemem için ortama ayak uyduruyordum. İçim içimi yerken sadece onaylamış, sessizce odama çıkmıştım. Heran'ı nazikçe beşiğe bıraktıktan sonra dolabımdan siyah bir gömlek ve bir kot pantolon alıp yatağa attım. Önce dar kotumu elime alıp giyerken 'Sadece birkaç saat Jungkook. Sadece birkaç saat.' diyerek içten içe kendimi teselli ediyordum.

Üstümdeki beyaz tişörtü çıkarıp yatağın üzerine bıraktığımda ütülenmiş siyah gömleğimi elime aldım. Omuzlarımdan geçirdiğim gömleğin düğmelerini ilikleyecekken aniden açılan beni ürküttüğünde kapıya doğru döndüm. Fakat şans bu ya Taehyung ben henüz yarı çıplakken tam karşımdaydı. Gözleri saniyelik olarak üst vücuduma değse de hemen ardından gözlerime çıkmıştı. Hızla arkamı dönüp titreyen ellerimle gömleğimin düğmelerini ilikledikten sonra yeniden ona dönerek "Buyrun Bay Kim?" dedim az önceki olanları görmezden gelerek.

fifty-eighth sonnet \\ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin