admits to me that every little flaw

2.8K 258 58
                                    

Uzun bir aradan sonra yeniden merrbaa sizi tutmadan direkt bölüme geçiyorum iyi okumalar 🤩 YORUM ATMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN YORUMLARINIZ BENİ MUTLU EDİYOR 🤧🥺❤️🥺🤎🤧😍😁😿🤧😺🤧😿

NEYSE İYİ OKUMALAR

Gelmiştim işte, aylar önce taksiden kafamda binbir soruyla indiğim eve şimdi bildiğim tek şeyle geliyordum. Aslında dört saatlik olan yolculuğumuz bizim özlem gidermelerimiz yüzünden altı saatte bitmişti.

Mutluydum, arabadan indiğimizde koşar adımlarla yanıma gelip elimi sımsıkı tuttuğunda ise oldukça cesur.

Heyecanlıydım da, evdekilerin tepkisi ne olacak? Heran bana alışabilecek mi? Bundan sonra hayatımız nasıl olacak? Bunların hepsi kafamda dolanıp duruyordu. "Neden sessizleştin?" diye sordu benimle beraber araba kapısında dikilen adam.

"Heyecanlıyım sadece." dediğimde gülmüş yürümeye başlamıştı. Orkidelerle dolu bahçeyi bu sefer daha uzun inceledim. Biliyordum bunların hepsi benden kalan bir hatıraydı.

Ve ben bu eve hiç gelmemiş olsaydım da, her yerinde bir izim olacaktı.

Düşünceler içinde dalıp giderken çoktan kapıya ulaşmış, Taehyung zile basmıştı. Elimi tutan elleri yavaşça gevşediğinde beni bırakacak sanmıştım fakat hayır, parmaklarıyla parmaklarım arasına girerek ellerimizi kenetlemişti.

Söz verdiği gibi, ellerimi bırakmaya niyeti yoktu.

Zile bastığı andan itibaren gözlerim kapıdan ayrılmıyor heyecanla kapının açılmasını bekliyordum. Saniyeler geçtikçe kalbim daha da hızlanıyor beni bayılmanın eşiğine getiriyordu.

Tam bu sırada kapı açıldığında tanıdık simayı gördüm. Yanımdaki adamı es geçerek gözleri bana döndüğünde anbean şaşkınlığına şahit olmuştum. Bu durum beni güldürse de karşımdaki adam hala ne olduğunu anlamamışçasına beni izliyordu.

"Hyung! Kapının önünden çık da içeri geçelim, Jeongguk üşüdü." dediğinde ana dönmüş olmalı ki hızlıca kapıyı tamamen açmıştı. Taehyung şükredercesine içeri adımlamış el ele olduğumuzdan beni de arkasından geçirmişti. Fakat boşta kalan kolumu tutan eller yüzünden durdum.

Ellerin sahibine -Seokjin Hyung'a- döndüğümde gülümsedim. O da iki adımda yanıma gelmiş hızlıca sarılmıştı bana. "Deli çocuk!" dedi kahkahalarının arasından. Hemen ardından benden ayrılmış ikimizi süzmüştü. Birleşen ellerimize son defa baktıktan sonra bu sefer ikimizi de kendine çekmiş sarılmıştı.

Uzunca bir özlem gidermenin ardından nihayetinde kollarından kurtulabilmiştik. Kurtulmuştuk diyorum çünkü Seokjin hyungun bizi bırakmaya niyeti yoktu. Göz ucuyla salonu incelediğimde salonun oldukça değiştiğini görmüştüm. Tüm koyu renklerden arınmış beyaz ve gri renklere gömülmüştü.

Muhtemelen sesimizi duyarak salona çıkan Lora ve Saemin Noona da beni gördüğüne şaşkındı. Ellerimi tutan eller yüzünden onların yanına gidemesem de gülümsemekle yetinmiştim. Şimdi ise koltuklarda kendi kendine oynayan Heran'a gidiyorduk.

Küçük kız babasını gördükçe öne atılıyor kahkahalarla gülüyordu Taehyung'un elini bırakarak gitmesi için müsaade ettiğimde koltuktaki kızını kucağına almış sıkıca sarılmıştı. Hemen sonra bana dönüp Heran'a beni gösterdi.

"Bak yanımda kimi getirdim." dedi kızına doğru eğilip sadece benim duyabileceğim kadar kısık sesle. "Yaklaşsana" dedi çenesiyle tam önünü göstererek. Evdekilerin bizi izlemesinden mi yoksa Heran'ın tepkisinden korkmamdan mı bilemiyordum fakat çekingen bir şekilde adım atarak tam karşısında durmuştum.

fifty-eighth sonnet \\ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin