the wires getting older

4.4K 500 343
                                    

MERHABALARRR.  Bu bölüm benden instadaki takipçi kitleme(8) gelsin🥳

İYİ OKUMALAR🤎

Seokjin hyung'un odamdan çıkmasının ardından bıraktığı yemekleri bile doğru düzgün yiyemeden yatağıma girmiş, uzun uzadıya düşünmüştüm. Bir yanım yanıldığıma inanmamı istese de bunu kendim bile kabullenemiyordum. Farketmeden öğrendiğim bu bilgi beni büyük bir paradoksun içine sokmuştu.

Eğer böyle bir şey varsa, elbette ki birisine söylemeyecektim. Eh, eski sevgili olma konumum elimde bir kanıt olsa dahi tüm her şeyi silip atabilirdi.

Elbette Taehyung bunu hak etmiyordu, o eşine karşı gördüğüm her zaman kibar ve saygılı davranmıştı. Ve bu da beni üzmek yerine aksine sevindirmiş, ona karşı duyduğum saygıyı güçlendirmişti.

Uzun düşünüşlerin ardından yorgun düşen bedenim kendini uykunun kollarına bırakmıştı. Sabah ise uykumu almanın tadıyla uyanmıştım.

Enerjik hissediyorum, gerçi böyle dememe bakmayın, bendeki enerji yetmiş yaşındaki bir adamdan bile azdı. Uyuşan kolumdan destek alarak ayağa kalkmış, baş ucuma koyduğum telefonumu elime aldığımda Lora'nın mesajını alarak Kim ailesinin tatlı pazar kahvaltısına katılma şerefinde(!) bulunduğum müjdesini almıştım.

Hala onunla aynı ortamda olduğumda rahatsız hissetsem de fazladan bir tepki vermiyor, işimi en iyi şekilde yapıyordum. İnkar edemezdim pek fazla iş yapmasam da maaşım oldukça fazlaydı. İhtiyaçlarım dışında birikim yapabilecek kadar bile bir maaşa sahiptim.

Hızlıca giyinip Heran'ı da alarak aşağı indim. Masaya geçerek Heran'ı sandalyesine oturttuğumda Bayan Asemi de masaya oturup "Günaydın Jeon." dediğinde gerginlikle gülümsemiştim.

Ne kadar belli etmek istemesem de sanki bana bakan herkes bir şeyler sakladığımı anlayacakmış gibi hissediyor, hiç kimseyle birkaç saniyeden fazla göz temasında bulunamıyordum.

Bir süre Bayan Asemi ile yalnız kaldığımız masaya elinde telefonla gelen Taehyung masaya oturup kızına bir öpücük kondurduktan sonra eşine dönerek "Hesabımdan 10.000 dolar çekilmiş. Sen miydin?" dediğinde dinlememiş Heran'a yemeğini yedirmeye başlamıştım.

"Ahh..evet söylemeyi unutmuşum bendim." dediğinde "Senin hesabın zaten kayıtlı, bu seninki değil." demişti sorarcasına. Hesap sorar gibi sormaktan ziyade daha çok tedbir amaçlı soruyordu.

"Sungho'nun yanındaydım onun kartıyla çektim." dediğinde de başını onaylarcasına sallamış konuyu kapatmıştı.

Sungho. Bu ismi daha önce de duyduğuma emindim.
Fakat şuanlık bunu düşünmeyi ertelemiştim.
Şu an tek isteğim bir an önce Heran'ı doyurup buradan uzaklaşmaktı, fakat kum saati bir türlü akmıyor gibiydi. Heran her zamankinden yavaş yiyor, hava her zamankinden sıcak, oturduğum sandalye her zamankinden rahatsızdı.

Masada sadece Bayan Asemi konuşuyor, ikimiz arasında soğuk rüzgarlar eserken Heran ise sanki bunu anlıyorcasına sessizdi. Bayan Asemi yaptığı alışverişten bahsediyor eşine karşı temasta bulunmaktan kaçınmıyordu. Taehyung ise ona pek tepki vermese de onu dinliyordu.

İnsanlar vefasızdı. Birilerine ilgilerini veriyor,  yetmezmiş gibi onun sağladıkları imkanları sonuna dek kullanıyor, buna karşılık olarak ise verdikleri tek şey arkalarından çevirdiği dolaplar oluyordu.

Bayan Asemi, Taehyung'a  karşı yapılacak en büyük saygısızlığı yapmış, onu aldatmıştı. Fakat sadece Taehyung'u değil, anne ilgisinden mahrum bıraktığı küçük kızını da aldatmıştı.

fifty-eighth sonnet \\ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin