Ep1-Sır

7.5K 278 149
                                    

Sayın okuyucularım.Bu hikaye angst değildir.Bilginize...🌹


Bacaklarım titreye titreye sınıfının önüne gelmiştim.Ondan çekiniyordum,fakat haber vermeden de gidemezdim.Haechul'u görüp durdurdum.Sırrımızı bir tek o biliyordu.Ama onun bildiğini de Jeonguk bilmiyordu. "Bana Jeonguk'u çağırır mısın?" Gözlerini yumup,dudaklarını birbirine bastırdı ve başını olumlu anlamda salladı .Jeonguk Haechul ile aramızın iyi olduğunu bilmiyordu.İkimiz de sanki hiç konuşmuyormuş gibi davranıyorduk.Okulda Haechul'dan başka tek bir arkadaşım bile yoktu.Lisa ile ailelerimiz tanışıyordu ama onunla da pek konuşmazdık.

Yaklaşık iki dakikanın ardından bütün zerafetiyle Jeonguk karşımdaydı.Ben umutla bakarken ,o öfkeyle bakıyordu.Kolumdan sertçe tutup yangın merdivenine doğru sürükledi.Onu seviyordum fakat onun beni sevdiği pek söylenemezdi.Ama katlanıyordum,mecburdum,
ondan başka kimsem yoktu. "Ne diye çağırıyorsun arkadaşlarım yanımdayken?!" Kolum acımıştı.Ama yüzümü ekşittiğimi görünce bıraktı, "B-ben sınıfa bile girmedim,arkadaşların görmesin diye a-" İki elini beline koyup,gözlerini sıkıca yumup derin bir nefes aldı "Haechul gerizekalısına neden söylüyorsun,mesaj atsaydın ya! Şimdi nasıl izah edicem?" Daha ben konuşmadan devam etti "Biliyorsun onları.Bir dünya dalga geçerler şimdi,bizi ifşa mı etmek istiyorsun ha?!" Sağ tarafa çevirdi yüzünü,cevabımı bekler gibi.

"Ben...hayır öyle bir niyetim yok yemin ederim,sadece gideceğimi haber vermek istedim.Mesaj attım ama dönmedin ki" dedim parmaklarımla oynayarak "Neyse tamam,nereye gidiyorsun?" Dedi dudaklarını kapatıp gamzelerini ortaya çıkartırken. "Ben Daegu'ya gidiyorum" kaşlarını çatıp "Niye?" Dedi.
Niye...Sadece niye diye sordu,yüzünde en ufak bir endişe sezdirmeden "Babamın işleri var ve bende gitmek zorundayım" Dalgın dalgın başını sallayıp,derin derin nefes aldı "Tamam haberleşeriz gitmem gerek " dedi ve uzaklaştı,bir hoşçakal bile demeden.

İşte böyleydi,yalnızca bedenime ihtiyaç duyduğu zaman vakit geçirirdi benimle.Bana ihtiyaç duyduğu zaman özlerdi.Bense...
Ben her zaman özlüyordum.Kokusunu,kara gözlerini,kuzgun gibi simsiyah saçlarını.Her zerresini özlüyordum.Ona deli gibi aşıktım ve o benim harşeyimdi.Ne annem doğru dürüst annelik yapıyordu,ne babam ,ne de arkadaşlarım vardı.Haechul'u arkadaştan sayamazdım çünkü Jeonguk ilişkimizi nasıl sır gibi saklıyorsa,ben de Haechul ile olan arkadaşlığımı saklıyordum.Birbirimizle görüşemiyorduk,çünkü Jeonguk'un kıskandığı zaman yaptığı şeyler akıl alır gibi değildi.Sevmiyorsa bile fazlasıyla kıskanıyordu.Ben onundum.Daha doğrusu o,sürekmi ona ait olduğumu söylerdi.

Küçükken bir köşeye attığımız,ama başkalarını asla oynatmadığımız bir oyuncaktım Jeonguk için.Ne o seviyordu beni,ne de başkasının sevmesine izin veriyordu.Gerçeği izin verseydi bile beni seven olmazdı ki.Çıkarları için bile olsa enazından bana katlanan bir kişi varsa o da Jeonguk'tu.Git dese gidecek,kal dese kalacaktım.Herşeyim oydu işte.

Aslında kötü biri de sayılmazdı.Başkalarına karşı fazlasıyla iyiydi.Merhametli,saygılı,naif biriydi,tek sonunu bana karşı ilgisiz olmasıydı..Haddinden fazla ilgisizdi.

Okulun en popüler en çok beğenilen ve takip edilen çocuğuydu.Yüzme ve baskette çok iyiydi.Uzun boylu,kapkara dalgalı saçları,kara saçlarına tezat bembeyaz kar gibi bir teni vardı.Gözleri tıpkı yıldız dolu kapkaranlık bir gökyüzü gibi ışıl ışıldı.Hayran olunmaya değer biriydi.Bense onun en büyük hayranıydım.Ama bu onun umrunda değildi.Umrunda olan tek şey çağırdığında yanında olmamdı.

Onu yüzerken veya basket oynarken izlemeyi çok istiyordum.Fakat onu izlememe asla izin vermiyordu,çünkü açık vermemden korkuyordu.Hiçbirşeyden korkmayan Jeon Jeonguk,yakalanmamızdan fazlasıyla korkuyordu.

You Know I'm The One(Vkook) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin