Ep31-Beni Hamile Bıraksana(M)

1.8K 98 111
                                    



Sabah aceleyle evden çıkıp Sanha'yı bulmaya koyulmuştum.Kime sorduysam bilmiyordu.Okulun arka bahçesinde sigara içebileceğini düşünüp oraya doğru gittim.Uzaktan görmüştüm.Arkadaşlarıyla koyu bir sohbetin içindeydi.Hızlı adımlarla koşarcasına yanına gittim. "Sanha!" Oralı bile olmamıştı.Arkadaşları bana bakıyor fakat o bakmamalarını söylüyordu. "Sanha diyorum!" Ellerini cebine koyup arkadaşlarının uyarısına rağmen arkasını dönüp gitmişti yine.Tanrım bu çocuğun kıskançlığıyla nasıl baş edecektim.Üstelik neydi bu Seojoon takıntısı anlayamıyordum.

Sınıfta ders boyunca onu nasıl yakalayacığımı düşünüyordum.Bir türlü karşıma çıkmıyordu.En iyisi dersten çıkar çıkmaz sınıfının önünde beklemekti.Ders bittiğinde hızla sınıftan çıkıp onun sınıfının önüne gelmiştim.Henüz dersleri bitmemişti.Kollarımı birbirine bağlayıp bekledim.Yaklaşık bir on dakika sonra sınıf dağılmaya başlamıştı.Biraz sonra Sunyeon ile kol kola sınıftan çıktığını görmüştüm.Öfkeyle yanlarına gidip karşılarında durdum.Sunyeon yine havalı havalı bana bakıyordu.Birleşik olan kollarına baktım. "Ne istiyorsun Taehyung?" Kollarını birbirinden hırsla ayırıp "Konuşacağız!" Gözlerini devirip "Ne konuşacağız? Seojoon ile birlikte yemek pişirdiğini mi ?"

Derin bir nefes alıp ellerimizi kenetleyip onu okulun terasına kadar sürükledim. "Taehyung bırak konuşacak birşey yok!" Onu hiç dinlemiyordum.Üzerimizdeki şaşkın ve meraklı bakışları hiç takmadan onu sürüklemeye devam ettim.

Terasa çıktığımızda onu duvara yasladım.Gözgözeydik. Benden birkaç santim uzun olduğu için ben biraz alttan bakıyordum. "Sanha lütfen sus ve dinle" Başını sallayıp yüzünü başka yöne çevirdi. "Bana güveniyor musun?" Hiçbirşey demeden hala sol tarafına bakıyordu.Eğer güvenmiyorsa bu konuşmayı yapmanın bir anlamı yoktu. "Tekrar soruyorum bana güveniyor musun!" Dudaklarını emip başını salladı. Elimle yüzünü bana çevirip "Öyleyse dün gördüğün şeyin tamamen bir yanlış anlaşılma olduğuna inan" ellerini arkasına koyup yaslandı. "İnandır öyleyse!Bana o herifin evinde olmasının mantıklı bir açıklamasını yap"  Gerçekten anlayamıyordum.Neden bu kadar nefret ediyordu ondan.Üstelik yanlış anlaşılacak birşey de yoktu.Hem o Sunyeon'la kol kolaydı ben hesabını sormamıştım bile.Yani şimdilik.

"Anahtarlığını Jimin'in yanında unutmuştu onu almaya geldi ve hamen de gitti" yüzünü buruşturup "Jimin kim? Seni almaya gelen mi" Doğru ya Jimin'i tanımıyordu. "Evet" Anlamazca bakıp "Ee bunun Jimin ile ne ilgisi var?" Onu halâ Jeonguk sanıyor ve sanki biliyormuş gibi anlatıyordum birde. "Jimin onun kuzeni" gözlerini devirip "Ailece seninle mi takılıyor bunlar ya?" O kadar tatlıydı ki kıskanç halleri fazlasıyla güzel gelmişti gözlerime.Yüzüne daha da yaklaşıp "Biliyor musun?" Göz bebekleri titremişti. "Kıskandığın zaman çok tatlı oluyorsun" Boğazını temizleyip "Emin ol kıskançlığım o kadar tatlı değil.Bir daha böyle birşeyle karşılaşırsam onun için hiç iyi olmaz" Kollarımı boynuna dolayıp "Ya saçmalamaa..." Deyip burnumu burnuna sürttüm "O benim yalnızca artadaşım olabilir ötesi olamaz.Boşuna kıskançlık yapıyorsun.Hem ben sana neden Sunyeon ile kol kolaydınız diyor muyum?" Dudaklarını ıslatıp "Sınıftan çıkıyordum koluma girdiğini bile ferketmedim.İnan bana kıskanılacak kadar değerli biri değil"

Ayaklarımın ucuna basıp biraz daha durumumuzu eşitledim.Memnun bir gülümsemeyle Kollarımı boynuna daha sıkı sarıp dudaklarından öptüm.Hiç bekletmeden Kollarını belime dolayıp beni kendine çekti ve bedenlerimizi yapıştırdı.Alt dudağını dudaklarıma hapsettiğimde bir değişiklik farketmiştim.Tam ayrılıp ne olduğuna bakacakken belimden daha sıkı tutup içine çekmek istercesine beni kendine yapıştırdı.Ve dilimi esir aldı.Başını yana yatırınca dillerimiz savaşa başlamıştı bile.Şuan ortam çok sessizde ve ikimizin ıslak dudaklarından çıkan şapırtı dışında tek bir ses bile yoktu.

You Know I'm The One(Vkook) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin