Ep30-Neler Dönüyor?

1.2K 92 24
                                    



Sanha ile bir kaç gündür görüşmüyorduk.Daha doğrusu benden kaçıyordu.Aslında haklılık payı da vardı.Çünkü devamlı ona Jeonguk deyip duruyordum.Onun hakkında şüphelerim vardı.Ancak şimdilik onunla Jeonguk hakkında konuşmasam iyi olurdu.Bu işi ona belli etmeden halledecektim.Bu yüzden devreye Jimin ve Hyungsik'i sokacaktım.Onlar bu işi memnuniyetle ararştırırlardı bundan emindim.Sanha hakkında gerçekleri öğrenmeden rahat bir uyku çekemeyecektim.Hemen Jimin ve Hyungsik'i arayıp bir buluşma ayarladım.

Öğleden sonra bir kafede buluşmuştuk.İkisi de merakla beni dinliyordu. "Yani sen şimdi,Sanha denen çocuğun Jeonguk olduğunu düşünüyorsun.Doğru mu anladım?" Başımla onaylayıp
"Aynen öyle!" Jimin kafası karışmış bir şekilde "İyi de eğer Jeonguk'sa neden ısrarla ben Sanha'yım desin ki?" Haklıydı ama belki de hafızasını kaybettiği için öyle sanıyordu. Hyungsik emin değilmiş gibi "Savcı çok yüksekten düştüğü için yüzü tanınmaz haldeydi demişti ama?" İşte benim elimi ayağımı bağlayan da buydu.Savcı otopsi raporunda DNA'nın Jeonguk'a ait olduğunu söylemişti.Ama öyleyse Sanha'nın göğsündeki silik dövme neydi?

"Bana sorarsan.Eğer Sanha, Jeongguk ise muhtemelen hafızasını kaybetti veya hiç intihar etmedi.Başkasını kendi gibi gösterdi" Bu beni kuşkulandırmıştı.Jeongguk korkak biri değildi benim deli gibi üzüleceğimi bile bile beni bu şekilde kandıramazdı.

"Yani Hyungsik haklı olabilir.Ailesinden kaçabilmek için kendini ölmüş gibi gösteriyor olabilir" dedi Jimin.Bu çok saçmaydı.Jeongguk'u çok iyi tanıyordum,o asla böyle birşey yapmazdı.Bu onun karakterine sığmazdı. "Saçmalamayın.Jeongguk öyle birşey yapmaz!" Buna asla inanamazdım. "Neden kızıyorsun fikir üretiyoruz burda.Hem ölmemiş olması daha iyi değil mi senin için?" Hyunsik net ve objektif konuşurdu.Her ihtimali daşünür,tartar ona göre cevap verirdi ve konuşurdu.Bu yüzden onun sunduğu ihtimalleri de düşünmek istiyordum.

"Bilmiyorum.Eğer Jeonguk ölmemiş ve biryerlerde saklandıktan sonra karşıma Sanha olarak çıkmışsa onu asla affetmem.Asla!" Herkes derin bir düşünceye dalmıştı.Üçümüz de sıkışıp kalmıştık. "Ben Sanha'nın ailesini araştıracağım" Jimin gözlerini devirip "Saçmalama Hyungsik.Buna yetkin yok!" Hyungsik kendinden emin bir şekilde "Gizli olacak herşey.Bunu arkadaşımız için yapıyoruz var mısın yok musun?" Jimin bana gülümseyerek bakıp "Onun için herşeye varım" Minnetle gülümseyip ayağa kalktım ve sarıldım. "İyi ki varsınız sizi çok seviyorum" Hyungsik'de hemen gelip "Bizde seni çok seviyoruz ve emin ol bu işi çözeceğim" deyip yanağımdan öptü ve Jimin'e de el sallayıp "Sonra görüşürüz" dedi ve gitti.

Jimin ile başbaşa kalmıştık. "Benimle ilgilenmekten kendini unuttun Jimin.Neler yapıyorsun?Daha doğrusu Yoon-" Gözlerini devirerek "Yoongi'yi soracaksın değil mi?" Açıkçası ikisinin arasında geçenleri çok merak ediyordum.Neden Amerika'ya gitmişti.Neden araları bozuktu. "Anlatıcam ama seninle uzun zamandır görüşmüyoruz.Bana gidelim mi?" Aslında bana gitmeliydik. "Bence kalk bana gidelim ve orda konuşalım"

Hesabı ödeyip mekandan ayrıldık ve arabalarımızı benim evime doğru sürdük.İçeri girdiğimizde direkt
mutfağa gittim. "Yemek mi yapayım yoksa söyleyelim mi?" Jimin kararsız bir şekilde "Aslında hem yemek yapıp hem konuşabiliriz" Başımı sallayıp buzdolabından yemek için malzemeleri çıkarttım.

"Anlat sen ben dinliyorum" Jimin eline bıçak alıp "Ben de yemek yapıcam" Onun yemek yapamadığını dünya alem biliyordu fakat bir tek o kabul etmiyordu. "Yok yok sen anlat ben yaparım!" Gözlüklerini orta parmağıyla yukarı çıkarıp sinirlice baktı.Lens kullanmasına rağmen arada bir gözlük takıyordu.

"Hadi başla bakalım.Yoongi ile neden konuşmuyorsunuz?" Üzgünce omzunu silkeleyip elini yumruk yapıp çınesinin altına koydu. "Aslında sanırım benim yüzümden" Emin değildi.Ancak eğer böyle diyorsa muhtemelen onun yüzündendi çünkü Yoongi Jimin'e değer verirdi. "Ne demek sanırım?" Resmen anlatana kadar kanser edecekti adamı. "Şey...ama ne yapiyim ne deseydim bende senden hoşlanıyorum gitme mi deseydim?" Şuan hiçbirşey anlamamıştım.Konunun tam ortasına atlamıştı. "Şöyle oldu.Amerika'daki üniversiteye göndermek istiyordu babası ve o da gitmek istiyordu ama-" Başını eğip parmaklarıyla oynadı. "Ama ne Jimin" doğradığım sebzeleri tavadaki tavukların üstüne ekledim. "Jimin dedi.Eğer gitme dersen gitmem dedi.Ama bu çok saçmaydı ona neden gitme diyecektim ki?" Gerçekten bu tuhaf adam sinirden kudurtacaktı beni "Jimin!Yarım yamalak anlatmasana şunu!" Dudaklarını bükerek bakıp "Anlatıyorum ya işte uf!"

You Know I'm The One(Vkook) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin