Arkadaşlar geciktiğinin farkındayım çok üzgünüm. Bu bölüm yazım hataları biraz fazla olabilir. Bunun içinde üzgünüm. Bölümleri daha sık eklemeye çalışıcam. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar...
Diğer kıyafeti denedikten sonra kabinden çıktım. Gördüğüm şeyle ufak çapli bir kriz geçirdim. Bunun olması imkansız olmalıydı. Sophia bunu yapmış olamazdı değil mi ?
Resmen çocuğun yanında bana gülerek bakıyordu. Sophia umarım düşündüğüm şeyi yapmamışsındır. O kadar da değil ama dimi ? Daha fazla merakta kalmamak için onların yanına gittim. Ben yanlarına gidince ikisi de gülmeye başladılar.
''Neye gülüyosunuz ?'' dedim. İkisininde gülmesi canımı sıkmıştı. Hayır komik olan ne onu anlamıyorum ki. Komik olan bişey varsa söyleyin biz de gülelim dimi ama haksız mıyım ?
''Kuzey'in anlattığı hikayeye gülüyorum. O kadar komik ki anlatamam'' diyen Sophia'ya yandan bir bakış fırlattım.
''Anlatma o zaman'' dedim. Hımm adı Kuzey'miş. Neden bu çocuğa gıcık olduğumu anladım. Ben kuzey yönünü hiç sevmem. Kesin ondan.
Kolumu cimcikleyen Sophia'ya kötü bakışlarımdan yolladım.
''Resmi olarak tanışmamıştık ama ben Kuzey'' dedi elini uzatarak Bay Gıcık.
''Tanışmış kadar olduk. Ben de Arya'' dedim ama elini sıkmadım. Şimdi elini burnuna sokuyodur o filan. Neyse devam edemicem.
''Bizde yeni tanıştık. Sizin şu karşılaşmanızı anlattı bana Kuzey. Tam da filmlerdeki gibi dimi Arya ? '' dedi. Resmen kaş göz yapıyo ya. Eve gidince saçını başını yolcam ben senin dur.
Bay Gıcık da gülümsedi. Anaaağm yine gamzeleri çıktı. Sen gülme nolur be.
''Hadi biyerlerde oturup bişeyler konuşalım'' dedi Sophia. Hayır be ne oturması ne konuşması. Bu kız delirmiş cidden. Ben seni Efe'ye söylemez miyim kızım dur sen dur.
''Bana uyar'' dedi Kuzey.
''Bana bakmayın işim var benim'' dedim.
''Bence dizini sonra da izleyebilirsin'' dedi Sophia. Valla ölümü benim elimden olucak bu kızın. Kardeş katili olup çıkıcam. Gazetelerde katliam diye koskocaman başlıklar altında Sophia'ya yaptığım işkenceler anlatılacak. Bütün seri katillere örnek olucam.
''Tamam ama sadece 1 saat'' dedim.
İkisi de memnun bir şekilde gülümsemeye başladılar. Onları arkamda bırakıp tekrar kabine girdim. Şu rahatsız edici kıyafetten bir an önce kurtulmak istiyordum. Kıyafeti çıkardım kendi kıyafetimi giydim. Kabinden savaştan çıkmış bi şekilde çıktığım doğrudur. Daracık kabin yapıyolar. Daraldım valla. Siyah elbise ve denediğim mavi elbiseyi alıp kasaya gittim. Sophia ve Kuzey kapıda bekliyolardı. Ödemeyi yapıp yanlarına gittim.
''Bildiğim çok güzel bir kafe var. Bence oraya gidebiliriz.'' dedi Kuzey. Cevap vermeye bile kalmadan Sophia ''Tabi, olur.'' diyerek kolumdan çekiştirmeye başladı.
Alışveriş merkezinin otoparkına gittik. Demek ki araba kullanıyor. Demek ki 18 yaşında. Demek ki oha o araba ne. Bu çocuk kesin zengin valla. Arabaya bak bee. Araba modellerini ya da isimlerini bilmem ama bu araba aynı şu magnum reklamlarındaki vericez diye kandırdıkları arabalardan.
Ben arkaya geçtim hemen Sophia'da yanıma oturdu. Kuzey de arabayı çalıştırdı. Nerdeyse 5 dakika geçmişti ama kimse konuşmamıştı. Kuzeyde sıkılmış olucak ki radyoyu açtı. Manga - Cevapsız Sorular çalmaya başladı. Ben de mırıldanmaya başladım. Sevdiğim grubun sevdiğim bir şarkısı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPIK
ChickLitTam yoluma devam etmek için bir adım atacakken tekrar önüme çıktı. Bu sefer ben öküzlük yapıp ''Ne var?'' dedim. O da gülümseyip ''Görüşürüz'' dedi. Evet afallamıştım. Hayatıma gördüğüm en güzel gülüşe sahip diyebilirdim. Şaşkınlığımı gizleyemeden...