(Öğleden sonra)
Film okulumun internet sitesinden okul kaydımı nasıl sildirebileceğime bakıyordum. Mantıklı bir karar ile mola vermek ve sakinlemek şu an yapabileceğim en iyi şey olmalıydı. İstemediğim bir yolda devam ederek günün sonunda daha fazla zarar görmekten başka hiçbir şey geçmiyordu elime. Hayatta gerçekten yapmak istediklerimi düşünmeye vaktimin olduğunu bilmek ve bu özgüvenle bir yol seçmek istiyorum. Sitede biraz daha dolandıktan sonra kaydımı nasıl sileceğimi bulmuştum. Bu aldığım kararda babama danışmamıştım. Öğrenci statüsünden çıktıktan sonra haberdar edecektim. Kısa olan ama benim epey uzun sürede doldurduğum okuldan ayrılma formunu hallettikten sonra üzerimi giyinmeye başladım. Öğrenci kartımı ve okul ile alakalı bütün belgelerimi çantama attım. Kullandığım çanta okulun kendi çantasıydı. Üzerinde kocaman harflerle 'School of Arts' yazıyordu. Sanat okulu. Bir an film okulumun ilk gününde bu çantanın bana verildiği günü hatırladım. Çok heyecanlıydım. O kadar azimliydim ki sene sonu çekeceğim kısa filmimi iki hafta ders aldıktan sonra yazmaya başlamıştım. Bir haftada ilk senaryomu yazmayı bitirmiştim. Dışarıdan gelen korna sesleri ile nostaljik düşüncelerimden sıyrıldım. Camı açarken trafiğe bakıp, "Ah Brüksel, sen çok gizemlisin. Herşeyin apaçık ortada gibi, ama sanki benden gizlediğin bir şey var. Ya sen beni halden hale sokacaksın, ya da ben seni." diye söylendim. Şehirin sesini biraz daha dinledikten sonra camımı kapattım. Derin bir nefes alarak çantamı koluma taktım ve odamdan çıktım.
Brükselin Güney İstasyonunda tramvayı beklerken okuldan birkaç öğrenci grubunu fark ettim. Arkadaşım olmayan ve hep uzaktan gördüğüm, görünce de birbirimize gülümsediğimiz bu insanları bile özleyeceğimi hissediyordum. Bir süre sonra tramvay geldiğinde içi bomboştu. Okul ya da iş çıkış saati olmadığı için çok az insan vardı. Keşke her zamanki gibi tıkabasa dolu olsaydı. Film okuluna veda ettiğimi bu kadar farkına varmazdım, bu kadar hissetmezdim. Yeraltından çıktıktan sonra tramvayın geçtiği sokakları izliyordum. Bir buçuk sene boyunca fark etmediğim bu tipik Brüksel mimarisine ait evlerini detaylı bir şekilde incelemeye başladım. Geleneksel ve eski bir evin hemen yanında geometrik ve yeni bir ev bulunabilirdi. Küçük bir ön bahçesi olan bir evin hemen yanında bir apartman bulunabilirdi. Durakta indikten sonra okula doğru yürürken karnıma heyecandan bir ağrı girdi. Hayalimi gerçekleştirmeme yardımcı olabilecek bir okula veda ederek hayallerimden vazgeçiyorum hissine kapıldım. Bunalıp kendime zarar verdikten sonra hayalimin peşinden bu yolda ilerlemenin bir anlamı yoktu. Bunu başka bir yolu deneyerek de gerçekleştirebilirdim. "Hayır, pes etmiyorsun Esma, bunu sen de biliyorsun. Sakin ol, kendine vakit ayır. Her şey yoluna girecek." Kendi kendime bu sözleri tekrarlayarak okul yolunu yürümek bana daha az acı veriyordu. Okulun girişine vardığımda alt kattaki sekreterlikte kamera kiralaması ile ilgilenen iki personeli gördüm. Her zamanki gibi gülümsediler. İlerleyip birinci kata çıkmak için merdivenleri kullandım. Çok heyecanlı olduğum için bu merdivenleri çıkmak normalinden daha fazla yormuştu beni. Birinci kattaki sekreterlik koridorun en sonundaydı. Kapısı açık olan sınıfların yanından geçerken en sevdiğim öğretmenimin, belgeselime iltifat eden Sammy'nin ders verdiğini duydum. Onunla bugün karşılaşmak için aşırı duygusaldım. Beni fark etmemesi için hızlıca yürüdüm. Sekreter odasına gelince niçin geldiğimi anlattıktan sonra okul kaydımı sildirme işlemine başladık. Normal zamanda işim düşünce geldiğim bu sekreter beni hiç fark etmezken bugün gözlerimin içine bakıyordu. "Ders aldığın öğretmenlerin haberi var mı bu kararından? Zorlandığın bir konu varsa sana her zaman yardım etmeye hazırız, biliyorsun değil mi?" Çeneme giren ağrıyı sıkıyordum ve gözümden yaş akıtmamak için kendimi yalancı gülümsemeler atarak halden hale sokuyordum. "Teşekkür ederim... Yok, henüz haber verme imkanım olmadı." Sekreter endişeli bir bakış attıktan sonra "Kararından emin misin?" diye sordu. "Evet, lütfen." dedim ve o da başını kocaman bilgisayar ekranına çevirdi. Bir sağa bir sola, bir aşağıya bir yukarıya bakarak sürekli bir yere tıklıyordu. "Öğrenci kartın yanında mı?" diye sordu. "Evet." dedim ve çantamdan bu senenin öğrenci kartını çıkardım. "Geçen seneki öğrenci kartın yanında mı?" diye sordu. "Hmm... Sanırım cüzdanımda, bir bakayım." dedim. Geçen senenin öğrenci kartımı ararken merak ettiğimi sormadan geçemezdim. "O neden lazım ki?" dedim. "Kaydını sildirirken okula ait bütün kartlarını iade etmek zorundasın." Bunu duyunca üzgün yüz ifademi gizleyemedim. Film okulu ile alakalı en önemli hatıram öğrenci kartlarım olmalıydı. Bu senenin öğrenci kartını almalarını belki anlayabilirdim ama geçen senenin kartını neden alıyorlardı ki? Keşke bunu cüzdanımdan eski kartımı çıkarmadan önce düşünseydim! Unuttuğumu veya kaybettiğimi söyleyerek küçük bir yalan ile bu kartımı hatıra olarak gizleyebilirdim. Sekreter elimde tuttuğum öğrenci kartımı ona vermemi beklerken, "Müsaade ederseniz bir fotoğrafını çekmek isterim..." dedim ve telefonumu çıkardım. "Lütfen diğer öğrenci kartımı da verebilir misiniz?" diye sorarken sekreter gözlerimin içine bakıyordu. Gülümsüyordu ama o da ne hissettiğimi anlıyordu sanki. İki öğrenci kartımın da fotoğrafını çektikten sonra iade ettim. Son işlemleri de tamamladıktan sonra okuldan ayrıldım. Okulun etrafındaki ormanlık alanda yürürken tüm benliğimle okula veda ettiğimi hissettim. Arkamı dönüp bakınca giriş kapısında öğrenciler ile beraber sigara içen öğretmenler, çayırda uzanan öğrenciler ve birlikte yemek yiyen arkadaş grupları... Bazen bulunduğun ortama ayak uyduramadığın anlar bile o ortam ile alakalı en çok özlediğin manzara olabiliyor. Arkadaş gruplarının arasında ortama ayak uyduramayan, öğrencilerin arasında öğrencilikten vazgeçen... Önüme döndüm ve hızlı bir şekilde yürüdüm. Hava yavaştan soğumaya başlamıştı. Rüzgar hem saçlarımı savuruyordu hem de düşüncelerimi. Okula teslim ettiğim belgelerden sonra çantam boşalmıştı. Rüzgarın etkisinden o da savruluyordu. Çantamı önüme aldım ve kollarımı birbirine bağlayarak yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayalimin peşinden gitmek
Non-Fiction- #2 belçika [14/05/2022] - #1 düşünce [15/03/2023 - 23/03/2023] - #1 nostaljik [29/01/2024]