Ekim sonu 2019
Birazdan okul arkadaşım Esmée'yi ziyaret edeceğim. Kendisine küçük bir ayrılık ziyareti yapmak istedim. Ben sınıfta kalmıştım ve okulu bırakıyordum. O ise ikinci sınıfa geçmişti. Tabiki görüşmeye devam edecektik ama okulda daha sık görüşüyorken şimdi çok daha az görüşebilecektik. O yoğun öğrenci hayatına devam edecekti, ben de iş hayatına girecektim. En azından öyle umuyordum. İki tane çanta hazırlamıştım. Birinde Esmée'ye yaptığım kek, diğerinde de öğretmenlerime hazırladığım küçük hediyelerim vardı.
Akşam çökmüştü ama olsun. Brüksel sokaklarında geceleri hava almayı seviyordum. Odamın ışığını söndürüp poşetleri aldım. Arkamı dönünce odam karanlığın içinde masmaviye bürünmüştü. Olduğum yerde durdum. Çok kısa sürse de, o mavi tonları öforik bir his yaratmıştı içimde. Beyaz perdem açık maviye ve bej duvarlarım ise kozmik bir mavi rengine dönüşmüştü. Keskin sarı ve turuncumsu sokak lambası açık kalan perde kısmından kahverengi parkelerin bir köşesini sarıya çevirmişti. Mavi ilk kez bu kadar ilgimi çekmişti. Bu soğuk renk içimi ısıtmıştı. Çalışma masamın köşesinde duran uzun süredir kullanmadığım mumu farkettim. Çakmak çıkarıp mumu yaktım. Ben gelene kadar odamı güzel kokutacaktı. Hangi kokuyu aldığımı hatırlamıyordum ama herhalde ağır bir koku değildi. Ağır kokan mumlar ve parfümler hiç benlik değildi çünkü. Karanlık odamın bir köşesinde yanan bu küçük mumun alevi koridorda bulunan rüzgar nedeni ile bir sağa bir sola savruluyordu. Sanki dans ederek duvara hareketli bir ışık yansıtıyordu. Yavaşça kapımı kapattım ve evimden çıktım.
Otobüste en arkada oturuyordum ve kulaklıklarımı takmıştım. Gecenin havasına uygun sakin çalma listeleri dinlemeyi seviyordum. Yaşadığım yerde gün içi otobüs ve metro yoğun ve kalabalık olmasına rağmen geceleri çok az insan vardı. Birkaç durak ilerledikten sonra otobüsteki kişilerin sayısı git gide azalıyordu. Dışarıyı izlerken yolların yavaşça boşaldığını fark ettim. İneceğim durağa varmadan bir de yağmur yağmaya başlamıştı. Otobüsten inince şehrin karanlığında parlayan büyük Ulusal Kalp Bazilikası karşımda duruyordu. Brüksel'in her tarafından gözüken bu Bazilikayı tam karşımda görmek çok büyüleyiciydi. Mimarisini biraz inceleyip, kendimi bu kocaman eserin karşısında küçücük hissettikten sonra arkadaşımın evine doğru yürümeye başladım. Biraz yürüme mesafesi vardı, bu yüzden çantamda atıştırabileceğim bir şey olup olmadığına baktım. İç ceplerin birinde aylardır yüzüne bakmadığım sigara paketimi farkettim. Çantamda tutup çöpe atmamıştım çünkü ihtiyacım olduğunda kafa dağıtmak için içme alışkanlığım vardı. Bağımlı değildim ve hiç bir zaman da olmadım. Sadece yürüyüşe çıkarken veya aklıma geldiğinde içiyordum. İlginç bir şekilde bu sene İngiltere'den döndükten aylar sonra ilk kez içecektim. Vogue sigara paketimin içinden ince bir sigara çıkarıp yaktım. İnce olmaları iyi geliyordu ve bilinçli seçtiğim bir şeydi. Ne çok yakıyordu boğazımı ne de çok ağır geliyordu. Arkadaşımın evine yaklaşınca sigaramı bitirmiştim. Zile basıp onu kapının önünde bekliyordum. Bir yandan da rüzgar esmeye başlamıştı. Üşüyordum ama kendimi iyi hissediyordum. Saçlarım dalgalanıyordu ve yüzüme yaklaşınca üzerlerine sinen sigara kokusunu alıyordum. Tam da o sıra Esmée kocaman giriş kapısını açmıştı.
"Esma! Merhaba! Nasılsın?"
Kendisini görünce ilk tanıştığımız an geldi aklıma. Neden böyle bir şey düşünmüştüm ki? Acaba kendisini daha az göreceğimi bildiğim için mi arkadaşlığımızın nasıl başladığını hatırlamıştım?
"Esmée! Çok uzun zaman oldu! Ben iyiyim teşekkür ederim, sen nasılsın? Okul nasıl gidiyor?"
Biraz onun okul yoğunluğundan, biraz da benim okulu bırakma kararımdan bahsettikten sonra poşetlerin içinden çıkardığım hediyesini uzattım. "Bu keki senin için yaptım. Afiyet olsun!"
"Aa hiç gerek yoktu ama çok teşekkür ederim! Hemen tadına bakıp sana mesaj atarım!"
Bu cevabına biraz güldüm ve daha sonra öğretmenlerime hazırladığım hediyeleri ona anlattım.
"Her paketin üstüne öğretmenin ismini yazdım. Sen bunları onlara verirken eski öğrenciniz Esma'dan diyebilirsin, onlar anlarlar... Aa bir dakika! Ben okulu bıraktığımı henüz onlara haber edemedim..."
"Merak etme sen, onların müsait olduğu bir anda veririm onlara tek tek."
"Tamamdır Esmée, teşekkür ederim. Ne zaman müsait olursan o zaman verirsin. Sana tekrardan çok teşekkür ederim!"
"Ne demek! Sana alacağın kararlarda başarılar dilerim. En iyisini seçeceğine eminim. Kendine dikkat et."
"Sen de kendine dikkat et. Yoğun öğrenci hayatında sana başarılar dilerim!"
Kocaman gülümsedi ve hediye poşetlerini aldı. Birbirimize veda ettikten sonra Ulusal Kalp Bazilikasının önünden geçtim ve otobüs durağına doğru geri yürüdüm. Vardığımda otobüsün yirmi dakika sonra geleceğini görünce biraz daha yürümeye karar verdim. Yolda bir ara karşılaşacaktım o otobüs ile nasılsa. Müzik listemi açtım ve sigara paketimden bir sigara daha çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayalimin peşinden gitmek
Non-Fiction- #2 belçika [14/05/2022] - #1 düşünce [15/03/2023 - 23/03/2023] - #1 nostaljik [29/01/2024]