2.9

20.1K 1.3K 666
                                    

Keyifli okumalar❤

"Ya beni bi yere indirsene, gidip öldüreyim şunu!"

Alina'nın, Atlas'ın kucağında kendini yırtmasına sinirle göz devirip peçeteyi kanayan kaşıma bastırdım. Çağla'nın telefon konuşmasından yararlanarak bizi bir güzel pataklayan kızlarla olan kavgamız, 10 dakika önce bitmiş ve kafedeki herkes dağılmıştı. Etliye sütlüye karışmayan ben bile bu kavgadan nasibimi yolunan saçlarım, kanayan kaşım ve yanağıma yediğim tokatla almıştım.

"Beyin kanaması geçiriyor olabilirim, karı saçımdan tuttuğu gibi kafamı yere vurdu ya! Ulan Çağrı, tam doğacak zamanı buldun. Senin yüzünden ablaların dayak yedi."

Çağla söylenerek başını ovarken aynı şekilde Asena yüzünü buruşturarak sırtını ovuyordu.

"Ne güzel masanın üzerinde gelene geçene tekme atıyordum, masayı itmek ne demek ya? Ölüyordum az kalsın."

"Hiçbir şey yapmamama rağmen en çok dayağı benim yemem peki? Bu geceye kadar en güçlü silahın zeka olduğuna inanıyordum ama bir grup IQ'su düşük insanlardan yediğimiz dayak beyin yapımı değiştirdi. Umarım ezberimde olan ders notları silinmemiştir." dedim sinirle.

"Alina Allah aşkına bi dur!"

Atlas sinirle konuşup Alina'yı yere indirirken, Alina'nın siniri bir türlü geçmiyordu.

"Ne demek dur ya! Ağzına sıçtığımın kızı başımdan bir bardak su boşalttı nasıl durayım?!"

"Alina tamam artık. Kavga bitti, düzgünce hastaneye gidiyoruz."

En az bizim kadar sinirli olan Umut, elindeki kabanla Alina'yı sarıp arabaya geçmesi için anahtarı verirken Alina sinirle abisine bakıyordu.

"Abi-"

"Hadi dedim abiciğim, uzatma."

Son kez sinirle bakıp ayaklarını yere vura vura ilerleyip arabaya bindikten sonra kapıyı o kadar hızlı çarpmıştı ki, camın kırılmadığına şükrediyorduk.

"Allah'ım sen bana sabır ver. Küçücük bir kız nasıl bu kadar sinirlenebilir gerçekten anlayamıyorum. Ailedeki tüm öfke genleri ona gitmiş sanki, öyle bir sinir."

Elini sabır dilenip saçlarına geçirdikten sonra bize döndü.

"Kimlerde hasar var şimdi el kaldırsın."

Ben, Çağla, Asena ve Barkın elini kaldırırken gözlerimiz Barkın'a döndü.

"Ne bakıyorsunuz? Uçan sandalyelerden birini tutarken bileğim burkuldu."

"Ben en iyisi sizi sanayiye parça değişimine götüreyim, olmayacak böyle."

Dediğine bir ben gülerken kaşımın acımasıyla gülüşüm çabuk solmuştu.

"Hasarlı olanlar gelsin benimle, diğerleriyle uğraşamayacağım valla o kadar iyi bir abi değilim."

Bıkkınca konuşup yanıma doğru gelirken herkes dediğini yapıyordu.

"Benim bebeğim de dayak yedi sizin yüzünüzden."

Dudak bükerek elini yanağımda gezdirirken gülümsememe yarılan kaşım bile engel olamıyordu.

"Bebeğim mi?"

Sorduğum soruya sırıtıp başını salladı. "Hoşuna gitti galiba?"

"Gitti." dedim mırıldanarak. Gülerek saçımı okşadı.

"Gelip bizi hastaneye götürecek misin yoksa arabayı çalıp gördüğüm ilk direğe gireyim mi?!"

Alina'nın sinirli bağırışına ikimiz de aynı anda göz devirirken Umut sinirle mırıldandı.

Küçük Sevgilim/ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin