3.6

15.7K 1K 810
                                    

Minik bir not: Bu bölümün benzerini Sevsene Beni'de okudunuz, tanıdık gelebilir. Ama aynı değiller haberiniz olsun❤

Keyifli okumalar❤

"Hangisi sence?"

Askılarından tuttuğum elbiseleri babama gösterirken takmaya çalıştığı saatinden gözlerini alıp bana çevirdi.

"Üzerine tut bakayım."

Siyah ve kırmızı renginde olan elbiseleri üzerime tuttuğumda kırmızı olanı işaret etmişti. "Hep siyah giyiyorsun zaten, bu sefer değişiklik olsun."

Gülümseyip başımı salladım. Bu akşam, gençler olarak hepimizin çok sevdiği şirket yemeklerinden birine gidecektik. Çok sevmemizin tek nedeni ailecek gittiğimiz her yerde mutlaka bir kaos çıkmasıydı. Bazen gerçekten üzerimizde koca bir mıktanısın olduğunu ve her türlü kaosu, belayı, müsibeti üzerimize çektiğimizi düşünüyordum. Bu biraz da bizden kaynaklanan bir şeydi tabii, biraz uslu dursak sakin bir hayat yaşayabilirdik. Ama gel gör ki uslu durmak ne demek bunu bile bilmiyorduk.

Elbisemi giyip güzelce makyajımı yaptıktan sonra son olarak saçımı sıkıca at kuyruğu topladığımda hazırdım.

"Baba ben hazırım!"

Odamın toplu olup olmadığına son kez bakıp çıkarken babam da kendi odasından çıkmıştı.

"İnsanın güzel kızının olması çok zor," dedi keyifsizce bana bakarken. Güldüm, "Aynı şekilde yakışıklı bir babası varsa da zor. Yaşlanmayacak mısın artık sen?"

"Dur bakalım küçük hanım, daha var yaşlanmamıza."

Yanıma gelip elimden tuttu ve beni etrafımda döndürdü.

"Sarı velet için fazla özenmişsin sanki."

Gözlerim kocaman olurken "Baba,"
dedim sitemle. "Onun bir ismi var."

Omuz silkti sadece. Normalde bu kadar huysuz bir adam değildi ama konu ben olunca işler değişiyordu.

"Hem, siz ne konuştunuz dün?"

Merakla konuştuğumda güldü ve merdivenlere yöneldi. "Sevgilin anlatmadı mı?"

"Bir şeyler söyledi ama onlar sana göre fazla sevgi dolu şeylerdi, inanmadım."

Son basamaktan zıplayarak inip askılıktakı kabanımı elime aldım.

"Ne konuştuysak aramızda Elacığım. Büyüklerin işine fazla karışma bakalım sen."

Yüzümü buruşturup elimde tuttuğum kabanı giydim. İnceden inceden lafını sokmayı da ihmal etmiyordu Burak Bey.

Ayda yılda bir giydiğim topuklu ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Bu yemekler olmasa yüzlerine bile bakmazdım, çok şık duruyorlardı ama tam bir işkenceydiler.

"Çıkalım mı?"

Başımı sallayıp kapıya doğru ilerledim ve çıktık. Arabaya bindikten kırk beş dakika sonra yemeğin olacağı yere gelmiştik.

"Yemin ediyorum gelirken yanımda kırmızı halı getirecektim de Ebrar zor tuttu."

İner inmez Akın amcanın övgüleriyle karşılaşırken gözlerim aradığı kişiyi hemen bulmuş ve yüzümde şapşal bir gülümseme oluşmuştu. Aile yemeklerini sevmemin bir diğer sebebi Umut'u takım elbiseli görüyor olmamdı. Tatlı ve çocuksu görüntüsü gidiyor ve yerine bambaşka bir şey geliyordu sanki.

"Arkadaşlar bu güzel genlerimiz adına şükür duası falan edelim. Olmayacak böyle."

"Akın'ın bizi övmesi bitmeyecek, en iyisi içeri geçelim artık."

Küçük Sevgilim/ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin