Keyifli okumalar❤
Elimi alnıma götürüp ovuştururken sinirle soludum. Babamla girdiğim her tartışma benim aleyhime bitiyordu ve ben bundan çok sıkılmıştım.
"Hayır dedim Ela, konu kapanmıştır."
Kollarımı göğüsümde bağlayıp cama doğru döndüm ve akıp giden yolu izlerken sakinleşmeye çalıştım. Babamı, Karabaş'ı babaannemlere geri götürmesi için ikna etmeye çalışıyordum fakat bunu kabul etmediği yetmezmiş gibi bir de Umut'un yalnız başına bizim eve gelmesini yasaklamıştı. Gerekçe olarak içinin rahat etmediğini ve Umut'a güvenmediğini söylemişti.
Bunca yıldır güveniyordu ama biz sevgili olduktan sonra ona karşı tavırları bambaşka olmuştu. Kız babası gibi davranmak için bunu beklemişti sanki.
"Asma suratını bana."
Dediğine omuz silktiğimde direksiyonda duran ellerinden biriyle uzanıp yanağımı sıkmıştı.
"Önüne bak," dedim sinirle. "Bir şey olacak şimdi."
"Vay be.."
Göz ucuyla ona baktığımda kederli bir surat ifadesi vardı.
"Kızımın sevgilisi için bana trip attığı günleri de mi görecektim?"
"Trip atmıyorum baba."
"Atıyorsun Ela, kollarını bağladın bile."
Göz devirip kollarımı çözdüm ve ona döndüm. "Karabaş'ı babaannemlere gönder trip atmayı bırakayım."
Dediğime güldü. "Çok akıllısın sen."
Ne vardı gönderseydi? Umut'un yalnız başına bize gelmeme kuralını pek takacağını zannetmiyordum, yine gelirdi ve Karabaş bu sefer cidden ona saldırabilirdi. Belki ben abartıyor olabilirdim ama yine de bu ihtimaller arasındaydı.
"Tamam baba, bir şey istemiyorum artık senden."
Babamın ona kızgın olmama dayanamadığını bildiğim için bu şekilde davranıyordum fakat bu sefer işe yaramıyordu. Belli ki inatçı babam bu numaraya artık kanmıyordu.
"Sen bilirsin aşkım."
Alaylı sesine göz devirip yolu izlemeye devam ettim. Bu akşam Alya teyzeler İnci abla ve Elçin'le tanışmak için herkesi yemeğe davet etmişlerdi. İnci abla şirkette çalıştığı için tanışıyorlardı ama ailenin geri kalanıyla hiç tanışmamıştı. Şimdi ise birlikte gitmek için İnci abla ve Elçin'i almaya gidiyorduk.
Büyük bir sitenin önünde durduğumuzda babam kontağı kapatmıştı.
"Niye durduk?"
Emniyet kemerini çözmeden önce bana döndü. "Bir şey konuşmamız gerekiyor, yukarı çıkacağız."
Anlam veremesem de emniyet kemerimi çözüp arabadan indim. Babam yanıma gelip kolunu omzuma attı ve beni tam karşımızdaki binaya doğru yönlendirdi. Site bizimkine oranla daha küçüktü ve birkaç tane yüksek katlı apartmanlardan oluşuyordu.
Apartmana girip asansörle altıncı kata çıktık. Apartmanın içi geniş sayılırdı ve her katta karşılıklı iki daire bulunuyordu. Babam, numarası on bir olan dairenin ziline bastığında kapı çok geçmeden açıldı.
"Hoş geldiniz."
İnci abla gülümseyerek konuşup geri çekildiğinde içeri girmiştik. Ev küçük, ferah ve tatlıydı.
"Nasılsın güzelim?"
Bana sarıldığında gülümsedim. "İyiyim İnci abla, sen nasılsın?"