Bu saatte kalkan İlayda mı? nE xksöxlsçxöd
*.
Alper ve Esra'nın Nişan Günü
Ben artık saymayı bıraktım. Kaç gün oldu, kaç gündür konuşmuyoruz saymıyorum. Saysam da bir işe yaramıyor çünkü.
Ufuk benim kendimi affettirmemi bekliyor. Ben de onun bana kendisini affettirmesini istiyorum. İkisi de olmayacağı için zorlamaya gerek olduğunu düşünmüyorum.
Artık Ufuk'u kafama takmamam gerektiğine karar vermiş durumdayım. Evet aklımda ve kalbimde yer edindi ama onu oradan söküp atmak da o kadar zor olmamalı. Çünkü çok kolay bir şekilde yer edindi oralarda.
Üzerimi giyinip odamdan çıktım. Nişana gidecektim. Şermin ile görüşmediğim ve görüşmek istemediğim için nasıl geleceğini düşünmüyordum.
Niye yalan söylüyorum ki gayet de düşünüyorum.
Ufuk onun ağladığını söylemişti. Bencil bir kız olsa da onun da duyguları vardı elbette. Kendisinin bana söylediği kadarıyla abisi de onunla konuşmuyordu. Nasıl gelecekti acaba?
"Abi ben hazırım." diye konuştum odamdan çıkıp salona vardığımda. Abim baştan aşağı beni süzdü. Lavanta rengi bir elbise giymiştim. Başımda da siyah şalım vardı. Görünüşümden gayet memnun kalmıştım. "Ilgaz Hanım bu ne güzellik?" derken abim elimden tutup beni etrafımda döndürdü. Gülerek elimi çektim.
"Abi şımartma şimdi beni." deyip güldüm. Abim de güldü. Ablamla anneme baktığımda ablam bana öpücük attı. "Çok güzel olmuşsun." diye konuştu. Gülümsedim. Annem de okuyup üflemeye başladığına göre artık gerçekten evden çıkmalıydık.
"Hadi abi." dediğimde abim kapıya doğru yürüdü. Ben de peşinden gittim. Kapının önüne koyduğum ayakkabılarımı ayağıma geçirip evden çıktım. Abimle birlikte asansöre bindik. "Kaç gibi alayım seni?" diye sordu. Omuzlarımı silktim. "Hiç bilmiyorum ama ben seni ararım." diye konuştum.
Asansörden inip apartmandan çıktığımızda Şerminlerin apartmanına baktım. Şermin gitmiş miydi acaba? Abim oraya baktığımı fark edince bana baktı. "Çağır istersen." dedi. Şermin'le konuşmadığımı biliyorlardı. Sadece sebebini bilmiyorlardı.
"Yok." deyip arabaya doğru yürüdüm. O beni düşünmezken ben onu düşünemezdim. Abim arabayı açınca bindim. O da binip arabayı çalıştırdı.
"Niye küstüğünüzü söylemeyecek misin?" diye sordu abim. Kafamı iki yana salladım. Söyleyemezdim. "Sen mi ona küstün o mu sana?" diye sordu bu kez. Camdan dışarı bakarken nefesimi bıraktım. "Ben." diye cevap verdim.
Şermin arada sırada beni arıyordu ama açmıyordum. Mesaj attığında da onu geçiştiriyordum. Şermin'e sinirliydim. Hem de inanılmaz sinirliydim.
Acaba aklı başına gelmiş miydi merak ediyordum.
Gerizekalı abisinin bizi dinlemeden yargılayacağını bilmiyormuş gibi böyle bir işe girişmişti. Abisi ayrı kendisi ayrı maldı.
"Hâlâ onu düşünüyorsun ama?" dedi bu kez abim. Ona baktım. "Abi ben ona çok sinirliyim. Onun hakkında konuşmayalım olur mu?" Abim kafasını salladı. "Hay hay." dedi gülerek. Tekrar cama döndüm.
Biraz sonra Esraların evine gelmiştik. "Teşekkür ederim." deyip kapıyı açtım. "Tebriklerimi ilet." dedi abim. Ona başımı sallayıp arabadan indim. Eve doğru yürümeye başladım. Esra ve Alper'in nişanına yanımda Şermin olmadan tek başıma geleceğimi asla tahmin etmezdim. Ama hayattı bu işte.
Evin kapısına geldiğimde arkama baktım. Abim bekliyordu. Eve girdiğimi görünce gidecekti. Zile basıp beklemeye başladım. Biraz sonra Esra'nın kız kardeşlerinden birisi kapıyı açtı. "Hoş geldin Ilgaz abla." dedi. Gülümseyerek içeri girdim. "Hoş buldum." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birisi | texting
Short StoryBirisi: Özür dilerim Birisi: Sana bunu yapmamalıydım Ufuk: Sakın bana tek mesaj dahi atma. Ufuk: Yoksa kalbini kırarım. Birisi: Beni dinlemiyorsun Birisi: Hiç mi değerim yok senin gözünde? Ufuk: Zerre kadar değerin yok. Sadece Birisi'ydin. Artık o d...